H. İbrahim CAN |
|
Dünya gündeminden notlar |
Dış politikadaki gelişmelerin hızı, bizi bugün tek bir konu yerine, son gelişmelerle ilgili kısa değerlendirmeler yapmaya zorladı. İşte dış politikada son birkaç gündür olup bitenlerin kısa öyküsü. *** Başbakan Erdoğan, Azerbaycan’da bütün şüphelere son verip, tartışmaları bitirip döndü. Zaten olması gereken buydu. Keşke ipler bu kadar gerilmeden bu ziyaret yapılabilseydi. Tabiî bu arada Ermenistan’la yol haritasının da bu ziyaretten hasarsız çıktığı söylenemez. Zira bu açıklamalara göre sınırın açılması bir başka bahara kaldı. Dolayısıyla bu gezi ile Alican Kapısında bekleyenlerin bekleme süreleri birkaç yıl uzadı gibi. *** “Bu başımızın üzerinde yükselen duvar, İsraillilerle Filistinliler arasındaki kördüğümün çarpıcı bir hatırlatıcısı” diyordu Papa, Kudüs ile Beytüllahim’i ayıran beton duvarın dibindeki el-Aida Mülteci Kampı’nda konuşurken. “Her gün daha fazla sınırın—ticarete, seyahate, insanların dolaşımına, kültürel alış verişe— açıldığı bir dünyada hâlâ duvar örüldüğünü görmek trajiktir” Papa’nın Yahudileri memnun etmeyen gezisi bu sözlerle daha da ilginç hâle geliyordu. Önce Yahudi soykırımını yeterince lânetlemediği için eleştirilmişti. Şimdi ise Papa, İsrailleri hem iki devletli bir barışı kabul etmedikleri, hem de nefret ve düşmanlığın timsali bir duvar ördükleri için eleştiriyor. Gazze’ye uygulanan ambargonun kısa süre içinde kaldırılması için duâ ediyor Papa. Bir çok Müslüman liderin yapmadığını yaparak, beklenenden daha cesur bir çıkış yaptı. *** Dünyadaki enerji kaynaklarının giderek azalması, kutup bölgelerindeki petrol ve doğal gaz kaynaklarının gelecekteki en büyük çatışma kaynaklarından birisi olacağını gösteriyor. Rusya’nın yeni ulusal güvenlik stratejisinde Rusya sınırlarına yakın kuzey kutbu bölgelerindeki kaynaklara sahiplenmek için yapılacak mücadelenin silâhlı bir çatışmaya dönüşebileceği öngörülüyor. ABD, Norveç, Kanada ve Danimarka, milyarlarca ton petrol ve gaz içeren bu bölge üzerinde Rusya’nın hak iddia etmesine karşı çıkıyorlar. Aslında son otuz yılın çatışmalarını özetleyen değerlendirmeyi Putin geçen yıl yapmıştı: “Bir çok çatışma, dış politika eylemi ve diplomatik hareketler petrol ve gaz kokuyor.” Bu tehlikeye karşı bizim de kendi rezervlerimizi bir an önce tesbit edip işletmeye başlamamız ve aynı zamanda alternatif enerji kaynaklarına yönelmemiz gerekmez mi? Tabiî rüzgâr enerjisinde olduğu gibi yetersiz fizibilite ve planlama ile, nükleer enerjide olduğu gibi kaplumbağa adımlarıyla meydana çıkmadan! Bu arada TPAO’nun ikide bir, iki kuyuda da petrol bulduk açıklamalarını anlamak mümkün değil. Günümüz teknolojisiyle bu kaynakların şimdiye kadar çoktan tesbiti gerekmez miydi? *** Dünyayı daha adil, daha özgür, daha barışçı bir yer yapma propagandasıyla iktidara gelen Obama, yavaş yavaş geri adım atmaya başladı. Guantanamo’da, Irak’ta ve dünyanın başka yerlerindeki gizli hapishanelerinde Amerikan askerleri ve istihbaratının yaptığı kötü muamele görüntülerini yayınlamaktan vazgeçti. Resmen açıklanmayan gerekçe ise, gerçekten zalimane olan bu resimlerin Amerikalılara karşı dünyadaki öfkeyi daha da arttıracağı. Gerekçeye bakın! Suç işleyenlerle hesaplaşmak yerine onları koruyan özgürlükçü ve adil Obama’ya, Rabbim itidal versin. 16.05.2009 E-Posta: [email protected] |