Faruk ÇAKIR |
|
Milleti kandırma yarışı |
Türkiye’yi idare edenlerin, özellikle reklâmlar marifetiyle milletin kandırılmasına sessiz kalmasını anlamak mümkün değil. Kimi 10 bin liraya ev satıyor, kimi piyasa değerinin yarısı fiyatına ‘yağ’ sattığını ilân ediyor. Gazeteleri süsleyen reklâmlara bakınca, mal ve hizmetlerin ucuzladığını bile söylemek mümkün! Hemen ifade edelim ki ‘yanıltıcı reklâm’lar yapmak kanunen yasaktır, ama ‘kanuna karşı hile’ yoluyla bunlar fiilen yapılıyor. Meselâ, gerek gazetelerde ve gerekse duvar reklâmlarında büyükçe yazılarla verilen bir “müjde”nin neredeyse tam aksi ayrıntıları “okunamayacak büyüklükteki yazılar”la kıyıya köşeye gizleniyor. Çoğu kişi de o bilgileri okuyamadığı ya da dikkat etmediği için neticede mağdur oluyor. Geçen gün büyük bir marketin “indirim broşürü”nü incelerken şaştım kaldım. İlk bakışta “çok ucuz” ürünler sattığı akla geliyordu. Fakat fiyatların üstünde küçük bir not vardı: “İkinci ürünün fiyatı”! Yani iki ürün alındığında ikinci/ucuz ürünün fiyatı büyükçe yazılmış, ilk ürünün fiyatı ise küçük ve görünmeyecek şekilde gizlenmiş! Bu tarz, müşteriyi yanıltmak değilse nedir? Bir zamanlar Türkiye pazarına giren büyük bir firma, broşürlerinde “KDV’siz fiyatları” yazıyordu. Bazı ürünlerde KDV’nin (Katma Değer Vergisi) yüzde 25 olduğu düşünülürse, broşürdeki fiyatların ne kadar “ucuz” olacağı anlaşılır. O firmaya her defasında şu soruldu: “O ürün satın alındığında KDV’yi başkası mı ödeyecek ki, KDV’siz fiyatını yazıyorsunuz?” Neticede müşteri şikâyetleri sonucu bu uygulama şükür ki sona erdi. Böyle uygulamalar müşteriyi yanıltmak, hataya düşürmek, kandırmak değil mi? Peki, bunlara sesziz kalan yöneticilere ne demeli? Bazen bakıyorsunuz, “Şu evi alana bir araba hediye” diye reklâmlar çıkıyor. Cazip gibi görünüyor, ama evin fiyatını sorduğunuzda o fiyatın içinde bir değil iki araba fiyatının ilâve edildiği akla geliyor. Böyle tanıtım, böyle kampanya olur mu? Olursa bu milleti yanıltmak anlamına gelmez mi? O zaman birisi de çıkıp “Bir bardak çay içene bir otomobil hediye ediyorum” dese ve bir bardak çayın fiyatını da 30 bin TL olarak ilân etse doğru mu yapmış olur? Bu noktada tüketici derneklerine de büyük görev düşüyor. Halkı yanıltan, hata yaptıran reklâmlara karşı çıkılmalı ve itiraz edilmelidir. Bu yolla büyük yanlışlara ve haksızlıklara imza atılıyor. Hem Türkiye’yi idare edenlerin hem de tüketici derneklerinin dikkatli olmasında fayda var. Reklâmcılar alınmasın, ama bu mesleği kötüye kullanan çok mensupları var. Her meslekte olduğu gibi bu meslekte de bir arınmaya ihtiyaç var vesselâm... 15.10.2010 E-Posta: [email protected] |