Dünyaya ahiret ticareti yapmak için gelen insanoğlunun en önemli meselesi kendisine bahşedilen kazançlı birer pazar ve panayır hükmündeki gün ve geceleri büyük birer fırsat bilmek ve gerekli şekilde değerlendirmektir.
Mesele kazanç olunca elbette en faziletli Kadir Gecesinin önem ve değeri bir kere daha anlaşılır.
Bunun için önce mânen temizlenmek, tertemiz bir hayat sayfası açmak gerekiyor. Ramazan, özellikle Kadir Gecesi bunun için büyük bir fırsat, nimet ve ganimettir. Affa nâil olmamak için hiçbir sebep ve engel yoktur. Resûl-i Ekrem (asm) “Ramazan ayına kavuşup da affolunmadan çıkıp giden adama yazıklar olsun!” 1 buyururken, bu büyük fırsatı değerlendiremeyenleri kınıyor.
Evet, Kâinatın Efendisinin (asm) müjdesi gayet açık: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları bağışlanır.” 2
Bu müjde bize şu gerçeği de gösteriyor: Artık insan eski hata, kusur, yanlış ve eksiklerine devam etmemeli. Çünkü kendisine yeni bir imkân, yeni bir fırsat doğmuştur. En güzel şekilde değerlendirilecektir. Hani Kur’ân’da, ahiret âleminde, yaptığı hatalar sebebiyle pişmanlık yüklü insanların, “Ey Rabbimiz, bizi dünyaya geri döndür de Senin istediğin şekilde bir kul olalım” diye hasretleri vardır ya, ama imkânı yok dönemezler. Onlar geri dönseler de değişen birşey olmayacağını anlatır Kur’ân bize.
Bir mü’min olarak aynı durumda bulunduğumuzu farz etsek, yaptığımız yanlışların nelere mal olduğunu görüp tekrar dünyaya gelme imkânı olsa da gelseydik aynı hataları yapmaya devam eder miydik?
Kur’ân’ın indirilmeye başlandığı ve seksen küsûr senelik bir sevabı kazandırabilecek Kadir Gecesinde böyle bir muhasebeyi yapmanın şüphesiz çok faydası var. Bir an için ahiretten baktığımızda piyangovârî nice fırsatları kaçırmışız, nice hataların içine girmişiz. Pişmanlık ve hasret dolu bir ömür! En azından daha iyisini yapabilecekken azla yetinme sebebiyle pişmanlıklar! Buyrun size böylesine bir kandil gecesinde yeni programlar yapma, hayat çizgisi çizme fırsatı! İslâmı yeni tanımış bir insanın heyecanı gibi heyecan! O insan nasıl merak ve iştiyakla dini öğrenme ve yaşama gayreti içine girer.
Bütün bunları birlikte düşündüğümüzde hiç olmazsa bundan sonraki hayatımız çok daha farklı, gelişmeye açık, verimli, kazançlı, dolu dolu, şevk ve heyecan içinde, imanın sayısız fayda ve nurlarından gerektiği gibi yararlanma şeklinde geçmeli değil mi?
Bu duygu ve düşünceler içerisinde ibadet, taat, hayır hasenât, tefekkür, istiğfar, duâ Allah’a mânen yaklaşma, Onun sevgili bir kulu olma noktasında yeni adımlar olsa ne kadar çok şeyler kazanır, mutlu oluruz, hesap etmek mümkün değil.
Bütün mesele Allah’ın rızasını kazanmak ve bu çerçevede bir hayat sürebilmek değil midir? O zaman her gece bir Kadir Gecesi, her gün de bayram günü olur. Bu duygular içerisinde Kadir Gecenizi tebrik ediyor; maddî ve mânevî hayatımız için hayır, feyz, bereket ve saadetlere vesile olmasını Rabbü’l-Âlemîn’den niyaz ediyorum.
Dipnotlar:
1- Fethu’r-Rabbânî, 9:230. 2- Buharî, İman: 35; Müslim, Müsafirin: 175; Ebû Davud, Ramazan: 1; Tirmizî, Savm: 1.
26.09.2008
E-Posta:
[email protected]
|