Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
İsrail tuzağı |
Genelkurmay Başkanının gerek bazı gazetelere verdiği özel beyanatlar, gerek terör sempozyumunda yaptığı konuşma, gerekse resepsiyon sohbetleri arasında kaynayıp giden çok ilginç ve önemli bir gelişme vardı: İsrail Genelkurmay Başkanının ziyareti. General Aşkenazi, Anıtkabir özel defterine İbranice “İsrail Savunma Kuvvetleri adına Atatürk’ü anmak gurur verici” diye yazdıktan sonra, İsrail ve Türk orduları arasındaki ilişkilerin mükemmel olduğunu ifade eden açıklamalar yaptı. Ve bu ziyaret, İsrail gazetesi Haaretz’le, bizdeki Milliyet gazetesine “İsrail’le Türkiye arasındaki buzları asker eritiyor” gibi başlıklarla yansıdı. Ziyaretten bir gün önce, Tel Aviv’deki “alçak koltuk” aşağılamasının “mağdur”u olup Türkiye’ye dönen, ama bilâhare tekrar işbaşı yapan İsrail Büyükelçimizin, İsrailli vekillere verdiği yemekte, “Önümüzdeki haftalarda ilişkilerde önemli gelişmeler olacak” dediği haberi çıkmıştı. Ve haftaları beklemeye gerek kalmadan, hemen bir gün sonra İsrail Genelkurmay Başkanı Türkiye ziyaretini gerçekleştirdi. Bakalım, bunun arkasından hangi “önemli gelişmeler” gelecek? Hatırlanacağı gibi, geçen yıl iki ülke orduları arasında da krize yol açan gelişmeler olmuştu. Bunlardan biri, Başbakanın Davos’taki “one minute” çıkışı sonrasında İsrail Kara Kuvvetleri Komutanının, “Erdoğan bizi suçlamadan önce aynaya baksın” deyip, Türkleri “Ermeni ve Kürtleri katliâmı yapmak”la suçlaması idi. Bizim Genelkurmay’ın bu sözlere gösterdiği tepki, İsrail tarafının, önce “Kişisel görüşüdür, orduyu bağlamaz” açıklaması ve bunun bizim cenahta yeterli bulunmaması üzerine, “Komutan uyarıldı” mesajıyla yatıştırılmış, sonra hadise kapatılmıştı. Geçtiğimiz Ekim ayında da, Konya semalarında yapılagelen ve öteden beri yoğun tepki alan ortak hava tatbikatı son dakikada iptal edilmişti. Ama İsrail de, ABD de bunu sorun yapmadı. Ayrıca, diğer ortak tatbikatlar devam etti. Ve şimdi Aşkenazi, Konya tatbikatlarının bundan sonra da katılımlarıyla süreceğini belirtiyor. Öte yandan, askerî anlaşma ve ihaleler devam ediyor. Modernizasyon için yüz milyonlarca dolar karşılığı İsrail’e gönderilen M60 tanklarında, aşırı gecikmeli teslimatlar sonrası ortaya çıkan arızalarla ilgili sıkıntının ne şekilde aşılacağı, daha doğrusu aşılıp aşılamayacağı ise meçhul. Bu arada, İsrail Genelkurmay Başkanının yaptığı ziyaretin zamanlaması da çok dikkat çekici. Mâlûm, şu günlerde Obama yönetimiyle İsrail arasında ciddî bir gerginlik yaşanıyor. ABD’nin dolaylı barış görüşmelerini başlatmak üzere olduğu bir aşamada İsrail hükümetinin Doğu Kudüs’te 1600 konutluk yeni bir inşaata izin vermesi üzerine patlak veren kriz giderek büyüyor. Öyle ki, İsrail’in ABD Büyükelçisi, gerginliği son 35 yılın en ciddî krizi olarak vasıflandırıyor. İşin arkaplanında bunun yeni bir “kayıkçı kavgası” olma ihtimali de yok değil; ama Obama’nın başa geçtiğinden bu yana İslâm ülkelerine yakınlaşma mesajları vermesi ve başlatılmak istenen barış görüşmelerinde ABD’nin tavrı için İsrail’in “Filistinlilere daha yakın” tesbiti yapması, durumun pek öyle olmayabileceğini düşündürüyor. (Afganistan’daki sıkıntılı gelişmelerin, Obama’nın mesajlarıyla örtüşmemesi ayrı bir konu.) ABD ile ilişkilerinin böylesine gerildiği bir ortamda İsrail’in Türkiye’ye yakınlaşma sinyalleri vermesinde bir gariplik yok mu? İlâveten, önce Ermeni tasarısı, sonra Obama’nın Papandreu’yu ağırlarken yaptığı konuşma kullanılarak, aynı gerginliği ABD-Türkiye ilişkilerine de taşıma girişimlerinin gündeme gelmesi tesadüf olabilir mi? Acaba Ermeni tasarılarını gerekçe göstererek ABD ve İsveç Büyükelçilerini çeken, ama İsrail Büyükelçisine Tel Aviv’de tekrar işbaşı yaptıran Türkiye, göz göre göre yine tuzağa mı düşüyor? Beş buçuk yıldır AB’ye koyduğu mesafeyi her geçen gün daha da derinleştiren ve Obama’ya da posta koyan politikalar bizi nerelere götürüyor?
18.03.2010 E-Posta: [email protected] |