"Gerçekten" haber verir 31 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Filistin’de asıl mesele



Gazze’ye yönelik son İsrail saldırıları üzerine bir kez daha gözlerin çevrildiği kritik adreslerden biri olan Lübnan Hizbullah’ının lideri, sınıra İsrail’i hedef alan füzeler yerleştirdikleri yönündeki iddiaları yalanlarken, “Bu işin arkasında İsrail ajanları var” diyor.

Bu beyanın ilk akla getirdiği anlam, bu iddiaların İsrail ajanlarının işi olduğu. İsrail, saldırı bahanesi üretmek için bunları yayıyor olabilir.

Şimdi yaşananlar, yaklaşık iki buçuk yıl önce, 2006 yazındaki saldırıların tekrarı olabilir mi?

O zaman da İsrail, şimdi olduğu gibi Gazze’yi yerle bir etmiş ve ardından Lübnan’a saldırmıştı. Ancak bilhassa Lübnan operasyonu Tel Aviv açısından fiyaskoyla sonuçlanmış, hattâ Genelkurmay Başkanı istifa etmek zorunda kalmıştı.

İsrail o zaman çizdirdiği “karizma”yı tekrar “düzeltmek” için yeni bir çılgınlığa girişir mi?

Doğrusu İsrail’in politikalarını akılla da, vicdanla da açıklamak mümkün olmadığı için herhangi bir tahmin ve öngörüde bulunmak zor.

Gazze’yi hedef alan son saldırı yeni bir örnek.

Gerekçe, Hamas’ın, süresi 19 Aralık’ta dolan ateşkesi uzatmaya niyetli olmaması ve son günlerde İsrail tarafına attığı füzelerle ateşkes ihlâllerini yoğunlaştırması. Ancak bunların İsrail’de zayiata yol açtığına ilişkin bir haber duyulmadı.

Buna karşılık, Gazze’nin insanlık dışı bir ambargo ile sıkboğaz edildiği, buradaki Filistinlilerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz bir noktaya getirildiği ve adeta göz göre göre ya ölüme sürüklendiği ya da kayıtsız şartsız teslime zorlandığı, herkesçe bilinip görülen bir gerçek.

Bir başka hazin durum, Filistin’deki bölünmüşlük. İsrail’in ve Batı tarafından, olmayan Filistin devletinin “başkan”ı olarak tanınıp muhatap alınan ve desteklenen Mahmud Abbas ve lideri olduğu El Fetih ayrı, Hamas ayrı, İslâmî Cihad ayrı ve diğer Filistin örgütleri ayrı âlemler.

Hamas’ta bile “Aramızdaki kuvvet dengesi(zliği) bu boyuttayken füzelerle ve silâhlı mücadeleyle netice alamayız” diyenlerle, askerî yöntemde ısrarlı olanlar arasında derin bir ihtilâfın bulunduğu ve sonuç olarak silâhtan yana olanların ağır bastığı yönünde haberler geliyor.

Acaba, hiçbir inandırıcılığı olmasa dahi, İsrail’e aradığı fırsat ve bahaneyi verip “Gelin, bizi biraz daha vurup öldürün” diye davetiye çıkarmaktan başka bir izahı bulunmayan Gazze kaynaklı füze saldırılarının ardındaki faktör bu mu?

Yoksa bu işin içinde de, Lübnan’daki Hizbullah liderinin söylediği “İsrail ajanları”nın parmağı mı var? Füzeleri, kontrol edilemeyen Filistin örgütlerine sızmış İsrail ajanları mı attırıyor?

Bu hiç de yabana atılacak bir ihtimal değil.

Bilumum fitne ve fesat işlerinde olduğu gibi casusluk ve ajanlık alanında da, kimsenin ellerine su dökemeyeceği bir hüner ve maharete sahip olduklarını defalarca ispatlamış olan İsraillilerin, böyle bir tezgâhın içinde yer almış olmaları da akla hiç uzak olmayan güçlü bir ihtimal.

Nitekim barış yanlısı İsrail Başbakanlarından İzak Rabin’i bir suikastla katleden kişi, fanatik bir Yahudiydi. Bir ara ortaya çıkarılıp üzerlerine gidilir gibi yapılan gizli terör hücreleri de İsrailli militanların bir marifeti olarak peydahlanmıştı.

Aynı şekilde, Arafat sağken El Fetih’i zayıflatıp Filistinlileri bölmek için Hamas’ı hem el altından destekleyen, hem de radikalleştirmeye çalışan faktörün de İsrail olduğu kanaati yaygın.

Böyle olunca, Yahudiler için öteden beri çokça söylenen “Önce kendisi vuruyor, sonra ‘Niye vurdun?’ diye diklenip hesap soruyor” meselini doğrulayıp haklı çıkaran bir durum, İsrail’e yönelik “füze saldırıları” için de geçerli olamaz mı?

Ama asıl mesele, öncelikle Filistin cenahında, ardından Arap ve İslâm âleminde akılcı, gerçekçi, dengeli bir mücadele stratejisinin, bunca acı tecrübeden sonra dahi hâlâ ortaya konulamayışı.

Ve bu istişaresizliğin, dağınıklığın, savrukluğun, cehaletin, ihtilâfın, fakirliğin... ağır bedelini masum Filistinlilerin ödemeye devam etmesi...

31.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.12.2008) - İsrail yine saldırırken...

  (28.12.2008) - Asırlar ötesinden

  (27.12.2008) - Tehcir ve göç

  (26.12.2008) - Tazminat ve toprak

  (25.12.2008) - Özür yerine helâlleşme

  (24.12.2008) - Özür tartışması

  (23.12.2008) - Azınlık ve çoğunluk

  (21.12.2008) - Çare şahs-ı manevî

  (20.12.2008) - Kriz ve AB

  (19.12.2008) - Siyasette AB fırsatı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır