"Gerçekten" haber verir 26 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Açılımlar şüpheli, faturalar gerçek



Siyaset ve kamuoyu nezdinde "Ekonomik kriz var mıdır, yok mudur?" şeklindeki tartışmalar bir tarafta yapıladursun, vatandaşa kesilen su, elektrik, telefon ve doğalgaz faturaları cüzdan yakmaya devam ediyor.

Yerel seçimlere hazırlanan partilerin çarşaf açılımı, Ermeni gerilimi, Kürt yaklaşımı, Alevî açılımı ile ilgili politik manevraları bir tarafta tartışıladursun, girdiği darboğazdan bir türlü çıkamayan iş ve ticaret erbabı kimselerin cinnet, cinayet ve intihar haberleri hiç hız kesmeden devam edip gidiyor.

Birike birike yaklaşık beş milyon YTL'yi bulan borcunu ödeyemediği için bunalıma giren ve bir atış poligonunda iki gün önce intihar eden "Yener Teknik"in sahibi Levent Yener için, arkadaşları “Levent, kriz şehidi oldu” demişler.

Hükûmeti idare eden Başbakan Erdoğan ise, hâlâ ciddiyetin farkında değilmiş gibi konuşuyor: İlk başlarda "krizin teğet geçeceğini" söylerken, şimdi ise "Bizdeki kriz, tamamen psikolojiktir" diyor.

Sayın Başbakan, krizin elbette ki bir psikolojik boyutu vardır. Bunu inkâr etmiyoruz. Kötümserlik, karamsarlık psikozu, en hafif krizleri de çok yüksek oranda ağırlaştırabilir.

Ne var ki, halihazırdaki durum bundan ibaret değil. Etiketlerdeki fiyatlar ile faturalardaki rakamlar yalan söylemiyor.

Vatandaşın hem geçen seneki, hem de bu seneye ait faturaları önümüzde duruyor. Arada uçurum kadar farklar var. Bu farklar, aynı zamanda feryâtların ve acı çığlıkların bir ifadesidir. Bunları sizin duymamanız, görmemeniz, hakikatte olmadığını göstermiyor.

Maaş artışlarıyla ve resmî enflasyon rakamlarıyla hiçbir uyum ve paralellik arz etmeyen bu dengesizce zamların nice ailenin rahatını kaçırdığını, huzurunu berhava ettiğini sizin fark etmemeniz de, bunların yaşanmadığını göstermiyor.

İddialarımıza delil, ispat mı istersiniz?

O halde, buyrun birlikte bakalım...

İşte, faturalar elimizde, önümüzde duruyor. Emin olun, geçen sene aynı döneme ait 70–80 YTL'lik aylık doğalgaz faturasının şimdiki rakamları 140–150 YTL'yi gösteriyor.

Aynı şekilde, geçen sene 45–50 YTL olan elektrik faturası şimdi 70–80; 35–45 YTL olan telefon faturaları şimdi 60–70; 40–50 YTL olan su faturaları ise şimdilerde 70–80 YTL'lik rakamları gösteriyor.

Buna mümasil olarak, marketlerden temin ettiğimiz yağ ve peynir gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatında da hemen hemen aynı oranlarda bir artış söz konusu.

Kira ve emlâk fiyatları da hâkeza...

Peki, yüzde sekiz–dokuz değil, yüzde seksen–doksanı bulan bütün bu artış rakamları ekonomik krizin, hatta fâcianın göstergesi değil de nedir?

Sayın Başbakan, açıkça ifade ve ilân ediyoruz ki: Bütün bu yaşananların adı eğer kriz değilse, ondan daha fecî olan bir "mengene"dir.

Ve bu mengene, Allah'ın hemen her günü can yakmaya devam ettiği gibi, vatandaş ekseriyeti için de geçim imkânlarını daralta daralta hayatı çekilmez bir hale getiriyor.

Cidden, hayret ve taaccüp ediyoruz: Fabrikalar, atölyeler bir biri ardına kapanırken, işletmelerin kapısına birer birer kilit vurulurken, pekçok dükkân ve mağazada sabit gider miktarı kadar dahi ciro yapılamaz iken, işçi çıkarmalar başını almış gidiyor iken, işsizler ordusuna hergün yeni birlikler katılıyor iken, siz hâlâ ortalığı güllük–gülistanlık göstermeye uğraşıyorsunuz.

Siz bunu belki bir iyineyet gösterisi olarak yapıyor olabilirsiniz. Ancak, her iyi niyet iyi netice hâsıl edici değildir. Maazallah, itimadın kaybolmasıyla, inandırıcılık da kaybolur ve işler büsbütün zıvanadan çıkabilir.

Son olarak şunu ifade ederek noktalayalım: Faizin en yüksek oranda seyrettiği ve resmî enflasyon ile gerçek enflasyonun birbiriyle uyuşmadığı, hatta birbirini âdeta yalanlar gibi konuştuğu bir ortamda, sosyal, ahlâkî ve psikolojik fâciaların yaşanması mukadderdir. Böyle menfî bir gelişmeyi elbette ki arzu ve temenni etmeyiz, edemeyiz; ancak, gördüklerimizden ve yaşadıklarımızdan yola çıkarak, dostâne ikazları da yapmak durumundayız.

"Değişmez"lik, diktatörlüktür

Dün (25 Aralık 2008), ölümünün 35. yıldönümü vesilesiyle mezarı başında anılan İsmet Paşa, 70 yıl önce bugün "Millî Şef" ve "Değişmez Genel Başkan" seçilmişti. (35 sene boyunca bu ünvanı taşıyan paşa, bundan tam 35 sene önce öldü.)

Evet, M. Kemal'in ölümünden sonra olağanüstü toplanan CHP kurultayı, İsmet Paşayı parti genel başkanlığına getirdi.

İlk kez toplanan bu olağanüstü kurultayda, ayrıca M. Kemal'in "Ebedî Şef", İsmet Paşanın ise "Millî Şef" ve "Değişmez Genel Başkan" olmasına karar verildi.

Bu karar, esasında diktatörlüğün dikâlasını tarif ediyordu. Zira, devir tek parti devridir. İkinci bir partinin hayat hakkı dahi yoktur. Tek parti rejiminin başına "Değişmez Genel Başkan" getirdiğiniz takdirde, elbette ki diktatörlüğün yolunu açmış olursunuz. Bunun başka türlü bir izâhı mümkün değildir.

* * *

1945'ten sonraki çok partili dönemde de, İsmet Paşa, Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, yine de CHP'nin genel başkanı sıfatını taşıyordu.

Bu durum, 30 Haziran 1972'deki CHP 21. Olağan Kongresine kadar devam etti. Kongrede, parti tüzüğünün 35 maddesi toptan değiştirildi ve rakip başkan adayı için yol açılmış oldu. Kurultayda, İsmet Paşaya rakip olan Ecevit, oyların ekseriyetini alarak, CHP'de "Millî Şef"in saltanatına son verdi.

Garip bir tecellidir ki, İsmet Paşa "Millî Şef" seçildiği tarihin tam da yıldönümü gününde öldü.

26.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.12.2008) - Köken kurcalama hastalığı

  (24.12.2008) - Kur'ân'a bayraktarlık şerefi

  (22.12.2008) - Bir iman ve hidayet yolcusu:Sanatçı Yaşar Alptekin (2)

  (20.12.2008) - Bir iman ve hidayet yolcusu: Sanatçı Yaşar Alptekin (1)

  (18.12.2008) - İşin sırrı Ergenekon'da

  (17.12.2008) - Kürtler, Kürt–Teâli Cemiyetini dinlemedi

  (16.12.2008) - Çetecilik, profesyonel işi

  (15.12.2008) - Kıbrıs'ta diplomatik zafer

  (12.12.2008) - Siyasi değişimlerde iç ve dış faktörler

  (11.12.2008) - Gurbette bayram

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır