H. İbrahim CAN |
|
Obama, İslâm dünyasına neden Mısır’dan hitap edecek? |
Obama’nın İslâm dünyasına yönelik olarak yapması beklenen konuşmayı Mısır’da yapacağı açıklandı. Önce Türkiye ziyaretinde bu konuşmayı yapması umuldu. Ancak Obama bunu yapmadı. Gelecek ay Mısır ziyaretinde bu konuşmayı yapacak. Peki neden Mısır? Bu sorunun cevabını bilmek kolay değil. Ancak İsrail-Hamas ateşkesinde de Türkiye’nin yoğun çabalarına rağmen, Obama çabaları için Türkiye’ye değil Mısır’a teşekkür etmişti. Halbuki Gazze saldırıları esnasında Mısır, sınırını kapatarak oradaki büyük insanlık dramına seyirci kalmamış, katkıda bulunmuştu. Her halde bu seçimde Mısır’ın İsrail’e yakınlık gösteren—Ürdün hariç—tek Arap ülkesi olmasının etkisi büyük. Halbuki Mısır, 30 yıllık Hüsnü Mübarek diktası altında ezilen, insan hakları ihlâlleri, yolsuzluklar ve yoksulluklar içinde bunalan 83 milyon nüfusuyla Ortadoğu’nun sıkıntılı bir ülkesi. Beyaz Saray Basın Sekreteri Robert Gibbs, bu seçimin gerekçesini Mısır’ın “bir çok yönüyle Arap dünyasının kalbini temsil etmesi” olarak açıklıyor. Aslında pek de haksız değil. Otoriter rejimler, insan hakları ihlâlleri, yönetimdeki elit tabaka hariç halkın yoksulluğu gibi ortak özelliklerin hepsini taşıyor Mısır. Peki Obama neden söz edecek? İslâm dünyası ile çatışma içinde değil, barış ve işbirliği içinde yaşamak istediklerini söyleyecek. İnsan hakları ve demokrasi sorunundan ise herhalde Patagonya’ya daha çok demokrasi istiyoruz şeklinde konuşabilecek. Çünkü evsahibini gücendirmek isteyeceğini sanmıyoruz. Bunun yerine “demokrasinin alt yapısının oluşturan hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, özgür medya, özerk sivil toplum ve cinsiyet eşitliği” gibi genel konulardan konuşmasını tavsiye etmiş danışmanları. Filistin sorununa çözüme bu konuşmanın bir etkisinin olmasını beklemek güç. Filistinli Mültecilerin İsrail’e dönüşü, kontrol noktalarının kaldırılması, Gazze’ye giriş imkânı, güvenlik duvarı, Kudüs ve diğer işgal altındaki bölgelerde yeni Yahudi yerleşim yerleri kurulmasının önlenmesi gibi İsrail’i iknâ etmenin güç olduğu konularda Obama’nın çığır açması beklenmiyor. Zaten İslâm dünyasının sorunlarını, bu ülkelerdeki kendi himayesinde bulunan dikta rejimlerini destekleyen, Irak’ı kan gölüne çeviren, İsrail’in Filistin zulmüne sesini çıkarmayan, savaştığı bütün ülkelerde karşı tarafı Müslümanlar olan bir süper gücün liderinin çözmesini beklemek hayalcilik olur. Yine de barış yolunda uzatılacak zeytin dalının, duâ niyetine geçmesini diliyoruz. «««
BAŞBAKAN’IN AZERBAYCAN GEZİSİ Başbakan Erdoğan’ın gecikmiş Azerbaycan ziyaretinde söylediği bir cümle, Azerilerin bütün kuşkuları ortadan kaldırmış. Ortak açıklama esnasında Aliyev böyle dedi ve teşekkür etti. Kafamızı karıştıran husus; bunların Başbakan ve diğer yetkililerce daha önce de defalarca söylenmiş olmasına rağmen kuşkunun sürmüş olması. Demekki Azeriler yüzyüze görmeden söylediklerimize inanmakta güçlük çekiyor. Yazımızı yazdığımız esnada henüz Başbakan Meclise hitap etmemişti. Ancak orada da büyük alkışlarla karşılanacağından kuşkumuz yok. “Dağlık Karabağ sorunu bitmeden sınır açılmaz” sözlerini orada da söyleyecek ve sorun bitecek. Acaba öyle mi? Azerilerin Ruslara yaklaşmasının, doğal gaz fiyat artışına gidilmesinin sebebi yalnızca bu kuşku muydu? Bunu zaman gösterecek. Bizce hem Ermenistan’la belirlenen yol haritasının, hem de Azerbaycan-Ermenistan arasındaki müzakerelerde varılan aşamanın kamuoyuna açıklanması lâzım. Ancak bu şekilde tahriklerin önü kesilebilir. 14.05.2009 E-Posta: [email protected] |