Şaban DÖĞEN |
|
Esas imtihan şimdi başlıyor |
Yasak meyveden yedikleri için Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem’le Havva anamızı Cennetten çıkarıyor; şeytanla birlikte üçüne de “Birbirinize düşmanlar olarak hepiniz Cennetten inin” diye sesleniyor ve Âdem babamızla Havva anamıza gerekli uyarıyı da yapıyordu: “Benden size bir hidayet rehberi geldiğinde kim Benim gösterdiğim yola uyarsa, sapıtmaz ve bedbaht da olmaz.” 1 Kâinatta her şey ya bizzat, ya da sonuçları itibariyle güzeldir. Şeytanın yaratılması da sonuçları itibariyle güzeldir. Evet, şeytan şerli bir yaratıktır. Onu yaratmak değil, ona uymak şerdir, felâkettir. Uyulmadığında ise büyük kazançlar elde edilir, maddeten ve mânen ilerlenir, yükselinir. Hz. Âdem’in Cennetten çıkarılışı da sonuçları itibariyle güzeldir. Çünkü Hz. Âdem’in Cennetten çıkarılışı, üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün olan Cuma gününe denk gelmişti. O kadar ki Cuma gününe değer kazandıran olaylardan biri de bu çıkış olayıydı. Hz. Âdem o gün yaratılmış, o gün Cennetten çıkarılmıştı. Demek bu çıkış da sonuçları itibariyle hayırlı olacaktı. Şeytan günahını kabullenmemiş, Allah’tan af dilememiş, kendini üstün görmeye devam etmiş, Allah’ın emrini kabul etmemekte direnmiş ve lânetlenmişti. Hz. Âdem ve Hz. Havva ise hataları sebebiyle Cennetten çıkarılmışlardı, ama hatalarını kabul edip, pişman oldukları, tevbe ettikleri için affa mazhar olmuşlardı. Allah pişman olup günahtan dönenleri hiç günah işlememiş gibi kabul ediyordu. İnsanoğulları şeytan gibi davranmadığı, tevbe ettiklerinde büyük günah da işlemiş olsalar affedilirlerdi. En büyük hata, yanlışlık günahtan dönmemek, işlemeye devam etmektir. Devam ettiğinde günahın durumuna ve büyüklüğüne göre kayıp ve zararlara uğrar insan. Bir, iki, üç, beş defa kırmızı ışıkta geçen kameraya yakalanır, terk etmediği müddetçe her defasında ceza almaz mı? Günaha dalanlar da devam ettikleri sürece zarar görmeye devam ederler. Hatta bu günah kalpleri karartmaya kadar götürür insanı. Sonra ilk insandan bu yana insanoğlunun neler yapabileceğini gördükten sonra iyisiyle kötüsünün hep birlikte Cennette bulunmaları nasıl mümkün olabilirdi. Dünyada bile suç işleyenler cezaevlerini boylarlar, başarılı insanlar ödüllendirilirken nasıl iyiyle kötü bir tutulabilirdi. İnsansız bir dünya düşünün! İnsan eliyle ortaya çıkan nice güzellikler, harikalar var. İnsanı hayret ve takdire sevk eden maddî manevî nice eserler var. İnsanoğlu dünyaya gelmeseydi bunlar nasıl mümkün olacaktı? Cenâb-ı Hak insanlıktan beklenenlerin gerçekleşmesi için dünya denilen imtihan salonunu murad etmiş. Şu veya bu sebeple Hz. Âdem dünyaya gönderilecek. Yasak meyveden yemeleri ise buna bir sebep olmuş. Zaten Allah, insanoğullarının sürekli Cennette kalmalarını isteseydi ne o yasağı koyar, ne de şeytana aldatma fırsatı verirdi. Demek meleklerden çok daha farklı, işlediği iyiliklerle melekleri de geçebilecek, yine işlediği dehşetli kötülüklerle hayvanları dahi geride bırakabilecek insanoğlu ancak böylesi bir imtihanla ortaya çıkardı. Bunun için de dünya gibi bir yere gelinmeliydi. Esas imtihan bundan sonra başlıyor. Dünya geçici bir konak, bir misafirhane, bir imtihan salonu. Hz. Âdem ve zürriyeti burada geçici bir süre kalacak, kendilerine doğru yolu gösterecek hidayet rehberini dinledikleri zaman babalarının geldiği aslî vatana gideceklerdi. Şeytan ise rahmetten kovulmasına vesile olan Hz. Âdem’e ve oğullarına düşmanlığını sürdürecek, onları doğru yoldan saptırmak için elinden gelen her şeyi yapacaktı. İnsanın yaratılışı gereği bir kısım zaafları vardı. Şeytan bu zayıf noktalardan Âdemoğullarını vurmaya çalışacak, insan da Rabbine, O’nun rahmet ve himâyesine sığınacak ve şeytanın hile ve vesveselerinden korunacak, bir hata ve kusur işlediğinde de yine Rabbine yönelip O’ndan af ve mağfiret dileyecekti. Tevbe ve mağfiret, Allah’ın tevbeleri çokça kabul eden Tevvâb, hiç günah işlememişcesine mağfiret eden, çok çok bağışlayan Gaffar ve Gafur isimlerinin tecellisine sebep olacaktı.
Dipnot: 1- Taha Sûresi: 123. 31.08.2009 E-Posta: [email protected] |