14 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Yeni ibret dersleri


A+ | A-

Önce, görev yaptığı mescide bitişik mütevazi evinin enkazından, sekiz çocuğu ve eşiyle beraber sağ kurtulan İmam Abdullah’ın “Allah’ın bir ikazı” olarak yorumladığı, 200 binden fazla kişinin öldüğü Haiti; ardından ülkeyi 8.8 şiddetinde sarsmasına rağmen oldukça hafif atlatılan Şili depremi...

Ve şimdi de bizi vuran Elazığ zelzelesi...

Dünya, kaderin ince sırları, ibretli dersleri ve hikmetli mesajlarıyla sarsılmaya devam ediyor.

Elazığ’daki ibret levhalarından bazıları:

* Sabaha karşı meydana gelen depremde, namaz için erken kalkanların çoğu sağ kurtulurken, zelzele sonrasında minarelerden yükselen ezan sesleri, sair zamanlarla kıyaslandığında çok daha etkileyici bir manevî atmosfer oluşturmuş.

* Eşiyle birlikte enkaz altında kalıp kurtarılmayı bekleyen köylülerden biri, epeyce o vaziyette bekledikten sonra, gücünün tükenmek üzere olduğu noktada, “Buradan herhalde sağ çıkamayacağız, haydi kelime-i şehadet getirelim” demiş ve son sözleri “Eşhedü enlâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûlüh” olmuş.

* Henüz iki haftalık bir bebek, onu korumak için üzerine kapanan gencecik annesi ile babaannesinin cenazeleri yanında sağ kurtulmuş. Hadise, yavrusu için kendi canını tereddütsüz feda eden annelerin şefkat kahramanı olduğu gerçeğini teyid eden yeni ve çarpıcı bir örnek olmuş.

* Enkaz altında kalarak vefat eden dört kızkardeşin ve bilhassa okuyup tahsilini ilerletmeye çok istekli olduğu belirtilen Gönül’ün yürek burkan acı “son”ları, genç-yaşlı ayırmadan her an hepimizin başına gelebilecek olan ölüm gerçeği karşısında, uzun vadeli gelecek planları yapmanın yersizliğini herkese bir defa daha hatırlattı.

* Kendisi çalışmak için İstanbul’da olan inşaat işçisi babanın, uçağa yetecek parası olmadığı için, depremde vefat eden eşiyle yavrusunun cenazesine yetişememesi, yürekleri sızlatan yeni bir fakirlik tablosu olarak hafızalarda yer etti.

Şimdi geride kalanlar, bir taraftan kaybettikleri yakınlarının acısına; diğer taraftan dışarıda geçirilen soğuk ve karanlık gecelere alışıp, depremin herşeyiyle yerle bir ettiği hayatlarını tekrar kurmaya çalışıyorlar. Allah yardımcıları olsun.

Ölenler için üzülürken, aynı zamanda onların gıpta edilecek şehitlik mertebesine ulaştıklarını ve içlerindeki bebeklerle gençlerin, tehlikelerle dolu dünyanın kirine pasına bulaşmadan doğrudan Cennete alındıklarını gözden kaçırmayalım.

Allah onları, sağ kalan yakınlarından daha çok seviyormuş ki, bekletmeden huzuruna celb etti.

Ne mutlu onlara...

Bizler için ise hayat şimdilik devam ediyor. Peki, bu depremle verilen manevî ve maddî her türlü ikaz ve dersi çıkarıp, gereklerine uygun bir şekilde kendimize çekidüzen verebiliyor muyuz?

Bizim için asıl mesele bu...

Allah bize de hayat sayfalarımızı ter temiz bir şekilde kapayıp, iman-ı kâmil ve hüsn-ü hatime ile berzah âlemine intikal mazhariyetini bahşetsin.

***

Diyarbakır-Bursa maçında tekrarlanan gerginlik, bize son şahitlerden Mehmet Taktak’ın anlattığı şu ilginç ve anlamlı anekdotu hatırlattı:

“1957 yılı olduğunu zannediyorum. Bolvadin ile Emirdağlı gençler futbol maçı yapıyorlardı. Bu maç esnasında âniden aralarında kavga çıkmış; Bolvadinliler ile Emirdağlılar taşlaşmaya başlamışlardı. Ertesi gün misilleme olarak Emirdağlı bir grup genç benim oradaki dükkânımı taşa tutmuşlardı. Kalabalık ve gürültü çoğalınca Üstad evinden aşağıya indi. Köşe başında durarak kalabalığa hitaben bir konuşma yaptı, ‘Durun’ dedi; ‘sizler hepiniz kardeşsiniz, birbirinizin kusurlarını görmemeniz lâzımdır, birbirinizi affediniz.’ Kalabalık biraz sakinleşmişti. Üstad konuşmasına devam ederek, ‘Eğer sizler barışıp dağılmazsanız, ben de burayı terk ederim’ diye buyurdu. Üstadın bu konuşmasından sonra kalabalık büyük bir sükûnetle dağıldı.” (c. 4, s. 96)




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

14.03.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Yazıları

  (13.03.2010) - AB’siz demokrasi?

  (12.03.2010) - Atatürk vizyonu mu?

  (11.03.2010) - Osmanlılık ve Atatürk

  (10.03.2010) - Deprem ve ötesi

  (09.03.2010) - Zelzele

  (07.03.2010) - Endişe-i istikbal

  (06.03.2010) - Sona doğru

  (05.03.2010) - Çatışma, uyum, teslimiyet

  (04.03.2010) - Yine mini paket

  (03.03.2010) - Hesap vermeye alışmak

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl