Bu yazımızla asla ırk farklılığı gözetmek sûretiyle halkı kin ve düşmanlığa tahrik niyet ve kastımız yok. Maksadımız, tarihî, sosyolojik bir gerçeği vurgulamak; inancımızın temel kitabı olan Kur’ân’ın değerlendirmelerini nazara vermektir. Şöyle ki:
Yahudiler, kendilerini “seçilmiş ırk” olarak görmelerine mukabil tarihin hemen her döneminde başı önüne eğik bir durumda kalmalarının ürettiği psikoza bağlı olarak “acı”yı bir ticaret metaı haline getirdikleri bütün dünyanın kabul ettiği bir vakıadır.
Değerli bilim adamımız, Yahudilerin gerilim psikolojisini tahlil ile enteresan bakış açısı getiriyor:
“Bugün saldırgan İsrail belâsı defedilse bile, insanlık Yahudi-temelli çatışmacı bilimden yakasını kurtaramadıkça, dünyaya huzur ve sükûn gelmeyecektir. Bu arada, Yahudilerin bilim adına ortaya koyduğu çaba onlar adına bir gurur; ‘ilim talebinin farz olduğu’ bir dinin mensuplarının, bizlerin uyuşukluğu tuhaf bir burukluk sebebi değil midir? Büyük ölçüde Yahudilerin yönlendirdiği bilim ve bilim-destekli ideolojiler; şiddet üretmekten başka bir işe yaramadı. Filistin’de yaşananlar bu gerçeğin yalnızca bir parçasıdır.” (Yeni Asya-12/4/2002)
Kur’ân’ın Yahudilere (genel olarak) yaklaşımı şöyledir: “Yeryüzünde hep bozgunculuğa koşarlar. Allah ise bozguncuları sevmez” (Mâide, 64.) âyet-i kerîmesi ışığında onların hasis, bozguncu, fitne ve fesat çıkaran dehşetli bir yapıda oldukları anlatılır. Bu, bütün bütün münâsebeti kesmeyi değil, belki o milletin genel karakterini bilip, daima tedbir ile “hüsn-ü zan, fakat adem-i itimat” prensi-bini esas alma gereğini gösterir.
Yahûdilerin mukadderatıyla ilgili başka ibretli âyetler de var: “Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün.” (Mâide, 13) “Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür!” (Mâide, 62) “‘Şayet iddia ettiğiniz gibi ahiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de yalnızca size aitse ve bu iddiânızda doğru iseniz haydi ölümü temennî edin’ de. Onlar, kendi elleriyle önceden yaptıkları işler, günah ve isyanları sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Sen onları yaşamaya karşı insanların en hırslısı, düşkünü olarak bulursun.” (Mâide, 94-96.) “Rabbin, elbette kıyamet gününe kadar onlara en kötü eziyeti yapacak kimseler göndereceğini ilân etti. Şüphesiz Rabbin cezayı çabuk verendir. Ve O çok bağışlayan, pek esirgeyendir. Onları grup grup yeryüzüne dağıttık. Onlardan iyi kimseler vardır, yine onlardan bundan aşağıda olanları da vardır. Belki dönerler diye onları iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik.” (A’raf, 167-168.)
Ne kadar fitne, fesat ve yıkıcı bir faaliyet varsa, çoğunlukla onun arkasında (ki, Kur’ân’ın da bir mû’cizesini teyid ediyor bu) Yahûdî vardır: Fransız İhtilâlinden, Marksizm, komünizm hareketinden tutunuz, hemen her bozgunun, fesadın arkasında Yahûdi parmağı, izi bulmak mümkündür. Rusya’da ki Bolşevizm ihtilâli, I. Dünya Harbi, Osmanlı Devleti’nin yıkılması, Filistin ve Irak zulümleri vesâire aynı kavmin fesadıdır.
Bunun mantıkî izahı şudur: Yahûdiler, peygamber katili olmaları, puta tapmaları, zulmetmeleri, hasis davranmaları, fitne ve fesat çıkarmaları gibi kötü hasletlerinden dolayı, dâima horlandı, aşağılandı; ülkelerinden kovuldu. Başkalarının hükümranlığında 2500 yıl vatansız, zillet içinde yaşadılar. (A. Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, s. 39-61; İbn-i Kesîr, Kısas-ı Enbiyâ, 2: 225-236) Bozgunculukları yüzünden dünyanın muhtelif bölgelerine sürüldüler. Gittikleri ülkelerde, toprağa bağlanmadılar. Ticâret ve san'ata ağırlık verdiler. Faiz ve tefecilik yaptılar. “Kendilerini korumak için de, ‘dernek, kulüp ve çeşitli yardım organizasyonları adı altında’ teşkilâtlandılar. Kendi rahatları için, başka grupları, milletleri biribirine düşürdüler. Sanki bu kötü hasletler damarlarına işlemiş, genlerine yerleşmiş, bir huy, bir karakter halini almış gibidir.” (İsmail Mutlu, Tarih Aynasında Yahûdiler, İst., 1992, s. 12-15, 85-126.)
Hiçbir gün geçmiyor ki, dünya kamuoyunda, medyada, İsrailli Yahudilerin bu katliâm ve vahşetlerini kınayan gösteriler; toplantılar, paneller, konuşmalar yapılmasın.
31.12.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|