Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Büyüklerin ibadetleri de farklı



Kişi ibadette mesafe katettikçe değer kazanır. İnsan bu dünyaya Yaratıcısını tanımak ve Ona kullukta bulunmak için gönderilmiştir. Kulluk ise Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından kaçınmaktan ibarettir.

Allah dostlarının ibadetlerinin de sıradan değil, çok daha farklı, insanı hayret ve takdire sevk edecek boyuttadır. Her konuda olduğu gibi ibadette de harikadırlar.

Otuzdan fazla dünya diline çevrilen, meraklı ve iştiyaklı insanların harıl harıl okuduğu, altı bin sayfalık Risâle-i Nur Külliyatı gibi seçkin eserleri insanlığa, özellikle Müslümanlara armağan eden Bediüzzaman’ın ibadet hayatına baktığımızda, bu eserleri nasıl kaleme aldığının sırrını daha iyi anlıyoruz. Manevî bataryaları dolu bir kalemin ucundan dökülmüş bu hakikatler.

Gençlik yıllarından, hatta çocukluk yıllarından itibaren onun mükemmel, göz kamaştırıcı, farklı bir ibadet, zikir, fikir, dua, istiğfar, vird hayatı olduğunu görüyoruz. Vaktini aslâ boş geçirmeyen, ya okuyan, ya yazılan risâleleri tashih eden, ya dua eden, ya namaz kılıan, mutlaka birşeylerle meşgul bir insan Bediüzzaman.

Onun namazında, tesbihatında, yazdığı hakikatlerin bir nev'î tatbikatını buluruz. İbadetlerin başı, hakiki bir insanlık görevi, son derece fıtrî, münasip bir yaratılış neticesi, bütün ibadet çeşitlerini içerisine alan nuranî bir fihriste, bütün mahlukat sınıflarının ibadet renklerine işaret eden kudsî bir harita, kalbin gıdası, ruhun âb-ı hayatı ve latife-i Rabbaniyenin hava-ı nesimini cezb ve celbeden, sonsuzluk yolculuğunda son derece mühim, değerli, revnektar bir bilet, bir nur-u kabir, define anahtarı hükmünde olan bir bilet, yüzde doksan dokuz ihtimal ile sonsuz bir hazineyi kazandıran, hakiki bir hayat-ı ebediyenin saadetine vesile olan; hoş, güzel, rahat ve rahmet bir hizmet, “Kulun dergâh-ı İlâhîde kendi kusur, acz ve fakrını görüp kemal-i Rubûbiyetin, kudret-i Samedaniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmesi demektir”1 diye tarif ettiği namaz kılışına, namazdan sonra yaptığı tesbihata hayran kalıyor her gören. İlk talebelerinden Molla Hamid diyor ki: “Tesbihata başladık. Derdi ki: ‘Namazın sonundaki tesbihat, namazın tohumu, çekirdekleri hükmündedir.’ Hazin bir sada ile bizden çok ağır bir şekilde tesbihat yapıyordu. Sübhanellah, Sübhanellah… Çok içten ve yavaş tesbihat yapardı. Biz âdetâ Süb, Süb diyoruz. Ben çok namaz kılanlar gördüm. Fakat böyle hazin, huşû içinde, heyecan verici bir tarzda namaz kılanı görmedim. Onun Lâ ilâhe illallah demesi, âdetâ top güllesi gibiydi. Orada ehl-i tarik birisi olsaydı, heyecandan cezbeye kapılırdı.”2

Emirdağ Çarşı Camiinde imamlık yapan Bozuhöyüklü Hafız Nuri Güven, namaza durmasının belki beş dakika sürdüğünü söylüyor. “Çok heybetli, haşmetli bir şekilde namaza dururdu”3 diyor. 1935 Eskişehir Hapishanesinde birlikte namaz kılan talebelerinden Yüzbaşı Refet Barutçu, “Üstadın arkasında kılınan namazın hazzı bambaşkaydı. İlk tekbir aldıklarında, âdetâ yer gök sarsılır. Aman ya Rabbi! O ne huşû, o ne mûnis sada tarif edilmez”4 diyor ve “Kendisi namaza dururken biz arkasında çok heyecanlanırdık. Heybet ve huşû içinde huzura bir girişi vardı ki, tarifi mümkün değil. ‘İlâhî ya Rab! İlâhî ya Rab! İlâhî ya Rab! Allahü ekber’ diyerek sarsılır ve haşyet içinde sallanarak, süratle namaza girerdi. Biz arkasında korkardık, ürperirdik”5 diye ekliyor.

Evet, büyüklerin hayatları olduğu gibi ibadetleri de farklı.

Dipnotlar:

1. Sözler, s. 45., 2. Bediüzzaman’ın İlk Talebelerinden Hatıralar, s. 69-70., 3. Son Şahitler, 4:38 (1988 Baskısı)., 4. Bediüzzaman’ın İlk Talebelerinden Hatıralar, s. 32., 5. Son Şahitler, 1:385.

24.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.03.2008) - Bir sevgi ve şefkat kahramanı

  (22.03.2008) - Öldükten sonra da yaşamak

  (21.03.2008) - Kıskançlıktan kurtulmak

  (20.03.2008) - Kıskançlığın kıskacı

  (19.03.2008) - Mevlidle yeniden doğarken

  (18.03.2008) - 18 Mart denilince

  (17.03.2008) - Allah’a kavuşmayı istemek

  (16.03.2008) - Temiz bir kalple

  (15.03.2008) - Ecel birdir, değişmez

  (14.03.2008) - Kader hükmedince

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri