Nimetullah AKAY |
|
“Ulvî hüzünler” yaşatan müzik |
İnsan, yaratılışı gereği doğruluğu ve samimiyeti sever. İnsanın yaratılışında hep güzellikler bulunmaktadır. Rabb-i Rahîm insanların fıtratını doğruluk, samimiyet gibi güzel hasletlerle bezemiştir. Fıtratının sesini dinleyen insanlar hep dünya hayatında hayırların yanında olur, şerlerden, bozgunculuklardan uzak dururlar. Her biri kendi başına bir âlem olan insana Kâinatın Yaratıcısı ayrı ayrı kabiliyetler vermiştir. Tâ ki, dünya şenlensin ve Rabbimiz sanatının güzelliklerini insanların üzerinde görsün. Zaman zaman ifade ettiğimiz gibi, ilk insandan bu yana yaratılan insanların bütünü birbirinden farklı özelliklere sahip olmuşlardır. Tıpa tıp birbirinin aynı olan iki insana bu âlemde rastlayabilmek mümkün değildir. Bu durum Kudretine sınır olmayan Büyük Sanatkâr olan Rabbimizin azametini göstermektedir şüphesiz. İnsanların bir kısmı kendilerine verilen kabiliyetleri iyiye kullanırken, bazıları da kötüye kullanmakta ve kendilerine ait olmayan maddî-manevî duygularını şerde harcamaktadırlar. Elbette kabiliyetlerin insana yakışır bir şekilde kullanılması istenen bir durumdur. Yani insanı bu dünyaya gönderen bütün varlıkların Rabbi olan Allah, hayatımızı nasıl yaşayacağımız konusunda gönderdiği elçileriyle ve kitaplarıyla bize bilgi vermekte, bizleri günahlara düşmeme konusunda ikâz etmektedir. Günümüzde ne yazık ki birçok nimet yerinde kullanılmamaktadır. Ve en fazla suiistimal edilen kabiliyetlerden birisi ne yazık ki, seslerin güzelliğidir. Daha çok his ve hevesâta yönelik şarkıların söylendiği bir zamanda olmamıza rağmen, bu ses nimetini Rabbinin rızasına uygun bir şekilde kullanan insanlar da az değildir. Kur’ân-ı Azîmüşşanı ve Ezan-ı Muhammedî’yi en güzel bir şekilde okuyarak ruhlarımızı dinlendiren ve göz pınarlarımızın nemlenmesine sebep olan Kur’ân bülbüllerine elbette bu konuda kimse yetişemez. Ses nimetini en güzel bir şekilde kullanan ve bu şekilde Rabb-i Rahim’in rızasını kazanan bu bahtiyar insanlar elbette her zaman birinci sırada zikredilmeye layıktırlar. Bediüzzaman Hazretlerinin İşaratü’l-İ’câz adlı eserinde, ses sanatçılarını ve müzikseverleri ilgilendiren ve müzikte ölçüyü ortaya koyan şu ifadeler yer almaktadır: “Şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet, ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları irâs eden sesler helâldir; yetimâne hüzünleri, nefsânî şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm olur.” Görüldüğü gibi inancına göre müzik icra etmek isteyen günümüz Müslümanı için bu ifadeler çok güzel bir ölçü ortaya koymaktadır. Sanatçı olarak bilinen insanların ses nimetini dünyevî şöhret ve maksatlar için kullandığı zamanımızda, İlâhî tarzı ile insanlara yüce hazlar tattıran insanların da bulunması sevindiricidir. Bu insanlar kabiliyetleriyle, insanların meşrû bir şekilde musîki ihtiyaçlarını karşıladıklarını düşünürsek, bunların da hayırlı büyük bir işe vesile olduklarını söyleyebiliriz. Burada, geçtiğimiz günlerde konserlerini zevkle seyrettiğim ve Risâlede geçen ölçüleri kendilerine rehber edinen iki değerli ses sanatçısından bahsetmek istiyorum. Biri gazetemizde haftalık, musîki ile ilgili yazıları da yayınlanan Ali Oktay Beyefendidir ki, konserini üç kere zevkle dinleme imkânım oldu. Diğeri de kendisini ilk olarak canlı dinlediğim Mehmet Akça Beyefendidir ki, hem kısa bir sohbetle kendisini tanımam, hem de o güzel sesinden istifade etmem tatlı duygular yaşamama sebep oldu. Sohbetleri de sesleri gibi nezih olan bu iki değerli kardeşimi, samimi duygularımla bir kere daha buradan tebrik etmek istiyorum. Allah kendilerine uzun ömürler ve daha nice hayırlı hizmetler nasip etsin... Bu iki nezaket sahibi samimi dostun, Cenâb-ı Hakk’ın kendilerine vermiş olduğu kabiliyetlerini en güzel bir şekilde kullandıklarına şahit oldum. Daha çok tasavvuf müziğiyle, dinleyenlere musîki ziyafeti çeken bu iki değerli sanatçının, Kur’ân Tefsiri Risâle-i Nur eserlerinin müellifi Bediüzzaman Said Nursî hakkında söyledikleri (başta “Aziz Üstadım” ve “Eddai” olmak üzere) parçalarla gerçekten bize ulvî hazlar tattırdı. Şan-şöhreti isteyen tavırlardan ziyade samimiyet duygularının kendini gösterdiği davranışlarından dolayı kendilerini dinleyen misafirlerin gönlünü fethettiler. İnancına uygun bir şekilde müzik dinleme ihtiyacını gidermek isteyen insanlarımızın böyle değerli ses sanatçılarına ihtiyacı vardır. Allah emsâllerini arttırsın... 27.04.2010 E-Posta: [email protected] |