Şaban DÖĞEN |
|
Nurlar deryasına dalınca |
Şu helâket ve felâket asrında Kur’ân’ın asrımıza ve gelecek asırlara ışık tutan hakikî, kuvvetli ve etkili mümtaz tefsiri Risâle-i Nurlarla tanışmak büyük bir şans ve nimettir insan için. Eskinin medreselerde yirmi senede elde edilen ilmini yirmi haftada kazandıran, anlayarak ve kabul ederek bir sene okunduğunda âlimlik payesine ulaştıran 130 parçadan ibaret, 6000 sayfalık bu külliyatın satırları arasında dolaşanlar imanlarını kurtarmakla kalmaz, kuvvetleştirir, tahkîkileştirir ve terakkî ederler. Risâle-i Nur’un iki yüz meselede gerçekleştirdiği mânevî keşifler, düşünen, araştıran, meraklı herkesi heyecanlandırmakta, şevk ve gayrete getirmektedir. Hayatı her şeyiyle sevdiren eserlerdir Risâle-i Nurlar. Genç iseniz Gençlik Rehberi’nde gençliğin paha biçilmez büyük bir nimet olduğunu öğrenir, onu kamet-i kıymetince değerlendirme gayreti içerisine girersiniz. Yaşlı iseniz İhtiyarlar Risâlesi’ni okuyunca ihtiyarlığı sevmeye başlar, ebedî gençliğe giden yolun buradan geçtiğini görür, onu bütün ıztırap ve sıkıntılarıyla öpüp başınıza koyarsınız. Hanımlar Rehberi’yle haşir neşir olursanız İslâmın hanımlara sunduğu güzellikler karşısında heyecanlanır, görevlerinize aşkla, şevkle sarılırsınız. Hastalar Risâlesi’ni okuduğunuzda hastalıktan dert yanmak şöyle dursun, Prof. Dr. Ayhan Songar’ın da dikkat çektiği gibi hastalığı sevmeye başlar, şikâyete girmeden, hikmetlerini düşünerek sabır ve şükürle hastalıktan kurtulmaya çalışırsınız. Kısaca Risâle-i Nur’un hangi risâlesi, hangi konusunu okursanız okuyun başınızı ondan kaldırmak istemez, tekrar tekrar okumak istersiniz. Ülfet, ünsiyet ve gaflet perdelerinin bir bir yırtıldığını görür, hayatı dolu dolu yaşar, gerçek anlamda zevk ve lezzet alırsınız. Onun için Risâle-i Nurlar gibi bir hazineye kavuşan kim olursa olsun yerinde duramaz, bu mutluluğu başkalarıyla da paylaşmak ister; dostlarına, tanıdıklarına ondan, ondaki hakikatlerden bahsetmeden duramaz. İşte her Nur Talebesinin hizmet anlayışında bu muharrik güç vardır. Konya/Ilgın’daki Yeni Asya büro ve temsilciler toplantısından bir kısım izlenimlerimizi aktarmış, arkadaşların hizmet adına nasıl yoğun bir gayret içine girdiklerinden söz etmiştik. Bunlardan birisi de Nevşehirli arkadaşlarımızın hapishaneye ulaştırdıkları gazetelerdi. Gazetemizle tanışan mahpuslar, o yolla Nurlara ulaşma fırsatı da bulmuşlar. Bilal Altunbaş kardeşimiz heyecanla anlatıyor: “Bugün hapishaneden bir gardiyan geldi. Mahpuslardan birinin Yeni Asya’daki reklâmlar sebebiyle Risâle-i Nur Külliyatını almak istediğini belirtti, almak için gelmiş.” Bilâl diyor ki: “Hayatımda bu kadar hiç sevindiğimi, mutlu olduğumu hatırlamıyorum.” Ne kadar sevinse yeridir. Gazetenin diğerleri bir yana sadece şu hizmeti bile bizi gayrete getirmeye yetmez mi? 23.10.2009 E-Posta: [email protected] |