Siyasetçilerin yapamadığını belki de sivil toplum kuruluşları ya da ‘sivil itaatsizlik eylemleri’ yapacak.
Devam eden kanunsuz yasağa karşı birlikte hareket edildikçe, yasağı savunanlar çaresiz kalacak ve ‘gerçeği’ kabul edecekler: Başörtüsü, öğrenciler arasında ‘ikilik’ sebebi değil!
Üniversitelerde devam eden kanunsuz başörtüsü yasağını savunanların dayandığı ‘çürük’ iddia şuydu: “Başörtülüler okullara girerse, üniversitelerde rahatsızlık başlar, kavga olur, kargaşa olur, tartışma çıkar, eğitim aksar vs.”
Bu temelsiz iddia her gün fiilen yalanlandığı hâlde, TV’lerde görüş beyan eden bazı siyasiler ve başka ‘uzman’lar bu iddialarını sürdürdü. Bu iddianın kökten yanlış ve temelsiz olduğu Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinde bir defa daha ispat edildi. Çünkü, BÜ’de okuyan ve çok değişik dünya görüşüne sahip olan öğrenciler, başörtülü arkadaşlarından değil rahatsızlık duymak; aksine ‘risk’leri göze alarak onlara sahip çıktı! Böylece, “Başörtüsü ikilik doğurur” diyenlerin iddiaları toz duman oldu!
Şimdi bir adım daha atılıyor ve “Birbirimize sahip çıkıyoruz!” başlığıyla yeni bir metin imzaya açılıyor. Bu metinde de özetle şöyle denilmiş: “Hep birlikte özgür oluncaya kadar birbirimize sahip çıkacağız. Yine okullar açılıyor, yine aynı görüntülere şahit oluyoruz: Bir grup kadın, duvarın berisinde arkadaşlarının serbestçe girip çıktığı okula girememenin sıkıntısını; gencecik bir yaşta yetkili parmaklarca işaret edilmenin eziyetini; kalabalıklar içerisinde yalnız kalmanın hüznünü; eğitim, aş, iş gibi en temel insan haklarını kendisi için ulaşılmaz kılan sistemin utanç verici ağırlığını yaşıyor. Ve her şeyin ötesinde, daha belki yaşları yirmilere henüz varmış genç kadınlar bir özgürlük mücadelesinde ayakta kalmaya zorlanıyor.
“Kadın oldukları için, inandıkları gibi riyasız yaşamak istedikleri için, onlara yıllardır bu ırkçılığa varan ayırımcılığı yaşatanlar bilmeliler ki: Farklı inanç, düşünce ve yaşam pratiğinin içinden gelen kadınlar olarak biz onların yanındayız. Her gün bir kapıdan geçerken onları ‘olması gereken’ kılıklara sokan ayırımcılığınızdan siz değil biz utanıyoruz! Peruk, şapka, kapüşon gibi totaliter laikliğin saçlarını dayatma hakkını kendinizde görmenizden siz değil biz hicap duyuyoruz!
“Önlerine sürdüğünüz ‘eğitim almak istediğim için suçluyum, bunu biliyor ve imzalıyorum’ vesikalarını vicdanlarımız önünde biz reddediyoruz! Birimizin tutsak olduğu yerde hiçbirimiz özgür değiliz. Birimizin mahrum olduğu yerde hiçbirimiz sahip olduklarımızla mutlu değiliz. Birimizin hakaret gördüğü yerde hiçbirimiz itibar sahibi değiliz. Bu direnç ve özgürlük sınavında başörtülü-başörtüsüz kadınlar yan yana yürüyeceğiz. Ta ki hepimiz özgür oluncaya kadar... Birbirimize sahip çıkıyoruz!” (http://www.birbirimizesahipcikiyoruz.blogspot.com/)
Yasakçılara karşı bu çok yerinde çağrıyı dile getirenleri tebrik ediyoruz. Yasakçılar kaybetmeye mahkûm. ‘Hak’lara bu şekilde sahip çıkıldıktan sonra kanunsuz yasağın devam etmesi mümkün değil.
Evet, hepimiz özgür oluncaya kadar, birbirimize sahip çıkalım!
27.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|