Aile-Sağlık |
İslâm, kadına hakkını veriyor DİYANET İşleri Başkanlığı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ‘’Kadına Karşı Şiddete Son’’ broşürü hazırladı. ‘’Diyanet Aylık Dergi’’nin Mart sayısıyla okuyuculara dağıtılacak broşürlerde, ‘’kadına yönelik şiddet suçtur’’ temasına yer veriliyor. Aile içi şiddet kavramının tanımı, kadına yönelik şiddet biçimlerine ilişkin bilgiler, Ailenin Korunmasına Dair Kanun ile Türk Ceza Kanunu’nun konuya ilişkin hükümleri de yer alan broşürde, şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri kurum ve kuruluşlar hakkında bilgiler bulunuyor. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) ‘’sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olandır’’ hadisine yer verilen broşürde, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun görüşleri de bulunuyor. Broşürde, hiçbir töre, inanç, gelenek ve anlayışın, kadına karşı şiddet uygulanmasının mazereti ve gerekçesi olamayacağını vurgulayan Bardakoğlu, ‘’İnsan hakları ve bunun önemli bir parçasını teşkil eden kadın hakları, sadece insanlık tecrübesinin günümüzde ulaştığı ortak bir söylem değil, aynı zamanda yüce dinimizin insanlığa getirdiği mesajın özünde yer alan temel değerlerden biridir’’ değerlendirmesinde bulundu. İslâm dininin saygın, değerli ve şerefli bir varlık olarak yaratılan insanın yaşama hakkını ve diğer temel haklarını dokunulmaz ve mukaddes ilân ettiğine dikkati çeken Bardakoğlu, ‘’Bu konuda cinsiyet ayrımına asla yer vermemiştir’’ dedi. Bardakoğlu, İslâm’ın kadın ve erkeği Yaratıcı karşısında eşit bireyler olarak tanıttığını, her dönemde kadınlara karşı insanlar arasında az veya çok varlığını sürdüren haksız uygulamaları açıkça kınadığını kaydetti. Diyanet Aylık Dergisi ile dağıtılmak üzere 90 bin adet basılan ‘’kadına karşı şiddete son’’ broşürü, kapsamı genişletilerek Türkiye genelindeki Kur’an Kursu öğrencilerine de verilecek. |
07.03.2010 |
Alkol hasta ediyor KARACİĞER hastalıklarının görülme sıklığının, her geçen gün artttığı belirtildi. İçki içmenin, alkollü karaciğer hastalığına yol açtığını söyleyen BSK Aydın Anka Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Ziya Öztürk, bunun önemli bir sosyoekonomik sebeple sağlık problemi olduğunu söyledi. Avrupa ve ABD’de karaciğer hastalığından kaynaklanan ölümlerin yarısından, alkollü karaciğer hastalığının sorumlu olduğunu kaydeden Dr. Öztürk, “Alkole bağlı karaciğer sirozlu hastalıkların beş yıllık yaşam oranı yüzde 20_25 arasındadır. Tedavisinde ise alkolü bırakmak dışında etkili bir yöntem yoktur. Çok az bir hasta grubunda, etkileri tartışmalı olmakla birlikte kortizon kullanılır. Ayrıca hastanın alkol alımı durduğunda, hastalığın ilerleyişinin de duracağının garantisi yoktur” dedi. |
07.03.2010 |
Tıpta, devrim gibi iki gelişme TÜRK Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, ABD’li bilim adamlarının yaptığı iki ayrı araştırmanın; görme fonksiyonunun düzelmesi ve kanserden diyabete hastalıkların iyileşmesi için umut olduğunu söyledi. Prof. Dr. Muhit Özcan, son beş yılda Türkiye’de yapılan kemik iliği nakli sayısının 600’den 1200’e çıktığını hatırlatarak, kemik iliği naklinde kök hücrenin kullanıldığına dikkati çekti. Kök hücrenin kemik iliği nakli dışındaki kullanım alanlarının büyük araştırmalara konu olduğunu vurgulayan Özcan, ‘’Kök hücre araştırmaları henüz doğmamış bir bebek ancak çok umutluyuz’’ dedi. Araştırmacıların son dönemde iki yeni sonuca ulaştığını dile getiren Özcan, bunların insanoğlunun aya attığı ilk adım gibi dev adımlar olduğunu ancak sonuca ulaşmak için daha çok zamana ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Özcan, araştırmalardan ilkinin, farelere dışarıdan verilen embriyonik kök hücrelerinin gidip retinaya yerleşmesi ve görme fonksiyonunda düzelmeye yol açması, ikincisinin de dışarıdan kök hücre vermeye gerek olmadan insanın kendi alelâde bir hücresini yeniden programlayarak sinir hücresine dönüştürmesi ve hasarlı dokuyu tedavi etmesi olduğunu açıkladı. |
07.03.2010 |
Gündüz uykusu beyne ilâç gibi AMERİKALI bilim adamları, gündüz uykusunun sadece yorgunluğu almakla kalmayıp, beynin yeni bilgileri öğrenme yetisini arttırdığını tesbit etti. Araştırmalarının sonuçlarını Amerikan Bilimsel İlerleme Topluluğu’nun (AAAS) San Diego’daki yıllık toplantılarında sunan bilim adamları, günde 1,5 saat kestiren gönüllülerin kendilerini zorlayan anlama testlerinde daha iyi sonuç aldıklarını belirtti. Berkeley’deki California Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, beynin yeni öğrenilecek bilgiler için kısa süreli hafıza süreci oluşturacak yer yaratmak amacıyla uykuya ihtiyacı olabileceği kaydedildi. Deneyde, sağlıklı yetişkin deneklere sabahleyin zor bir anlama testi uygulandı ve genellikle tamamı benzer notlar aldı. Daha sonra bunların yarısı “siesta” yapmaya gönderildi, ardından da başka bir test yapıldı. Bu sefer uyku çekenler, uyumayanlardan daha iyi sonuçlar aldı. Bilim adamları, beynin elektrik faaliyetini kontrol ettiklerinde bu sürecin, derin uykuyla rüya süreci arasındaki bir uyku aşaması olabileceğini ve hızlı göz hareketi olmayan bu aşamada, beynin hippokampüsünde bulunan gerçek temelli hatıraların “geçici bellek”ten ön-yüz korteks adı verilen bölgeye taşındığını düşünüyor. |
07.03.2010 |
Uyuşturucu dünyanın sorunu CİNSEL Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkan Yardımcısı Psikolog Gülsüm Bacanak, ‘’Uyuşturucu aslında bütün dünya için önemli bir sorun ve uyuşturucu madde kullanım yaşı artık ilkokul sıralarına kadar düştü. Bu dönemde gençlerin örnek aldığı ünlü kişilerin daha dikkatli davranmaları gerekiyor’’ dedi. Bacanak, uyuşturucu kullananların daha fazla keyif almak düşüncesini taşıdığı, ancak bu düşüncenin son derece yanlış olduğunu belirtti. Gülsüm Bacanak, uyuşturucu madde kullanmanın uzun vadede bağımlılık yaparak beyin ve merkezi sinir sistemi üzerinde tahribat oluşturduğuna dikkati çekti. Son dönemde uyuşturucu kullanan ünlülerin haberlerinin medyada sıkça yer aldığını belirten Bacanak, şunları kaydetti: ‘’Uyuşturucu aslında tüm dünya için önemli bir sorun ve uyuşturucu madde kullanım yaşı artık ilkokul sıralarına kadar düştü. Bu dönemde gençlerin örnek aldığı ünlü kişilerin daha dikkatli davranmaları gerekiyor. Mutlaka ki, kişiler bazen hayatla mücadele ederken yorulduklarında ya da dirençleri kırıldığında olmayacak şekillerde destek arayabilirler, uyuşturucu da belki yalnızlıktan, belki anlaşılamamaktan, belki de şöhretin getirdiği ya da götürdüğü bazı şeylerle baş edebilme yetisini arttırabilmek için başvurulan bir araç olabiliyor. Bunu kesinlikle tasvip etmemekle birlikte, ünlüleri uyuşturucu kullanmaya iten nedenlerin ne olduğunun da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.’’ |
07.03.2010 |
İçki ve sigara insanı tahrip ediyor HACETTEPE Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı, sigara ve içki gibi zararlı maddelerin hastalıklara iyi geldiği yolundaki sözlerin doğru olmadığını, sıvı ve katı bütün uyuşturucuların insanı tahrip ettiğini söyledi. Yeşilay Haftası münasebeti ile Iğdır Üniversitesi ve Iğdır Yeşilay Temsilciliği’nin Iğdır Kültür Merkezi’nde bir konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı, içkinin kesinlikle ilâç, gıda, besleyici ve şifa dağıtan maddeler olmadığına dikkati çekti. Alkolün kısa ve uzun vadeli zararları olduğunu anlatan Prof. Dr. Özyazıcı, “Dünyada en fazla uçak, tren ve karayolu kazaları alkol alınmasından dolayı meydana gelmektedir. Türkiye’de cinayetlerin büyük çoğunluğu yine alkolün sonucunda olmaktadır. Sigara dumanında 4 binden fazla zararlı madde var. Tek bir sigarada 3 miligram nikotin bulunurken iki paket sigarada 120 miligram nikotin var. Bu miktar nikotini insan vücuduna direkt verirsek o insan anında ölür. Sigara içen insanla içmeyen insan arasında çok farklılıklar var. Bunların başında sigara içmeyen insan daha dinamik olur” şeklinde konuştu. |
07.03.2010 |