Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Arınma ihtiyacı |
Aralarında, bazı eski kuvvet komutanlarının da bulunduğu ve 27’si muvazzaf general olmak üzere 102 üst düzey TSK personeli hakkında mahkemenin oybirliğiyle verdiği “yakalama kararı” gündemi iyice “ısıttı.” İddianamenin kabulünden sonra verilen bu karar, önceki tahliyelere ilişkin tartışmaları da yeniden canlandırdı. Tahliyeler, iddianamedeki son derece ağır ve vahim iddialara gölge düşürmüştü. Önceki tahliyeler nöbetçi hakimlerce verilen kararlarla gerçekleşmişken, son yakalama emrinde oybirliğiyle alınan bir heyet kararı söz konusu. Şimdi de bu yakalama kararı tartışılıyor. Ve bu tartışmalarda özellikle “zamanlama”ya dikkat çekilerek, kararın YAŞ toplantısına sayılı günler kala verilmesi ile, tutuklanması istenen 12 general ve amiralin terfîsini engelleme amacı arasında irtibat kuruluyor. Çünkü ilgili kanuna göre, tutuklananların terfî dosyaları YAŞ’a giremiyor. Gerçi bunun için illâ tutuklama kararı şart değil. Kural, “tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam edenler”i de içine alıyor. Bu bakımdan, kararı YAŞ toplantısıyla irtibatlandıran yorumlar biraz zorlama gibi görünüyor. Aynı şekilde, tutuklama kararına karşı bir haftalık itiraz süresinin sonuna kadar kullanılıp, böylece YAŞ’a tutuklanmamış olarak ulaşma hesabının yapıldığı yönündeki iddialar da çok anlamsız. Tutuklanması istenen muvazzafların aynı hedefe, YAŞ toplanıncaya kadar GATA’ya yatarak erişmeyi düşündükleri yönündeki iddialar keza. Ve yine bu arada, tutuklama kararı veren mahkemenin dağıtılmasına çalışılacağı haberleri de. Olaya kendisini fazlasıyla kaptırmanın heyecanı içinde seslendirilen ve “Bu kadarı da olabilir mi? İş buralara vardırılır mı?” dedirten bu iddiaların medyada yer bulabilmesi, çok düşündürücü. Bir devletin en önemli kurumları bu çeşit akıl almaz iddia ve spekülasyonlara konu yapılabiliyorsa, bu hale nasıl gelindiğinin çok iyi irdelenip tahlil edilmesi, sebeplerinin belirlenip en kısa zamanda izalesi ve bir an önce de bu halden çıkılması gerekiyor. Devleti ve kurumlarını hızla yıpratan bu fetret hali başlı başına bir felâket; katmerlenerek devamı, felâketi daha da katmerler. Yargı kurumundan, aynı dâvâda kısa aralıklarla birbirine tamamen zıt kararlar çıkabiliyorsa ve iş adeta bilek güreşine döndüyse, orada ciddî bir problem var demektir ve bu durum adalete duyulması gereken güveni çok ciddî şekilde zedeler. Bu problemin temelinde, yargıya yönelik müdahalelerin yattığına ilişkin yaygın bir kanaat var. Eskiden müdahaleler tek taraflıydı; asker kendisini ilgilendiren ve çoğu bizzat yaptığı suç duyuruları ile açılan dâvâları el altından titizlikle takip eder; istediği şekilde sonuçlanması için sessiz ve derin bir çalışma yürütürdü. Ama Kıvrıkoğlu’nun İstanbul DGM’leri “İrticaya karşı gevşek davranıyorlar” diye itham etmesi örneğinde olduğu gibi, bu durumu aleniyete döktüğü de olurdu. Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi dâvâlarda, evvelce benzeri hiç görülmemiş, alışılmadık bir tablo oluştu. Orduda önemli görevlerde bulunmuş çok sayıda üst düzey TSK mensubu gözaltına alındı, sorgulandı, tutuklanıp hapsedildi, yargılanıyor. Bu durum Genelkurmay’ı ciddî bir ikilemle karşı karşıya bıraktı. Bir taraftan “Yargıya engel çıkarıyor ve direniyor” görüntüsü vermeme gerekçesiyle, gözaltılara karşı engelleyici bir tavra girmekten kaçındı; diğer taraftan son derece ağır ve vahim iddialarla tutuklu yargılanan personeline dahi sahip çıkan mesajlar vermeye devam etti. Ama el altından, kritik dâvâlara bakan mahkemelere müdahaleye çalıştığı intibaını önleyemedi. Siyasî iktidarın da yargı sürecini kendi açısından etkileyip yönlendirmeye çalıştığı yönündeki algılama da olayın problem oluşturan diğer yönü. Nihaî tahlilde ise, tüm bu yaşananlar, çok esaslı ve ciddî bir arınmanın ne kadar büyük bir ihtiyaç, kaçınılmaz ve daha fazla ertelenmesi imkânsız bir zaruret olduğu gerçeğini yine önümüze koyuyor.Evet, topyekûn bir arınmaya ihtiyacımız var. 27.07.2010 E-Posta: [email protected] |
Önceki Yazıları (24.07.2010) - Önemli bir ölçü (23.07.2010) - Cebrail şeytanla barışamaz (22.07.2010) - YAŞ ve terfîler (17.07.2010) - Paketin tahlili (4) |