“And olsun ki Biz, sizi birtakım korkular ve açlıklarla ve mal, can ve ürün eksikliğiyle imtihan edeceğiz.”1
Böyle buyuruyor bir âyetinde Rabbimiz.
Demek emniyet, bolluk, zenginlik, refah olduğu gibi korku, açlık, mal, can ve ürün eksikliği de birer imtihandır. Kula düşen hangi halde bulunursa bulunsun takınacağı tavrı bilmek, Allah’ın rızasını aramak olacaktır.
Devamındaki âyetlerde nasıl hareket edeceğimiz ise şöyle dile getirilir: “Sabredenleri müjdele! O sabredenler ki başlarına bir musibet geldiğinde ‘Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine O'na döneceğiz’ derler. İşte Rablerinin mağfiret ve rahmeti onların üzerinedir. Doğru yola ermiş olanlar da onlardır.”2
Mükâfatı büyük bu sabır, altından kalkılamayacak derecede zor, çetin bir mesele midir? Değil şüphesiz. Çünkü Allah hiçbir kuluna altından kalkamayacağı bir yükü yüklemez. Kula düşen böyle bir anda sabretmek gerektiğini bilmek ve Allah’tan sabır istemektir. Çünkü Resûl-i Ekremin (asm) beyanıyla, “Âdemoğluna sabırdan daha geniş bir nimet verilmemiştir. Bir kimse sabretmek isterse Allah ona sabır verir.”3
Sabredecek kul. Allah, kuluna zulmetmeyeceğine göre mutlaka onun iyiliği için bunları yapıyor demektir. Her şeyden önce bizi arındırmak istiyor Cenâb-ı Hak. Bakın Allah Resûlü (asm) ne buyuruyor: “Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min Allah’ına günahsız ve tertemiz bir şekilde kavuşuncaya kadar, başından, çoluk çocuğundan ve malından belâ eksik olmaz.”4
Tertemiz olmak, günahlardan arınmak, Cennete lâyık hâle gelmek kolay mı? Bazan musibetleri gerektirebiliyor bu. Evet, musibetin bir yönü günahlardan arınmaktır. Diğer bir yönü ise kulun derece ve makamının yükselmesidir. Şüphesiz Allah adaletle muamele eder. Buyururlar ki Allah Resûlü (asm): “Allahu Teâlâ bir kimseye hayır dilerse, adalet-i İlâhiye gereği ve derecesini yükseltmek için onu musibete uğratır.”5
Demek musibetlere sabırla derecemiz yükseliyor.
Sonra Allah’ın kulunu sevmesinin bir alâmetidir musibet. “Mükâfatın büyüklüğü, belânın büyüklüğü nisbetindedir” buyuran Allah Resûlü (asm) “Allahu Teâlâ bir topluluğu severse, onları belâya uğratır” buyurur ve devam eder: “Bir kimse mukadderâta razı olursa, Allah ondan razı olur.”
Peki, ya mukadderâtına razı olmaz, sabır ve tahammülle karşılamazsa? O zaman da buyuruyor ki Peygamberimiz (asm): “Bir kimse belâya razı olmazsa, Allah’ın gazabına uğrar.”6
Demek musibetlere sabır çok şey kazandırıyor insana. Sabretmediğinde hem huzursuz oluyor, hem de gazaba müstehak hâle geliyor. Sabredip onca mükâfatı kazanmak nerede? İsyan ve şikâyete girip tahammül göstermeyerek gazab-ı İlâhîyi celbetmek nerede?
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 155. 2- A.g.s.: 156-157. 3- Riyazü’s-Salihîn ve Tercümesi, 1:53 (Hadis no: 26; Buharî ve Müslim’den.) 4- A.g.e., 1:81 (Hadis no: 49; Tirmizî’den.) 5- A.g.e., (Hadis no: 39; Buharî’den.) 6- A.g.e., 1:73 (Hadis no: 39; Tirmizî’den.)
09.04.2008
E-Posta:
[email protected]
|