29 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Mağduriyet edebiyatı, tembelleştirir


A+ | A-

Haksızlığa uğramayan, hiç mağdur olmayan kimse var mı acaba, bu dünyada?

Acaba, "Ben hiç gadre uğramadım. Bana hiç haksızlık yapılmadı. Mağdurluk nedir bilmiyorum; çünkü hiç yaşamadım" diyecek bir tek Allah kuluna rastladınız mı? Hiç sanmıyorum.

Hemen hepimiz, hayatımızın herhangi bir devresinde mutlaka bir şekilde haksızlık görmüş veya mağdur edilmişizdir.

Aynı şekilde, başkası hakkında da benzer durumlara şahit olmuşuzdur.

Bu dünyada, adâlet terazisi tam mânâsıyla çalışmıyor, yahut çalıştırılmıyor.

Siz ne yaparsanız yapınız, ne türlü tedbirleri alırsanız alınız, haksızlığın, adaletsizliğin önünü alamazsınız.

Zaten onun içindir ki, bir "Mahkeme–i Kübrâ"ya mutlaka ve muhakkak sûrette ihtiyaç var.

Bu dünyada yapılacak en güzel hizmet, zulmü, adâletsizliği asgarî seviyeye indirgemektir.

Bunun dışında ve ötesinde yapılacak şey, bir serap, bir hülyâ, bir ütopyadan ibarettir.

Demek ki, "beşeristan" dediğimiz şu âlemde, hemen herkes bir ölçüde kendini mağdur görüyor, görebiliyor.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bu anormal bir durum değil.

Anormal olan şey, bütün hayatını mağduriyet edebiyatı ile geçirmektir.

Etrafımızda böylelerine sıkça rastlamaktayız. Bunlar, her daim şikâyetçidirler. Vakitlerini şunu bunu tenkit etmekle geçirirler. Zayıflayan, cılızlaşan enerjilerinin feneriyle, sürekli şekilde hataları, kusurları göstermeye çalışırlar.

Hep muhaliftirler. Ona muhalefet, buna muhalefet etmekle zamanlarını tüketirler.

Aslında, zaten zararda olan kendilerini tüketiyorlar; belki de farkında olmadan...

Siz, "Niçin böylesiniz? Neden böyle yapıyorsunuz? dediğinzide, size kestirmeden şu karşılığı verirler: "Ben mağdurum arkadaş..."

Adeta "Ben mağdurum; ne yaparsam mâzurum" demeye getiriyor.

İşte bu mağduriyet felsefesi, kişiye çok fena şeyler de yaptırır. Kişiyi tembel, miskin, tâkatsız biri yapmanın ötesinde, bir de hazırcılığa, kolaycılığa alıştırır.

Mağduriyet edebiyatını hayat telâkkisi haline getirenler, meselâ hırsızlık yapmakta, adam vurmakta, cana ve mala zarar verecek şiddet hareketlerinde bulunmakta da kendini mâzur görebiliyor.

Böylelikle, kendisinin şikâyette bulunduğu mağduriyete, başkasını da nâhak yere düçâr ettiriyor.

Bu vatanda dindarlar, sırf dindar oldukları için haksızlığa uğramış, mağdur edilmişlerdir.

Kürtler ve Aleviler gibi daha başka gruplar ve unsurlar da kendini benzer durumda görüyorlardır.

Bunun doğruluk tarafını, gerçeklik payını kim inkâr edebilir ki...

Fakat, bizim asıl nazara vermek istediğimiz mesele başka.

Demek istediğimiz kısaca şudur:

Siz, haksızlığa uğramış olsanız da, sakın olan başkasına haksızlık etmeyin.

Sizin bir şekilde mağdur olmanız, sakın ola sizi tembellik, miskinlik döşeğine yatırmasın.

Sizin veya ailenizden bir kimsenin haksız yere ezâ–cefâ çekmiş olması, sakın olan sizi başkasına karşı aynı muamelede bulunmaya sevk etmesin.

Zira, "mukabele–i bilmisil, bir zalimâne düstûrdur."

Hele hele, size zulmedenlerin ailesine, çocuklarına, aşiretine, partisine... karşı misillemede bulunmak, zulüm ve haksızlığın katmerlisidir.

Hâsılı, mazlûm olabiliriz; ama asla zâlim olmamalıyız. Fakat bu yaklaşım tarzı, bizi zulümle mücadeleden de asla geri bırakmamalı.

Tarihin yorumu 29 Eylül 1960

Demokrat Partinin kapatılması

Darbecilerin keyfi tasarrufları, sadece meşrû iktidarı devirmekten ibaret değildir. Devirdikleri hükümete, bürokrasideki muhaliflerine ve özellikle iktidar partisine karşı insanlık dışı muamelede bulunmaktan da geri durmazlar.

27 Mayıs (1960) Darbecileri, Demokrat Parti hükümetini devirdikten sonra, ayrıca bu partiyi kapatma yoluna gittiler.

Askeriye gibi, yargı kurumuna da emir–komuta zinciri içinde hükmetmeye çalışan ihtilâlciler, aynı yılın Haziran'ında Demokrat Parti aleyhinde kapatma dâvâsı açtırdılar.

Dâvâyı görüşen Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, 29 Eylül 1960'ta yöneticilerinin tamamı Yassıada'da işkenceli bir esarete mahkum edilen Demokrat Parti hakkında kapatılma kararı verdi.

Dehşet verici şu tabloya bakın: Bir parti hakkında kapatma dâvâsı açılıp görüşmeler, duruşmalar yapılıyor ve o partinin hemen bütün mensupları her gün zulüm gördükleri bir adada tutuluyor. Bu nasıl bir hukuk, nasıl bir adâlet, nasıl bir insanlık hali?

Bir başka gariplik ise, parti henüz kapatılmadan, paritinin bütün mal varlığına el konuluyor. (1 Eylül 1960)

Tarih, Demokratları ibra etti. Onlar milletin kalbinde de zaten ibra edilmişlerdi. Ancak, onlara en ağır cezayı reva görenler ile onları her türlü insanlık dışı muameleye tabi tutanlara en ufak bir ceza verilmedi.

29.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.09.2009) - Son şehzâde ile yeni bir başlangıç

  (26.09.2009) - Bediüzzaman Külliyesi tamamlanmak üzere

  (25.09.2009) - Rus da dinsiz kalamadı

  (24.09.2009) - Aqıl war, mantıq war

  (23.09.2009) - Açılımı yasak konular

  (21.09.2009) - Vatanından uzak bir vatanperver: Ethem Bey

  (19.09.2009) - Açılımın âkıbeti

  (17.09.2009) - Şehit Başbakan'ın hatırasına

  (16.09.2009) - İzzetli fakirler

  (15.09.2009) - Toprağa gömülen servet

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.