Mehmet KARA |
|
Nihayet öğreneceğiz |
Gündeme geldiği Temmuz ayından bu yana Kürt açılımı ile başlayan, demokratik açılımla devam eden, sonrasında ise Millî Birlik projesini dönüşen “açılım”ın muhtevası bugün nihayet belli olacak. Salı günü ön görüşmelerindeki tartışmalara bakılırsa bugünkü görüşmelerin de hayli hareketli geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ön görüşmeden sonra genel görüşmenin dün yapılması gerekiyordu. Konuşmalar normal seyrinde devam etmiş olsaydı bir-iki saatte bitmesi gerekirdi. Ön görüşmeler gece 21.30’da bitmesi dolayısıyla tüzük gereği genel görüşmenin 48 saat geçmeden yapılamadığı için bugüne alındı. Bugünkü görüşmelerde liderlerin konuşması bekleniyor. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in “itidal çağrısı” yapmasına rağmen görüşmelerin de daha sert geçebileceği söyleniyor. (Aslında Salı günkü tartışmalarda yaşanan kargaşa, kavga ve küfürleşmeyi gördükten sonra çocukların izlememesi için görüşmelerin gece yarısı yapılmasında fayda vardı! Bunu küfürlerden bazılarının Meclis tutanaklarına dahi yazılamamasından durumun vahametini anlayabiliriz.) “Açılım görüşmeleri”nde yaşanan tartışmaları “kardeşlikle” irtibatlandırmak ne kadar doğru olur bilemiyoruz. Açılımla ilgili bilgi veren İçişleri Bakanı Beşir Atalay konuşurken CHP’liler pankart açıyor, AKP’li Suat Kılıç konuşurken kürsüye yürünüyor. Küfürler, hakaretler, protestolar havada uçuşuyor. “Açılımın koordinatörü” Atalay’ın konuşması dahil, neredeyse bütün konuşmalar tartışma ile geçti. Bunca tartışma arasında “kastı aştıysam özür dilerim” diyerek özür dileyen sadece Atalay oldu. Konuşmalar açılım “içeriği”nden çok “Niye 10 Kasım günü seçildi?” üzerinden yapıldı. Ön görüşmeleri takip etmek amacıyla Meclis’e gittiğimizde gördüklerimiz gerginliklerin olabileceğini gösteriyordu. Daha görüşmeler başlamadan önce CHP’li Canan Arıtman’ın kartonlara hazırlanan pankartları CHP’li milletvekillerine dağıtması dikkatimizden kaçmadı. Bazı milletvekilleri okutmamak için çaba gösterirken, bazı milletvekilleri fotoğrafların çekilmesi için açık şekilde “mesajlı pankartları” okuyordu. 10 Kasım’la ilgili konuşmalar yapılırken bir hareketlilik yoktu. Ne zaman ki AKP sözcüsü Avni Doğan kürsüye çıktı işte o zaman tartışmalar başladı. Yani fitili bu konuşma ateşledi. Ve hiç kimsenin tasvip etmediği görüntüler milletin gözleri önünde sergilendi. Aslında hükümet toplantının “Niye 10 Kasım?”da olduğunu açıkladı. Başbakan da net bir şekilde “Açılım, Atatürk ilkeleriyle özdeş” dedi ama muhalefet partilerini inandıramadı. Salı günü Meclis Genel Kurulu’nda yaşananlarla ilgili tartışma hâlâ devam ediyor. Özellikle CHP’nin içtüzüğe aykırı şekilde açtığı pankartlar ile CHP’li Onur Öymen’in “Dersim” vurgulu konuşması tartışılıyor. Meclis Başkanı Şahin’in yönetiminden ne iktidar ne de muhalefet memnun! Muhalefet Şahin’in istifasını isterken, iktidar “pankartlar karşısında içtüzüğü işletmediği” için tepki gösteriyor. * * * Böyle bir tartışmadan sonra millî birlikten ya da kardeşlikten ne kadar bahsedilebilir ki? Görüldü ki, ne bir birlik var, ne de kardeşlik… Görüşmelerde yakışıksız sözler sarfedildi. Millet böyle olayların yaşanmasını istemiyor. “Demokrasinin neresinde kavga, küfür, hakaret var?” diye soruyor. Kısaca millet sağduyu ve sorunlarına merhem olacak çözüm teklifleri bekliyor. Bugün genel başkanlar konuşacak. Genel başkanların gruplarına hâkim olup bugünkü görüşmede kavgaların, yakışıksız görüntülerin olmasını önlemeleri gerekir. Diğer yandan da millet aylardır tartışılan “açılım”ın içinin “dolu” olmasını iktidardan beklerken, muhalefetten de kavga yerine sorunlara çözüm alternatifleri getirmesini bekliyor. Umarız ki bugünkü görüşmeler Salı günkü görüşmeler gibi kısır siyasî çekişmeler yaşandığı bir kavga arenasına dönüştürülmez, milletin sorunlarına çözüm olabilecek konular konuşulur. Sadece Kürt sorunu değil, demokrasinin önünde engel olan birçok sorun karşısında açılım yapılması gerekiyor. 13.11.2009 E-Posta: [email protected] |