Aile-Sağlık |
Gıda alerjisi ciddî bir rahatsızlık GIDA alerjisinin sindirim, solunum, kalp, damar ve sinir sistemi, göz, deri ve hareket sisteminde ciddî rahatsızlıklara yol açabildiği bildirildi. Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar, çok eski çağlardan beri insanlarda gıdalara karşı oluşan reaksiyonların bilindiğini söyledi. Gıda alerjisinin kişilerin bireysel tepkileri olarak nitelendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Tayar, çocuklar arasında gıda alerjisi oranının yüzde 2-4, yetişkinlerde yüzde 1-2 civarında olduğunu belirtti. Tayar, gıda alerjisinin anne karnında başlayıp hayatın bütün evrelerinde etkili olabildiğini kaydederek, ‘’Bir gıdanın alerjiye yol açtığını kabul etmek için o gıdanın her alınışında alerjik belirtilerin bir veya birkaçının olması gerekmektedir. Halk arasında gıda tüketimiyle görülen her olumsuzluk alerjiye bağlanıyor. Bunun için de üzerinde fazla durulmuyor’’ dedi.
ALERJİNİN BELİRTİLERİ SADECE DERİDE GÖRÜLMÜYOR Alerjilerin vücudun hemen her bölgesini etkileyebildiğini ifade eden Tayar, yaygın belirtileri şöyle sıraladı: Deri: Kaşıntı, yanma, kızarıklık, ateş, üşüme, karıncalanma, terleme, kırmızı lekeler, sivilceler. Göz: Bulanıklık, ağrı, sulanma, şaşılık, ışıklardan rahatsız olma, kaşıntı, düşme, kızarma ve şişme. Kalp ve damar: Kalpte çarpıntı, nabız hızının artması, ateş, üşüme, ellerde morarma, bayılma ve omurlarda ağrı. Sindirim sistemi: Ağızda kuruluk, tükürük salınımında artma, dilde acılık, diş ağrısı, midede yanma, hazımsızlık, bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal. Sinir sistemi: Baş ağrısı, migren, devamlı uyku hali, sersemlik, yavaşlık, durgunluk, keyifsizlik, ağlama nöbetleri, gerginlik, hiperaktiflik, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, gülme, kekeleme, unutkanlık. Solunum sistemi: Nefes darlığı, hırıldama, öksürük, bronşlarda mukus oluşumu, burun tıkanıklığı, hapşırma, burun kaşıntısı, boğazda ağrı, kuru öksürük, kulaklarda çınlama, ağrı, orta derecede sağırlık, baş dönmesi ve dengesizlik. Ürogenital sistem: Sık ve ağrılı idrara çıkma, idrarını kontrol edememe, kaşıntı. Hareket sistemi: Yorgunluk, kas zayıflıkları, eklem ve kas ağrıları, gerginlik, göğüs ve sırt ağrısı.’’
ALERJİYE YOL AÇAN GIDALAR
BESİN ögeleri arasında alerjiye yol açan maddelerin genellikle protein yapısında olduğunu belirten Tayar, alerjiye sebep olabilen gıdaları şöyle sınıflandırdı: Baharat: Anason, defne yaprağı, tarçın, karanfil, zencefil, hardal, Hindistan cevizi, kırmızı biber, karabiber, kekik ve vanilya. Baklagiller: Barbunya, beyaz fasulye, soya, mercimek, bezelye, yer fıstığı. Balık: Hamsi, morina balığı, yılan balığı, kalkan, uskumru, torik, pisi balığı, alabalık, sardunya, kılıç balığı. Kanatlı ürünleri: Yumurta akı ve sarısı, tavuk ve hindi eti. Kırmızı et: Sığır, geyik, koyun, domuz ve tavşan etleri. Kuru yemiş: Badem, Brezilya fıstığı, kestane, Hindistan cevizi, fındık, çam fıstığı, fıstık, haşhaş tohumu, kabak çekirdeği, susam ve ceviz. Meyve: Elma, kayısı, muz, böğürtlen, kiraz, hurma, üzüm, kivi, limon, turunç, ıhlamur, kavun, portakal, şeftali, çilek ve erik. Sebze: Kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, havuç, karnabahar, kereviz, salatalık, sarımsak, marul, soğan, biber, patates, bal kabağı, ıspanak, domates. Süt ve ürünleri: Kazein, çedar peyniri, küflü peynir, inek, keçi, kısrak sütü ve kesilmiş sütün suyu. Tahıl: Arpa, malt, mısır, yulaf, pirinç, darı, çavdar ve buğday.’ |
25.03.2010 |
Diyabetin ‘ekonomisi’ de büyük TÜRKİYE 2010’da toplam sağlık harcamalarının yüzde 11’ini diyabete ayıracak. Bir diyabet hastasının sağlık masrafı ise ortalama 400 euro olacak. Yapılan bilimsel çalışmalara göre, diyabetli hastalara verilen eğitimler tedavi başarısını arttırıyor ve maliyetleri önemli ölçüde düşürüyor. Dünyada 265, Türkiye’de ise 6,5 milyon diyabet hastası bulunuyor. Uzmanlar hastalığın bir salgın gibi arttığına dikkat çekiyor. Ülkeler yeterli tedbir almazsa, 2050’de diyabetli hasta sayısı 350 milyona ulaşabilir! Diyabet, yalnızca önemli bir sağlık sorunu değil… Aynı zamanda, ülkelerin ekonomilerinde de büyük bir yük haline geliyor. Bu durum, Türkiye’nin sağlık harcamalarında gün geçtikçe artan bir yük oluşturuyor. Dünyada, her yıl 166 milyar euro’nun diyabet tedavisi için harcandığı tahmin ediliyor. Söz konusu harcamalar, diyabetin ve komplikasyonlarının tanısını ve bakımını kapsıyor. Bu rakamın, 2025’de en az 216 milyar euro’ya ulaşacağı tahmin ediliyor. Dünyada, ülkelerin ulusal sağlık bütçesinin yüzde 2,5- 15’lik bölümü, diyabet için harcanıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) 2009 Diyabet Atlası’nda yer alan tahminlere göre, Türkiye, 2010’da sağlık harcamalarının yüzde 11’ini diyabete ayıracak. |
25.03.2010 |