Ali FERŞADOĞLU |
|
Ruh, duygu ve içtimâî gerginlikler |
Hepimiz toplumda bir yer edinir, rol üstleniriz. Yaşımız ilerledikçe de rollerimiz gelişir, değişir. Bu gelişmeye paralel davranışlara ayak uydurmak da bizi zorlar; gerginlik, endişe, korkulara sebep olur. Meselâ, gençlikten kurtulup evliliğe ayak attığımızda artık bir eşiz, anne-babayız. Veya, içinde bulunduğumuz cemiyet/cemaat, topluluğun bizden beklentileri vardır. Bunun için sürekli bir yarış içinde oluruz. Bunlar gerginlik, sıkıntı ve kaygı sebebidir. Kimi zaman, grup içinde engelleme gibi problemlerle karşılaşırız. Kimi zaman, arkadaşlarımızdan yardım görmeyiz, bir kişi veya kişiler tarafından engelleniriz. Önümüze kıskançlık, haset gibi nefsî duvarlar çıkar. İşte burada sevgi, sabır, ihlâs, uhuvvet (kardeşlik) samimiyet, dostluk, fazîlet, diğergamlık gibi değerler ortaya çıkar. Bunların özümsenmesi nisbetinde de; karşılaştığımız zorlukları aşar, sıkıntıları asgariye indiririz. Hepimiz, olumsuz hâdise, rûhî, hissî tesirler altında kalırız. Meselâ, eş ve yakınların ölümü, eşlerin boşanma, hapis, işsizlik, ağır hastalık, emeklilik (tamamen başıboş kalma) göç, mekân ve ev değiştirmeler... Bunun yanında, ülkenin siyasî ve sosyal değişikliklerinden kaynaklanan ekonomik problemler, politik gerginlikler, darbeler, terör ve savaş gibi içtimâî (sosyal) kaynaklı olaylar; rûh ve duygu dünyamızda menfî tesirler meydana getirir. Hayatın inkâr edilmez ve önlenemez gerçekleri olan menfî olaylar, hiçbir zaman eksik olmaz. Eğer, bunlara karşı savaş kararı verilirse; şuûrumuzdaki haberdarlık ve uyanıklık artar. Sinir sistemimiz kendisini güçlendirir. Endişe seviyemiz yükselir. Bedenimiz de üç çeşit tepki verir: Tehlike, direnç ve çöküntü. Bu durumda devreye Allah’a imân, tevekkül, kadere imân girerse; endişe düzeyi, karamsarlık, öfke, korku, sinirlilik tedirginlik gibi rûhî hallerin seviyeleri aşağılara çekilir. Aksi halde direnç kırılır, rûh dünyamız allak-bullak olur. Ve çöküntüye dayanılamayarak intihar gibi istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Savaşmak yerine, kaçmayı yeğlemek kurtarmıyor. Bu sefer, strese bağlı uyum bozuklukları, rûhun bedende meydana getirdiği psikosomatik, maddî hasar ve hastalıklar ortaya çıkar. 10.02.2010 E-Posta: [email protected] [email protected] |