19 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

H.İbrahim CAN

Casus takası ve İranlı nükleer fizikçi muamması!


A+ | A-

Son birkaç haftadır casusluk ve adam kaçırma hikâyeleri gündemdeki yerini aldı. Önce on –sonra onikiye çıktı- Rus casusunun yıllardır Amerika’da cirit attığı, gayet lüks bir hayat sürdüğü ve elde ettikleri bilgileri Rusya’ya gönderdikleri ortaya çıktı. Ne hikmetse yıllardır pahalı bir ‘Amerikan Rüyası’ yaşıyor olmaları kimsenin dikkatini çekmemişti. Sonunda bu casuslar, ABD’nin hiçbir zaman resmen casus olduklarını kabul etmediği, “baskı altında zorla ifadeleri alınan mağdurlara sığınma hakkı tanıyoruz” bahanesiyle takasa konu ettikleri Amerikan casuslarıyla takas edildi.

Kaynaklara göre oniki casusun birden yakalanması dokuz yıllık bir takip sonunda gerçekleşmişti. Normalde böyle bir olayda –casuslar birbirinden bağımsız çalıştığı için- birden fazla casusun birlikte yakalanması pek mümkün değildi. Ama bağlı bulundukları birim başı –rezident- ortaya çıkarılınca, ona bağlı olanlar yakalanmıştı.

Sonra ortaya İranlı nükleer fizikçi Şahram Amiri’nin kaçırılması konusu çıktı. Umre seyahati esnasında Suudi Arabistan’da kaçırılan doktoralı nükleer fizikçi, Suudi hükümetinin desteğiyle CIA tarafından kaçırılmış ve uzun uzun sorgulanmıştı. Sonra ne hikmetse Amerikalıların gözü önünde ülkesine geri kaçtı. Amerikalılar bunun sebebini İran’da kalan ailesinin hayatının tehlikede olmasıyla açıklıyor.

Şimdi ortada müthiş bir propaganda savaşı yaşanıyor. İranlılar öyküyü yukarıdaki gibi anlatırken, Amerikalılar “kendisi bize bilgi satmak istedi ve 5 milyon dolar karşılığında sattı” diyorlar. Bu kadar para karşılığında ülkesinin sırlarını satan bir bilim adamının neden kendi ülkesine geri kaçtığını ise açıklamakta güçlük çekiyorlar. Hikâyenin doğrusunu ise hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

Bu casusluk ve adam kaçırma hikâyelerinin yalnızca Rusya ve Amerika için geçerli olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Jeopolitik durumu, enerji yolları üzerinde bulunması, son zamanlarda öne çıkışı ve ekonomik gelişimiyle Türkiye aslında casusların en çok cirit attığı ülkelerden birisi. NATO üyesi olması, 14 ülkeyle sınırı bulunması, Türki cumhuriyetler, Ortadoğu ülkeleri ve Balkanlarla bağlarının olması, ülkemizi ideal bir casus cenneti haline getiriyor. Araştırmacı Yazar Aytunç Altındal’a göre Türkiye’de yaklaşık 3500 ajan var. Şu anda kimbilir hangi köşede kimden ne bilgiler almaya, kimi hangi konuda kışkırtmaya ve hangi gizli planlar yapmaya devam ediyorlar bilmiyoruz.

Osmanlı İmparatorluğunun yükselişinden itibaren, topraklarımız başta İngiliz ve Alman ajanları olmak üzere bir çok casusun ana görev yeri haline geldi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları esnasında topraklarımızdaki faaliyetler zirveye ulaştı. Soğuk Savaş döneminde ise bunlara Sovyet ve Bulgar ajanları eklendi. Amerikan casusları ise çok uzun zamandan bu yana –kimi zaman resmî ünvanlarıyla- faaliyet gösteriyorlar. Eski Dışişleri Bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil’in iddiasına göre bir dönem bizim istihbarat teşkilâtımızın maaşları bile CIA tarafından ödenmişti. MOSSAD ise zaten CIA’nın küçük ortağı ve zaman zaman taşeronu.

Son zamanlarda Çeçen Komutanların İstanbul’da öldürülmesi de Rus ajanların işi değil mi?

Görüldüğü üzere; manşetlere düşmese de, dünyanın her yerinde –bunca şeffaflık ve açık istihbarat kaynaklarına rağmen- casusluk faaliyetleri bütün hızıyla sürüyor. Bunlara daha sanayi casusları dahil bile değil. İnternet üzerinden masum amaçlarla verdiğiniz bilgilerin hangi merkezlerde, hangi teknolojik imkanlarla istihbarata dönüştürüldüğünden ise haberinizin olması bile mümkün değil.

Kısacası; yüzlerce yıllık casusluk san'atı, modernleşse de hâlâ varlığını sürdürüyor ve insanların temel zaaflarını kullanarak, en gizli bilgileri derlemeye devam ediyor.

19.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.07.2010) - Kuzey İrlanda’dan Güneydoğu'ya

  (15.07.2010) - İsrail haklı (!) saldırılarını sürdürürken

  (06.07.2010) - Bade harabi'l Basra

  (30.06.2010) - Amerika’nın sitemi haklı mı?

  (29.06.2010) - G-20 Zirvesinin ardından

  (24.06.2010) - Taşeronluk ihalesini yapan kim?

  (23.06.2010) - Batı Afrika açlıktan ölüyor

  (21.06.2010) - Terör ateşinin düşündürdükleri

  (16.06.2010) - İsrail’in bağımsız (!) Araştırma Komisyonu

  (15.06.2010) - Yaptırım kararı sonrası ABD ile ilişkiler


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.