H.İbrahim CAN |
|
Yunanistan yangını söndürülebilecek mi? |
Yunanistan’ı iflâstan kurtarmanın bedeli günden güne ağırlaşırken, Avrupa Birliği’nin diğer bazı üyeleri de –Portekiz, İspanya, İrlanda- sinyal vermeye başladı. Müflis tüccarın borçlarını gizlemeye çalışması gibi, başlangıçta hayli düşük gösterilen borçlar ve açıkların bildirilenin kat kat üstünde olduğu ortaya çıktı. Yapılan hesaplamalara göre Yunan vatandaşlarının gelirleri ortalama yüzde 20 düşmüş durumda. Sendikalar ayakta. Şimdi Yunanistan, AB ve IMF’den 120 milyar avro kredi koparmaya çalışıyor. Bunun için de kamu harcamalarının kesilmesini vergilerin genel olarak yüzde onun üzerinde arttırılmasını istiyor. Verilecek kredilerin yaklaşık 30 milyar avrosu Alman bankalarından çıkacak. İşte Alman kamuoyu buna tepki gösteriyor. “Biz parasızlıktan havuz fıskiyelerini bile kapatıp, parklara çiçek ekemezken, niye Yunanlılara para veriliyor?” diye soruyorlar. Oysa zaten Alman bankalarının 12 milyar avrosu Yunanistan’ın tahvillerinde yatıyor. IMF bu paranın yarısının çoktan çöpe gittiği kanaatinde. Ayrıca sorun Yunanistan’ın sorunu olmaktan çoktan çıktı. Yunanistan’a kredi veren ülkeler arasında Almanya’dan sonra Fransa ve Belçika da var. Yalnızca Fransa Merkez Bankasının verdiği kredi 6 milyar avronun üzerinde. İtalya’nın 20 milyar avroya yakın Yunan tahvillerine yatırılmış parası var. Avrupa Merkez Bankası da Avrupa Bankalarına kredi verdiği için, batık kredilerden doğrudan etkileniyor. İşte bu yüzden Yunanistan krizi çözümlenmezse, bir yandan avronun istikrarını ve Avrupa’nın ekonomik durumunu bozarken, öbür yandan devletleri zaten krizde kurtardıkları bankalara yeniden para pompalamak zorunda bırakacağı için, doğrudan etkileyecek. Almanya Başbakanı Merkel, önceki gün bir basın toplantısında Yunanistan’ın ilk planda avroya dahil edilmesinin “sürdürelebilir faktörlere” dayanmadığını, bunun da mevcut krizin çözümünü güçleştirdiğini söylüyor. Ama öbür taraftan Yunanistan’ı kurtarmaya ellerinin mahkûm olduğunu söylemek için “Lehman Brother’ın başına gelenin ülkelerimizin başına gelmesine izin veremeyiz” diyor. Zira Yunanistan ekonomisi AB ekonomisinin yüzde 3’ünü oluştursa da, diğer borçlu ülkelere krizi yayarak domino etkisi yapabilecek bir durumda. Bir uzman “herkese Tayland’ın küçük bir ülke olmasına karşın, Asya krizinin oradan başladığını hatırlatmak isterim” diyor. IMF direktörü Dominique Strauss-Kahn “her geçen gün yalnızca Yunanistan’da değil, Avrupa Birliğinde, hatta daha ötelerde durum daha da kötüye gidiyor” uyarısında bulunuyor. Yine de kurtarıcılar bir türlü de harekete geçemiyorlar. IMF ve AB uzmanları alınacak tedbirleri, kredilendirme şeklini tartışıp duruyorlar. Anlaşılan o ki; önümüzdeki bir iki hafta içinde bir anlaşmaya varılacak. Ancak Yunanistan’a açılacak kredilerin bedelini yine Yunan halkı ödeyecek. Bu da önümüzdeki uzun bir dönem boyunca, Yunanlıları sıkı kemerli zor günler bekliyor. Peki bu krizin sorumlusu cezasını çekecek mi? Türkiye’deki bankalardaki paraları hortumlayanların kaçı cezasını çekti? Bedeli kim ödedi? Hiç kuşkunuz olmasın Yunanistan’da da aynısı olacak. Bu arada fiyatların ucuzlaması dolayısıyla daha çok turist çekmesi gereken Yunanistan’a giden turist sayısında da azalma var. İstikrarsızlık onları da korkutmuş. Bundan Türkiye’nin istifade ettiğini, bu sektörle uğraşan dostlar söylüyorlar. Tabi biz akılcı politikalarla Yunan adalarından kaçanları çekebilirsek. Komşumuzun bu sıkıntılarına ülkemizin de belli ölçülerde katkı sağlaması gerek. Karikatürlere de konu olsa, hükümetin Yunanistan’a yardım teklif ettiği haberlerinin gerçek olmasını temenni ediyoruz. 01.05.2010 E-Posta: [email protected] |