H. İbrahim CAN |
|
Dünyanın ekonomik geleceği İstanbul’da belirlenirken! |
Dünden bu yana Dünya ekonomisinin kalbi İstanbul’da atıyor. IMF ve Dünya Bankası’nın ortak yıllık toplantısına, 186 ülkenin hazine bakanları, uluslar arası kuruluşların temsilcileri ve dünyanın önde gelen ekonomistleri katılıyor. Yaklaşık 13.000 kişi katılıyor toplantılara. Türkiye’nin Harbiye Kongre Vadisi’nin alelacele yetiştirdiği toplantının önemi büyük. Pazar günü yağan yağmurla çatısı akmaya başlasa da, bir simidi 4 lira, bir sandviçi 32 lira ile dünyanın en pahalı kongrelerinden birisi olsa da, bu insanlar gelecekler İstanbul’a. Çünkü Dünya ekonomisinin geleceğine ilişkin önemli hususlar tartışılıp karara bağlanacak. Dışarıda gürültülü ve renkli protestolar içerideki renkli katılımcılarla yarışıyor. Sahte Nike ayakkabıdan ucuz kurtulan IMF Başkanından renkli devrimlerle Sovyet nüfuz alanındaki ülkeleri sarsan Soros’a, dünyanın önde gelen ekonomistleri Nauriel Roubini, Stanley Fischer ve Joseph Stiglitz’e kadar bir sürü önemli isim konuşacak toplantılarda. Dünya ekonomisinin görünümünü, IMF ve Dünya Bankası’nın küresel krizden çıkışta yenilenecek yetki ve bütçelerini, malî piyasalardaki gelişmeleri tartışacaklar. En çok da gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için gerekli malî kaynaklar meselesi konuşulmaya başlandı bile. Bu toplantıya sunulacak olan Dünyanın Ekonomik Görünüşü raporuna göre; derin küresel kriz dip noktaya ulaştı ve ekonomik büyüme yeniden olumluya dönmeye başladı. Ancak bu iyileşmenin yavaş olması bekleniyor. Zira şu anda ekonomi daha çok devletlerin müdahale ve yardımlarıyla toparlanmaya çalışıyor. Bu müdahalenin uzun vadede sürdürülmesi ters etki yapacağından—çünkü hepsinin bir maliyeti var; Türkiye’deki Özel Tüketim Vergisi indirimi gibi—devletlerin desteği yavaş yavaş çekilecek. Yeni dönemdeki en önemli sorun aslında bu desteğin çekilmesini doğuracağı anaforlar. Çin başta olmak üzere Asya ekonomileri bu toparlanmada başı çekiyor. Aslında bu toplantının Türkiye’de yapılmasının sembolik bir önemi de var: Türkiye bu krizden—bankacılık sektörü krizini daha önce yaşamış ve tedbirlerini almış olması nedeniyle—en az etkilenerek çıkan ülkelerden. Dolaysıyla bu toplantıda dünya bankacılık sektörüne aktarabileceği önemli tecrübeleri var. İstanbul’da toplanan dünya ekonomistlerine göre; önümüzdeki yakın vadede gelişmiş ülkeleri yüksek işsizlik oranları, gelişmekte olan ülkeleri ise yoksulluğun yayılması ve derinleşmesi sorunları bekliyor. Özellikle bu krizle daha da yoksullaşan Afrika’ya daha fazla destek sağlanmazsa, akbabaların ölümünü beklediği çocuk manzaralarının artması kaçınılmaz. Kısacası; Kongre Vadisinde zenginler ve güçlüler bir kez daha dünyanın güçsüz ve yoksullarının kaderini belirleyecek kararlar alacaklar. Küresel krizden zenginlerin sosyal adalet ve dünya zenginliklerinin adil paylaşımı yönünde bir ders çıkarıp çıkarmadıkları bu toplantılarda netleşecek. Türkiye ise; yalnızca pahalı simit ve sandviçleriyle mi hatırlanacak; yoksa örnek gelişmekte olan ülke olarak mı, bunu zaman gösterecek. 06.10.2009 E-Posta: [email protected] |