Görüş |
Harcamalarla beslenen bütçe açıkları
ABD’den yayılan finansal kriz bütün ülkeleri etkilerken, ülkeler de en az zararla sıyrılmak için arka arkaya teşvik ve kurtarma paketleri açıkladılar. Bu paketler ise ardında, şimdilerde gündeme gelen büyük bütçe açıkları bıraktı. Bütçe, bir ülkenin gelir-gider dengesinin ifadesidir. Devletin yaptığı giderler, gelirlerinden fazla olduğu durumda bütçe açığı söz konusu oluyor. Özellikle ABD ve AB ülkeleri, yıkılan finansal kurumları ve sarsılan dev şirketleri ayakta tutma adına para musluklarını açarak, piyasayı hareketlendirmek için büyük harcamalar yaptılar. Bütçe açığı yani giderlerin gelirlerden fazla olması durumu iki şekilde karşılanabiliyor. Birincisi para basılarak. Bunun sakıncaları herkesçe biliniyor, yüksek enflasyon. İkincisi borçlanarak. AB ülkeleri de borçlanarak bütçe açıklarını kapatmaya çalıştılar. Aşırı harcama ve borçlanmaların neticeleri ortada… Bugün Yunanistan’ı konuşuyoruz ve hâlâ gündemde. AB ülkeleri kendi kriterlerini bile kırdılar. Maastricht kriterlerine göre, üye ülke devlet borçlarının GSYİH’sına oranı yüzde 60’ı ve bütçe açığının GSYİH’sına oranı yüzde 3’ü geçmemelidir. Bugün, AB ülkelerinin toplam borçlarının millî gelirlerine oranının yüzde 75’i çoktan aştığı hatta yüzde 100’leri geçeceği ifade ediliyor. Bu sinyaller tedbirler zamanında alınmazsa arkasında birçok krizleri de sürükleyebilir... Gidişat, hepimizi yakından ilgilendiriyor.
Ülkemizde 2009 yılı ve 2010 Şubat ayı bütçe gerçekleşmeleri
Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verileri göre, 2009 yılında 215 milyar liralık gelire karşılık 267 milyar lira kamu harcaması yapılmış, açık 52 milyar lira. 2008 yılında bütçe açığı 17 milyar liraydı. Giderler içinde ödenen 53 milyar liralık faizi göz ardı ettiğimizde, bütçemiz 986 milyon lira fazla veriyor. Biz bu rakama faiz dışı fazla diyoruz. Geçen yıl faiz dışı fazlamız 33 milyar liraydı. Bu verilen fazlalarla faizi kapatmak her zaman hedef olmuştur. Bütçe açığındaki bu makasın büyümesi elbette krizin etkileriyle oluştu… Özellikle sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri büyük artış gösterdi… Piyasayı canlandırma adına yapılan vergi indirim ve teşvikleri vergi gelirlerinin azalmasına sebep oldu. 2010 Şubat ayında açıklanan bütçe açıkları olumlu sinyaller taşıyor. Şubat ayında bütçe giderleri geçen yıla göre 25 milyar liradan 22 milyar liraya düşmüş. Bu düşüş faiz giderlerinin düşmesinden kaynaklanıyor. Bütçe gelirleri ise geçen yılın Şubat ayında gerçekleşen 18 milyar liradan 20 milyar liraya yükselmiş. Bütçe açığı geçen yıla göre 7 milyardan 2 milyar liraya gerilemiş. Faiz giderlerini göz ardı ettiğimizde bütçemiz 2 milyar lira fazla veriyor… Vergi gelirleri arasında ithalattan alınan vergiler yüzde 54 artmış. Bu rakam ithalatında artışını ifade ediyor. İthalatın artışı büyümenin, iç talepteki canlanmanın da işareti. Öte yandan ithalatın artışı cari açığın da tehlike sinyali… 2010 yılında büyük beklentiler var… Büyüme hedefi yüzde 3,5…IMF, OECD ve birçok uluslar arası kuruş ülkemizin büyüme çıtasını yüksek tutuyor. Bütçe gerçekleşmeleri adım adım takip edilecek, çünkü önümüzde 2011 yılı yörüngesinde seçim gündemi ve hazırlıkları var. Seçimler popülist politikaların habercisi. Umarız geçmişte yaşananlardan ders çıkarılır ve malî disiplinden taviz verilmez.
Not: GSYİH: Gayri Safi Yurt İçi Hasıla; Bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen bütün nihaî mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir.
GİRAY ŞAN - [email protected] |
25.03.2010 |