Süleyman KÖSMENE |
|
Cehennem mi, yokluk mu? - 2 |
Vahdettin Bey: “Yokluk ile Cehennem arasında nasıl bir muvazene vardır? Kur’ân’da kâfirlerin Cehennem’den kaçarak yok olmak isteyecekleri yazıyor. Oysa Üstad Hazretleri, ‘Cehennem de olsa beka isterim’ diyerek, hayatın ve bekanın yokluktan daha tercihe şayan olduğunu söylüyor. Öyleyse, kâfirler neden Cehennem’den kaçarak yok olmak istiyorlar?”
(Dünden devam) *“Rabbimin huzuruna mücrim olarak gelenin cezası cehennemdir. Orada ne ölür, ne de yaşar!”6 *“Allah’tan korkan öğüt alır. Şakiler ise ondan kaçınır. O, ateşin büyüğüne girecek onlardır. Orada ne ölür, ne de yaşar!”7 *“Arkasından onlara bir de Cehennem azabı var. Orada ona Cehennemliklerin yaralarından akan irin ve kan karışımı bir sıvıdan içirilir. Onu yudumlar; fakat boğazından geçmez! Ölüm her yanını kuşatır; fakat ölecek değildir! Arkasından da ağır bir azap vardır.”8 *“Orada uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. ‘Yakıcı azabı tadın!’ denir.”9 *“Çılgın bir alev olarak onlara Cehennem yeter! Âyetlerimizi inkâr edenleri ateşe sokacağız. Derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah güçlüdür, Hakîm’dir.”10 *“Sizi yakın gelecekteki bir azapla uyardık. O gün kişi elleriyle gönderdiğine bakar. İnkârcı da, “Keşke toprak olsaydım!” der.”11 *“Biz onlara zulmetmedik. Ama onlar zalim kimselerdi. Cehennemin bekçisine şöyle seslenirler: “Ey Malik! Rabbin bizim için yeni bir hüküm versin!” Malik de: “Siz böyle kalacaksınız!” der.”12 Görüldüğü gibi kâfirler Cehennemin şiddetli azabını tattıkça pişmanlık yaşarlar, yalanlamakla kendi kendilerine zulmettiklerini anlarlar, düşünüp peygamberi dinlemediklerine yanarlar; azabın şiddetini gördükçe oradan çıkmak isterler, toprak olmak isterler veya Allah’ın yeniden bir değerlendirme yapmasını isterler. Cehennemin her azabı onlara ölüm acısından daha beterdir aslında; ama ölmezler. Çünkü artık ölüm yoktur. Onlar, azaptan kurtulmak için Rabb-i Zülcelâlin onlar hakkında yeni bir hüküm vermesini istiyorlar. Öyle bir hüküm olmalı ki bu, Cennetle sonuçlanmasın, razılar, çünkü yüzleri yok; ama Cehennemden de çıksınlar, hiç değilse azap çekmesinler. Toprak olmaya da razılar. Onu istiyorlar. Üstad Bediüzzaman Hazretleri, insanoğlunun fıtratında bulunan şiddetli var olmak isteğini risalelerinde hep ön plâna çıkarır ve âhiretin tam da bu isteği karşıladığını beyan eder. Nitekim küçüklüğünde hayâlinden, “Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonunda âdeme (yokluğa) ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa bâkî, fakat âdi ve meşakkatli bir bir vücudu mu istersin?” diye sorduğunu; bu soru karşısında, bâkî, fakat âdi ve meşakkatli bir bir vücud da olsa “var olmak” istediğini, yokluğu ve hiçliği istemediğini; bu da olmazsa, hiç değilse “Cehennem de olsa bekânın” mutlak yokluktan ve hiçlikten daha iyi olduğunu13 kaydetmekle bu âyeti tefsir eder. Burada geçen, “Bâkî, fakat âdî ve meşakkatli bir vücud” ifâdesi, Cehennem ehlinin, “Ey Mâlik! Rabbin bizim için yeni bir hüküm versin!” ifâdesi ile dile getirdikleri istektir. “Cehennem de olsa beka isterim” ifadesi de, insan fıtratının Cehennemin ve Cennetin dışında üçüncü bir şık olarak âdî ve meşakkatli bir vücud şansı olmadığını anlayınca, “yokluk ve hiçlik” şıkkına karşı da, Malik’in cevabı doğrultusunda Cehennemde kalmaya çaresiz razı olacağını vurgular.
Dipnotlar:
6- Tâhâ Sûresi, 20/74 7- A’lâ Sûresi, 87/10-13 8- İbrahîm Sûresi, 14/16, 17 9- Hac Sûresi, 22/22 10- Nisâ Sûresi, 4/55, 56 11- Nebe Sûresi, 78/40 12- Zuhruf sSûresi, 43/76, 77 13- Asâ-yı Mûsâ, s. 37; Sözler, s. 84 29.09.2009 E-Posta: [email protected] |