Cevher İLHAN |
|
“Ermeni açılımı”nda çekilme sinyalleri… |
Demokratikleşme ve özgürlüklere hiçbir yararı olmayan “kavga” ve polemikler kargaşasında oldukça önemli konular güme gidiyor. Bunlardan biri de Obama’nın Türkiye ziyaretinde “büyük tarihî fırsat” iddialarıyla başlatılan “Ermeni açılımı”nın temelini teşkil eden protokollerin tek taraflı çökmesi… Bilindiği gibi Erivan, işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini teşkil eden Dağlık Karabağ ve reyonlardan (illerden) çekilmeyi hep müzâkere dışı tutu. Ankara’nın “normalleşme süreci” için Ermeni işgalinin sona ermesi talebini reddetti. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini amaçlayan “protokoller”in Karabağ işgaliyle hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürdü. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’dan Dışişleri Bakanı Nalbantyan’a, Ermeni yetkililer ısrarla bunu dillendirdiler. Aslında “protokol onay belgeleri”ni meclise gönderen Ermenistan hükûmetinin, “cumhurbaşkanına protokollerden imza çekme yetkisi”ni veren yasayı hazırlaması, Erivan’ın süreçteki samimiyetsizliğinin en belirgin işâreti. Daha Ankara ile Erivan arasında Bakü’ye rağmen girilen “Karabağ açmazı” aşılmazken, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin 10 Ekim’de Zürih’te imzalanan “protokoller”in ana umdelerinden biri olan “1915 olayları”na dair “ortak tarih komisyonu”na itirazı, süreci tamamen tıkamakla kalmadı, “Ermeni açılımı”ndaki stratejik hedefi darmadağın etti…
“NORMALLEŞME SÜRECİ’NDE FLULAŞMA! “Normalizasyon süreci”, Sarkisyan’ın Wall Street Journal’a, “İşler daha da zorlaştı; görüşmelerin başladığı dönemin de gerisine gittik, iki taraf arasında güven yok” cümlesinde düğümleniyor. En son Davutoğlu’nun görüşeceğini söylediği Nalbantyan’ın Münih güvenlik konferansına gitmemesi, “Erivan süreçten çekiliyor mu?” sorusunu sorduruyor. Ermenistan’ın “soykırım araştırması” çekincesini “protokolleri kısıtlayıcı kayıt” ve “flulaşma” olarak yorumlayan, “süreç sağlıklı işlemezse çekilebilecekleri”ni belirten Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Bern’de ve Londra’da açık itirafıyla “süreci yürütme imkânı kalmadığı” vartasına vardırıyor. Bakan’ın “Türkiye’nin vizyonuna uygun bir sürecin devam etmediği ve Türkiye’ye bir haksızlık yapıldığı”nı açıkça belirtmesi, daha onaylanmadan “protokoller”in suya düştüğünü gösteriyor. Kısacası Erivan’la ilişkiler tehlikede. Krizde “açılım” öncesinin gerisine düşülmüş; kaygılar daha da azmış. Nalbantyan’ın sürece dair hiçbir yazılı ve sözlü garanti vermemesi, bu endişeyi arttırıyor. Uykuya yatırılan “Ermeni açılımı” komaya girmek üzere. Gelinen safhada Ermenistan güven ve diyalog yerine, yine “abanın altındaki soykırım sopası”nı gösteriyor. 24 Nisan’a doğru Türkiye’yi Obama’ya “soykırım” kelimesini söyletmekte tehdit ediyor. Görünen o ki diaspora’nın kışkırtmasıyla “mızıkçılık” yaptığı artık ayân beyân olan Ermeni tarafı, bundan sonra da Türkiye’nin “olmazsa olmazı”nın başında gelen “Karabağ işgali”ni gündeme getirmekten kaçınacak. İmzaladıktan sonra tek taraflı tağyirle “soykırım” maddesini ayıkladığı “protokoller”i parlamentosuna sevkedip onaylatacak… Ardından da klâsikleşen “24 Nisan krizi” öncesinde Amerikan Kongresi’nde yeniden gündeme getirip “soykırım iddiaları”na malzeme yapacak. “Ermenistan parlamentosunda onayladı ama Türkiye onaylamadı” propagandasıyla inisiyatifi ele alıp politik avantaj olarak Türkiye aleyhinde “kınama”da istimal edecek. Kongre üzerinde etkili Yahudi lobisi desteğindeki Ermeni lobisini harekete geçirip Türkiye’yi uluslar arası arenada sıkıştıracak…
ABD, YİNE ERMENİSTAN’IN YANINDA… Amerikan Büyükelçisi Jeffery’in tecâhül-ü ârif yapıp, “Ermenistan Anayasa Mahkemesi, protokollere yeşil ışık yaktı, Ermeni protokolüne desteğimiz sürüyor” çarpıtmasıyla “Karabağ işgali” ile “protokoller”i “iki ayrı süreç” olarak nitelemesi; “Türkleri rahatsız etti ama biz kararı olumlu bir adım olarak görüyoruz” demesi, Washington’un Ankara’ya verdiği sözlerin aksine yine Erivan’ın arkasında olduğunun ifâdesi. Keza Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Ermeni yanlısı Howard Berman’ın 252 nolu “Ermeni soykırımı tasarısı”nın gündeme alıp 4 Mart’ta oylamaya sunmasına, Türkiye’yi “stratejik müttefik”liğe ilâveten “model ortak” ilân eden Obama yönetiminin seyirci kalması, ABD-Ermenistan kumpasını açığa çıkarıyor. Aslında Berman’la görüşen Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi (ANÇA) Başkanı Ken Hachikyan’ın, “ABD Kongresi, Ermeni soykırımına yönelik ahlâksız çabalarına karşı Türkiye’ye açık ve cesur bir mesaj gönderiyor” diye teşekkürü, işin içyüzünü deşifre ediyor. Özetle zamanlama ilginç. Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin kararı, “soykırım tasarısı”, ABD’nin tavrı peşpeşe geliyor. Tesbit şu ki Erivan, bir yandan “protokoller”e imza atarken, diğer yandan 22 ülkenin yanısıra 44 eyâletinin resmen tanıdığı “soykırım” yalanını ABD’ye kabul ettirme peşinde. 148 imzalı “tasarı”yı diasporayla birlikte Amerikan Kongresinde geçirme stratejisini sürdürüyor. Ankara ise hâlâ “açılım” ve “sıfır sorun” söylemiyle oyalanıyor, kamuoyunu oyalıyor. “Ermenilerle ittifak ve dostluğun”, “musâlâha (barış) elini uzatmanın”nın birinci şartı olan “izzet-i milliyeyi (milletin izzetini, hakkını ve hukukunu) muhâfaza”daki başarısız politikalarla AKP iktidarının “Ermeni açılımı” açılmadan kapanıyor. Hem de resmî ağızların ikrarıyla… 10.02.2010 E-Posta: [email protected] |