Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Münih notları |
Hafta sonunda, Üstadı anma etkinlikleri çerçevesinde tertiplenen küresel finans krizi konulu toplantı için Münih’teydik. Hatırlanacağı gibi, söz konusu faaliyetlerin bu yılki konusu mâlî krizdi. Bu bağlamda İstanbul’daki Risale-i Nur Kongresiyle startı verilen toplantılar, bilâhare başka yerlerde de gerçekleşti. Bunlardan biri, geçen Haziran’da Köln’de yapıldı. Açış konuşmasını Şükrü Bulut’un yaptığı programa Türkiye’den Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ve biz katıldık. Alman katılımcı, Prof. Dr. Friedhelm Hengsbach’tı. Bu yıl onuncusu yapılan Almanya toplantılarında şimdiye kadarki uygulama, organize edilen programı önce Köln’de yapıp, ertesi gün biraz daha eksik bir katılımla Güney Almanya şehirlerinden birinde tekrarlamak şeklinde oluyordu. Ama bu yıl Münih’teki program Köln’den beş ay sonra ayrı bir organizasyon olarak gerçekleşti. Ve gayet de güzel neticeler alındı. Bunların başında, bundan önceki Güney toplantılarında göze çarpan “Alman konuşmacı eksikliği”nin bu defa giderilmiş olması geliyordu. Toplantıya katılan Münih Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Markus Vogt, küresel krizi Kur’ân’a ve İncil’e yaptığı atıflarla yorumladı. Müslümanlarla Hıristiyanların bu konuda da sıkı bir işbirliği yapmaları gerektiği mesajı verdi. Evvelce Vatikan’ın yayın organında çıkan ve faizsiz bankacılığın krizi aşma noktasında bir alternatif oluşturabileceğine dikkat çeken yorum ekseninde ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu. Faizle ilgili olarak Katolik iktisatçılar arasında iki farklı görüş bulunduğunu, bunlardan biri faizi tümüyle kaldırmaktan yana iken diğerinde faize dayalı sistemde reform yapılması gerektiği yaklaşımının ağır bastığını, kendisinin de bu ikinci grupta yer aldığını, ama bunun da çok tartışmalı olduğunu ve tartışılması gerektiğini ifade etti. Vogt’un Said Nursî’ye atıf yaparken, “O dinle bilimi barıştırdı” demesi, krizle ilgili olarak “Atlatılmadı, yalnızca ertelendi” tesbiti yapması ve krizin gerçekten aşılabilmesi için ahlâkî değerlere dayanan yeni bir sistem inşasına ihtiyaç olduğunu vurgulayıp, bunun için derin ve köklü bir zihniyet değişiminin gerekliliğine dikkat çekmesi, ayrıca aktarılması gereken önemli ifadeleriydi. İlginç tesbitlerini enerjik bir sunumla aktaran ve toplantı arasındaki sıcak sohbette “çalışmaları derinleştirme” gereğini ifade eden Vogt’un katılımı, Almanya’daki Üstadı anma toplantılarının en önemli hedeflerinden birini oluşturan “Müslüman-Hıristiyan işbirliği” açısından kayda değer bir merhaleye ulaşıldığı anlamına da geliyor. Yani, açılan müsbet çığır gelişerek sürüyor. Münih toplantısı, şehir merkezindeki St. Paul Kilisesi külliyesine dahil bir binanın konferans salonunda yapılırken, dışarıdan işitilen çan sesleriyle, içeride Bahri Güngördü, Hüseyin Sert ve Cem Murat Dişçi’nin teşkil ettiği tasavvuf musikîsi heyetince icra edilen eserler meyanındaki tekbir ve salât-ı ümmiyelerin birbirine karışması, bu mânâyı perçinleyen mesajlar taşıyordu. Şükrü Bulut’un Said Nursî ve Almanya’daki Nur hizmetinin serencamı hakkında aydınlatıcı bilgiler verdiği toplantıda biz de küresel krizi, Risale-i Nur’da verilen ölçüler ışığında, bilhassa manevî ve ahlâkî boyutlarıyla işlemeye çalıştık. Katılımın, önceki yıllara göre daha da arttığını gözlemlediğimiz program, her zamanki gibi hanımların leziz ikramlarıyla renklendi ve tatlandı. Toplantı sona erdiğinde, Güney Almanya’nın farklı yerlerinden ve Avusturya’dan gelen katılımcıların gözlerinde, hem müfritane irtibat mânâsına uygun şekilde yine buluşup kucaklaşmanın ve hasret gidermenin hazzını, hem de Avrupa’daki gönülleri de fethetme hedefi yolunda önemli bir merhaleyi daha kat etmenin ümit ve heyecan yüklü sevincini okumak mümkündü. Programa emeği geçen herkesi kutluyor, bu yeni ve önemli hizmet hamlesinin hayırlı neticelere vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. 20.10.2009 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (18.10.2009) - Yolculuk hızlanıyor (15.10.2009) - Şüpheli ölümler (14.10.2009) - Afganistan ve İsrail (11.10.2009) - Mesajlar ve pasaport |