Mehmet KARA |
|
“3S” ye dikkat |
Açılım yeni bir dönemece girdi. Demokratik açılımın “Kürt açılımı” bölümünü yaşıyoruz. Açılımın koordinatörü Bakan Beşir Atalay’ın dediği gibi son günlerde yaşananlar “açılımın bir parçası” ve şartları olgunlaştırarak adım adım gidiliyor. Medya temsilcilerine verdiği kahvaltıda da, açılımın çoğunun uygulamalarla görüleceğini, birkaç kanunun değişebileceğini, idarî tasarruflar ve yönetmeliklerle bazı düzenlemelerin yapılacağını söylemişti Atalay. Bu süreç nasıl işleyecek, bekleyip göreceğiz anlaşılan. Geçtiğimiz hafta açılım sürecinin en kritik süreçlerinden birisini yaşadık. 34 PKK’lı sınırdan girdi, sorgulanmalarının ardından serbest bırakıldı. Teslim olmaların devam edeceği resmî ağızlar tarafından ifade ediliyor. PKK’lıların geldiği günün ertesi gün yapılan MGK toplantısında “açılım”ın gündeme gelmemesi, ya da konuşulduysa da “bildiri”ye yansımaması dikkat çekici bulundu. Muhalefet partilerinin yaptıkları açıklamalar da sürece yardımcı olacakları yerde, siyasî duygularla karşı çıkmalarının çözüme katkı sağlamayacağı dillendiriyor. Öte yandan, bu süreci bir partiye mâletmek, hem ülke meselelerinin çözümüne katkı sağlamayacak, hem de milletin tamamının kabulleneceği şeyler olmayacaktır. Bu açıdan kavga ve çekişme yerine ortak noktaların bulunup memleketin hayrına olacak icraatlara imza atmak gerekir. * * * İşin diğer yönüne gelince… DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün açılımın akamete uğramaması için söylediği sözleri dikkatli okumak gerekiyor. Türk, “Bu gelişme ne zaferdir, ne kahramanlıktır, ne de yenilgidir. Aklımızla, siyaset üstü bir anlayışla hareket etmeliyiz” diyor. Peşinden de “Bu aşamada duygusal davranılabilir, ancak bu duygusallığı artık bırakmak gerekir” demeyi sürdürüyor. (Hürriyet, 22.10.2009) Kuzey Irak’tan gelip teslim olan PKK’lıların meydan meydan gezdilirip, “siyasete alet edilmesi” kesinlikle yanlış. Bu tavrın toplumu kamplaşmalara götüreceğini de unutmamak gerekir. Bunun bölgedeki meselelerin çözümüne katkı sağlamayacağı da ortada. İlk grubun bu şekilde karşılanması belki bir derece “acemilikler”e verilebilir. Ancak bundan sonra gelenlerin böyle karşılanması hoş karşılanmaz. Şunu unutmamak gerekir: Neticede bunlar bir terör örgütünün üyeleri ya da sempatizanları. Ve bu ülkede 25 yılda çok canlar yandı. ‘Şov’ların, bu insanların ailelerini tedirgin etmemesi mümkün değil. Bunun için de çok dikkatli olunması gerekir. Bu son derece önemli. Elbette suçlu olanlarında cezalarını çekmeleri gerekiyor. Eve dönen PKK’lıların yargılanmasında yaşanan gelişmelerin hukuka olan güveni zedeleyici olmaması da gerekir. Bundan sonra gelebilecek PKK’lıların yargılanmasında azamî dikkat gösterilmesi gerekiyor. Yoksa daha sonra onarılmaz yanlışlara meydan verebilir. Aman dikkat… * * * Özetle şunları söyleyebiliriz: Bu ortamda herkesin itidalli olması gerekli. Sabırlı, sağduyulu ve sorumlu davranmak; dağdan inişleri de hızlandırır, terörün bitirilmesini de sağlar, açılımların başarıya ulaşmasını da. Terörsüz bir ülke hedefine ulaşmak için herkesin katkı sağlaması gerekli. Bu da aklıselimle, sağduyulu davranmakla olur. 23.10.2009 E-Posta: [email protected] |