"Gerçekten" haber verir 02 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

“Çarşaf açılımı”



Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünü üniversitelerle sınırlı olarak serbest bırakma iddiasıyla ve 411 oyla Meclisten geçirilen anayasa değişikliğini iptal kararının gerekçesinde, başörtüsü yasağının “kronikleşen bir toplumsal sorun” olarak nitelendirildiğine ve AYM cenahında “dini siyasete alet etmeyen bir çözüm”e kapı aralandığına dikkat çekmeye çalışmıştık.

Ardından, AKP hakkında verilen kararın gerekçesinde de Kur’ân kurslarındaki yaş sınırı, imam hatipler ve katsayı sorunları için paralel bir yaklaşım ortaya konulduğunu ifade etmiştik.

Ve bu yeni, farklı, orijinal gelişmenin, özellikle CHP’ye önemli görevler yüklediğini; bu partinin 28 Şubat kaynaklı toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlayacak pozitif ve yapıcı politikalar üretmesi halinde iç barış ve huzura tarihî bir hizmette bulunmuş olacağını yazmıştık.

(Bkz. 31.10.2008 tarihli Yeni Asya’da yayınlanan “İstismar, kuşku, çözüm” başlıklı yazımız.)

Aradan çok fazla geçmedi; CHP’nin “çarşaf açılımı” gündeme geldi. Partinin Sultanbeyli belediye başkan adayı açıklanırken, Baykal, adayın örtülü, hattâ çarşaflı yakınlarına da rozet taktı.

O gün bugündür tartışma devam ediyor.

“Açılım”ın şimdiye kadar CHP söylemlerinde irticanın en koyu simgelerinden biri olarak nitelenen “kara çarşaf” üzerinden gerçekleşmesi ve Baykal’ın “Siyasî simge olan şey çarşaf değil, türban” şeklindeki beyanı, tartışmayı kızıştırdı.

Bu konudaki katı tavrıyla bilinen isimlerden Necla Arat “Başörtüsüne itirazım yok, ama çarşafı kabullenemem” derken, Nur Serter, kariyerindeki keskin manevralardan birini daha sergileyerek, partiye girildikten sonra çarşafın kimlik olarak kullanılamayacağı, çünkü CHP’de geçerli simgenin altıok olduğu kaydını düşmek suretiyle çarşaf açılımını kabullendiğini deklare etti.

Sivri çıkışlarıyla bilinen isimlerden Canan Arıtman ise “Atatürk’ün yanındakiler de tesettürlüydü” diyerek liderine sürpriz bir destek verdi.

Buna karşılık, açılıma soğuk bakan parti “politbüro”sunun, Baykal tarafından, “Kaygılanmayın, rozet takıp partiye aldığımız çarşaflılar gelip bu koltuklarda oturacak değil” güvencesiyle teskin ve ikna edilmeye çalışıldığı belirtiliyor.

Çok daha önemli olan bir bariyer de üniversite için konuluyor. Ve Baykal, partiye aldığı çarşaflıların üniversitede türban ve çarşaf istemeleri halinde “Orada dur deriz” kaydını koyuyor.

Sonuçta “Kimseyi kılık kıyafetiyle yargılayamayız. İnsanların kılık kıyafetine saygılı olmalıyız. Kadınlarımızın yüzde 70’i örtülü. Ben vaktiyle Bosnalı kadınlara başörtüsü götürmüş adamım” söylemleriyle başlatılan ve sürdürülen açılıma bu çeşit kayıtların ve ayrıca “Atatürkçü olma” dayatmasının gölgesi düşürülmüş oluyor.

Sanki tesettürlülerin tamamı ve çok büyük çoğunluğu AKP’ye oy veriyormuş gibi gösterip, o cenahtan CHP’ye yönelişin başladığı havası estirerek yapılan “Örtülü kadınlar AKP’nin tutsağı olmaktan kurtuluyor” yorumları da, olayı sıradan ve ucuz bir taktik konumuna indirgiyor.

Oysa Türkiye’nin, bu meseleyi seçim öncesinde tezgâhlanmış siyasî manevralara konu ve malzeme yapmaya değil, kronikleşmiş bir toplumsal sorunu samimiyetle çözmeye yönelen dürüst ve inandırıcı yaklaşımlara ihtiyacı var.

CHP’nin sadece parti rozeti takma ve Meclisteki grup toplantılarını izlemeyle sınırladığı açılım, kendi içindeki çok fanatik ve katı kesimlerde hakim olan iflâh olmaz tesettür karşıtlığını marjinalize etme gibi olumlu sonuçlar verebilir.

Ama gerçek anlamda çözüm getirerek toplumu rahatlatıp huzura kavuşturabilecek bir açılım için, daha ileri adımlar atılması gerekiyor.

Umalım ki, CHP’den iki haftadır sâdır olan sinyaller, böyle kapsamlı ve kucaklayıcı bir çözüm atmosferinin oluşmasına katkıda bulunsun.

Ve Türkiye yasağı kaldırmak suretiyle, kendisini yıllardır fazlasıyla yoran bu tartışmayı aşarak, enerjisini reel sorunları çözmeye yöneltsin.

02.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.11.2008) - Hasan Âli Yücel: Tek engel Risale-i Nur

  (29.11.2008) - Said Nursî ve üç adam

  (28.11.2008) - Türkiye-2025

  (27.11.2008) - AKP niye yapamıyor?

  (26.11.2008) - Kriz ve seçim

  (25.11.2008) - Kur’ân ve Lozan

  (23.11.2008) - Nur fabrikası

  (22.11.2008) - Ezan ve Atatürk

  (21.11.2008) - CHP, AKP ve Atatürk

  (20.11.2008) - İşin özeti

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır