Faruk ÇAKIR |
|
“İslâm kahramanı” siyasetçi |
Türkiye’de yaşayanları canından bezdiren “Tek parti devri”ne son veren Demokrat Parti’nin merhum başbakanı Adnan Menderes, adı anıldığında hâlâ hayırla yâd edilen ender siyasetçilerden biridir. Çocukluğumuzdan beri onun adının hep iyiliklerle, hayıflanmalarla ve rahmetle yâd edildiğine şahit olduk. Gençler onu yakından tanımamış olsa da, aynı durumun bugün de devam ettiği söylenebilir. TRT, hayırlı bir iş yaparak merhum Adnan Menderes’i anlatan “Ali Adnan / Başvekil’’ adlı bir belgesel hazırlamış. Belgeselin tanıtım toplantısının da, çok sayıda dâvetlinin katılımıyla Ankara’da yapıldığını öğrendik. Adnan Menderes’in demokrasinin Türkiye’de yerleşmesi için büyük hizmetleri olduğunu hatırlatan Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes, belgeselin tanıtım toplantısında şöyle konuşmuş: “Ölümünden, daha doğrusu ıssız bir adada idamından 50 yıl sonra Adnan Menderes’le ilgili bir belgesel yapılıyorsa bu her şeyden önce aziz Türk milletinin ve demokrasinin büyük bir zaferidir. Adnan Menderes ile ilgili bir dizi yapmak, kurum için de, yapımcı için de büyük bir cesaret işidir. Bu çok aziz bir hatıradır, buna uygun bir eser vücuda getirilecektir, bu cesaret ister. Milletimiz şehit başvekili Adnan Menderes’i, şehit Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve şehit Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı bugüne kadar unutmamıştır.” Belgeselin tanıtım toplantısında konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da Menderes’i Menderes yapan ve millet nezdinde her zaman duâ ile hatırlanmasına vesile olan hizmetini hatırlatmış: “1932’den 1950’ye kadar minarelerden Allah-u Ekber sedalarının kaldırıldığı, ama bir 1950 sabahında Allah-u Ekber’in yeniden minarelerden duyulduğu günü bu millet unutmayacak. Dünyada evrensel bir mesaj olan Allah-u Ekber’in sadece Türkiye’de birilerinin anlayacağı bir şekilde uydurukça bir dille Türkçe’ye çevrilmiş olmasının ayıbını, utancını, sıkıntısını 18 sene yaşayan bu ülke insanı 1950’de bu ezanı aslî sesiyle duyduğu zaman adeta bayram etmişti.” 30 Mart 2010’da TRT’de yayınlanacak olan belgeseli izlemedik, ama gençlerin merhum Menderes’i tanımasına vesile olacağını tahmin ediyoruz. Menderes’in millet nezdindeki muhatap olduğu sevgi, onun milletle kaynaşmış olması ve değerlerine yabancı olmamasından kaynaklanıyor. Bu bakımdan, Türkiye’de siyaset yapanların Menderes’i örnek almasında fayda var. Tabiî ki hayatlarında olduğu gibi vefatlarından sonra da hayırla yâd edilmek istiyorlarsa... Üstad Bediüzzaman’ın Adnan Menderes için “İslâm kahramanı” demesi her halde boşuna değil. “Tek parti devri”ni yaşayanlar bu tâbirin ne kadar yerinde bir tâbir olduğunu daha iyi idrak eder. Unutmamak lâzım ki, “Tek parti devri”nde sadece Ezan-ı Muhammedî yasaklanmakla kalmamış, gazetelerde Allah’tan (cc) bahsetmek bile yasaklanmıştı. Aynı şekilde Kur’ân öğrenmek ve okumak da en büyük ‘suç’lardan biriydi. Hiç kimse inkâr etmesin, çünkü hâlâ o devrin canlı şahitleri hayattadır... Böyle bir dönemi sona erdiren ve hemen ardından ezana hürriyet tanıyan merhum “İslâm kahramanı” Menderes’i bu vesile ile bir defa daha rahmetle anıyoruz. Mekânı Cennet olsun İnşaallah...
28.03.2010 E-Posta: [email protected] |