Mehmet KARA |
|
Çıt çıkarmaya yüzleri olmayanlar |
Geçen hafta bugün 28 Şubat post modern darbesinin 13. yıldönümüydü. Gün dolayısıyla tüm Türkiye’de törenler düzenlendi. Hatta dış temsilciliklerde ve KKTC’de resmi törenlerle kutlamalar yapıldı! Darbenin ne kadar güzel bir şey olduğu, milletin hayrına olan bir gereklilik olduğu slayt gösterileri eşliğinde anlatıldı! Tabiî ki böyle törenler yapılmadı, yapılamaz da. O zamanın kudretli generalleri, 5’li çete diye tarif edilen sivil toplum örgütleri, brifing alan hukukçulardan “çıt” çıkmadı. Çünkü, millî iradeye karşı yapılan bu “darbeyi” savunacak halleri de, yüzleri de yoktu. Tam tersi, bu sene daha bir başka tepkiler geldi. Türkiye’nin birçok ilinde demokrasiye inananlar “Bir daha asla” diyerek protesto gösterileri yaptılar. Bu seneki protestoların en önemli nedeni, son yıllarda bir bir ortaya çıkarılan darbe planlarına duyulan tepkiydi. 28 Şubat’la beraber bu darbe planları da protesto edildi. Hükümet yetkilileri sürecin 10 yıl bile sürmediğini söyleseler de tepkiler onu göstermiyordu. Çünkü bu süreçte gelen yasaklar hâlâ sürüyor. Yasaklar kalkmadıkça da sürecin bittiğini söylemek doğru olmaz.
ASGARİ ÜCRETLİYE HERKES ŞAŞIYOR? Şubat ayı enflasyonu açıklandı ve beklenenin üzerinde çıktı. Yıllık enflasyon tekrar iki haneli rakamlara yükseldi. 2009 işsizlik rakamları açıklandı. 2009 yılında işsizlik oranı tarihî rekorlardan birini kırdı. Yeni yılla birlikte çalışanlara yapılan zamlar ortada. Asgarî ücret gerçekten de sefalet ücreti… Bunlar, son günlerdeki ekonomi haberlerinden bir kaçı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez, öyle bir fıkra anlattı ki, ekonomiyi özetlemeye yetiyor: Bir gün ekonomiden sorumlu Alman, Fransız ve Türk ekonomi bakanları toplanmışlar. Fransız bakan, “Bizim ülkemizde açlık sınırı 900 Euro ama biz vatandaşımızı zorda bırakmamak için onlara 1400 Euro veriyoruz. Fakat bu 500 Euro’yu nerede harcadıklarını bir türlü öğrenemiyoruz” demiş. Sonra Alman bakan söz almış: “Bizim ülkemizde açlık sınırı 880 Euro ama biz ülkemizde işçileri mağdur bırakmamak için onlara 1500 Euro veriyoruz. Ama 620 Euro’yu nerede harcadıklarını bir türlü tespit edemiyoruz.”Sıra Türk bakana gelmiş: “Bizim ülkemizde açlık sınırı 893 TL. Biz işçilerimize 577 TL veriyoruz. Ama kalan 316 TL’yi nereden bulduklarını bir türlü anlamıyoruz!” Sahi insanlar geçinebilmek için nereden para buluyorlar?
İYİ ADAM KÖTÜ ADAM! Geçtiğimiz mahallî seçimlerde CHP’nin yaptığı açılımlar dikkat çekiciydi. Geleneksel CHP politikalarına uymayan açılımlardan birisi de “çarşaf açılımı”ydı. Seçimlerden sonra bu açımların birçoğu fos çıkmıştı. Seçimler öncesi çarşaf açılımı yapan CHP’liler şimdide çarşaf yırtma ve çiğneme açılımı yaptılar .Mersin’de kadın kolları üyesi bir gurubun çarşafları yırtıp ayakları altında ezmesi CHP’yi karıştırdı. Eylem yapanlar komik savunmalar yapıp, “günümüzde ülkenin üzerine çöken kara bulutları simgeleme anlamında siyah bezler kullanıldığını” söyleseler de samimi olmadıkları ortada. Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu, CHP’ye karşı provokasyondur” derken, bazıları da çarşaf çiğneyenler gibi düşündüklerini açıkladılar. Disipline verilen çarşaf çiğneyen CHP’liler partiden istifa ettiler. Ama bu “iyi adam kötü adam rolü”nü oynamak anlamına geldi. Millet kimin samimî olduğunu çok iyi gördü ve bir yere not etti merak etmeyin…
ISLAKLIK KURUDU MU? Hitabeti ile dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son günlerdeki bazı sözlerinin ardından dilediği “özür”lerle hatırlanır oldu. “İrtica ile Mücadele eylem planı”ndaki ıslak imza tartışmalarındaki son gelişmeleri soran gazetecilere çok kısa bir cevap verdi: “Islak imza kurudu artık…” Arınç’ın konuşmasını devam etmesini bekleyen gazeteciler hem bu kısa cevaba hem de ifadeye şaştılar kaldılar. “Islak imza kurudu artık’ derken neyi kastetti?” diye birbirinin yüzüne baka kaldılar.
07.03.2010 E-Posta: [email protected] |