Cevher İLHAN |
|
Türkiye, Afganistan’da cepheye mi sürülüyor? (1) |
Meclis’in açılışı, AKP Kongresi ve IMF toplantısıyla süregelen yoğun gündem ortasında olup bitenler yeterince tartışılamıyor. Bunlardan biri de kulislerde Başbakan Erdoğan’ın son Amerika ziyaretinde kapalı arkasında “verilen sözler.” Öteden beri kamuoyundan yükselen tepkilere ve önceki Genelkurmay Başkanı’nın giderayak, “Yarın oradan askerlerimizin cenâzeleri gelirse millete bunu nasıl izâh edeceğiz” itirazına rağmen, 5 Kasım 1997’de Beyaz Saray’da Bush’la başbaşa yaptığı görüşmeye atıfta bulunan Erdoğan’ın, Türkiye’nin önümüzdeki Kasım ayında İSAF komutasını devralmasıyla birlikte ek askerî birlik gönderileceğini belirtmesi, dikkat çekici. Anlaşılan o ki Afganistan’da ve Pakistan’da onlarca, yüzlerce sivilin katliyle süregelen işgalin bölgeyi ateşin içine attığını bile bile, Ankara “ek askerî birlik” gönderme yolunda. Aslında AKP hükûmeti baştan beri ABD’nin “talepleri”ne teşne. Daha Bush döneminde Amerikan Dışişleri Bakanı Rice’den, Savunma Bakanı Gates’e ve en son Bush’un Yardımcısı Cheney’e varan sivil-asker Amerikalıların “Ankara uğramaları”nda “Afganistan’a muharip asker gönderilmesi” hep “görüşülen konular”ın başında yer aldı.
ABD’NİN HEGEMONYASI HESÂBINA… Belli ki başta İncirlik olmak üzere havaalanlarını ve limanlarını, iki milyona yakın Iraklıyı katleden Amerikan askerlerinin her türlü silâh, savaş malzemesi ve mühimmatının nakil ve dağıtımına açan Türkiye’nin işgalci ABD’ye desteği, yeni Amerikan yönetimince de yeterli bulunmamakta. Obama yönetimi de Irak’ın yanı sıra ABD’nin işgal ettiği Afganistan’da Türkiye’nin desteğini arttırmasını tekrarlamakta… Ve ne garip ki baştan beri kamuoyunun tepkisine rağmen AKP siyasî iktidarı çeşitli manevralarla Amerikan yönetimlerinin bu “talebi”ni yerine getirmeye çalışmakta. Başbakan Erdoğan’ın Amerika’daki temasları arasında bir yığın konu arasında bir-iki cümleyle “Afganistan’a ek asker gönderileceği”ni söylemesi, bunun ifâdesi... Gerçek şu ki ABD, Asya’nın kalbindeki Afganistan’ı işgalle Orta Asya ve Hazar Havzası enerji kaynakları ve hatları üzerinde egemenlik ve çıkarlarını koruma peşinde. Bütün Asya’yı kontrol altına almak, Orta Asya’yı ve Ön Asya’yı güdümünde tutmak plânında. “Taliban bahanesi”yle “terörle mücadele” perdesinde Afganistan’ı işgal altında tutan ABD, istilâyı daha da derinleştirme derdinde. Bu amaçla son seçimlerde karşısına bir rakip çıkartmakla çıkarlarına daha da amâde ettirdiği Amerikan petrol şirketleri ortağı işbirlikçi Karzaî’nin kukla yönetimiyle Afganistan’ı elde etmeye uğraşıyor. AB ve İslâm dünyasıyla geniş ekonomik işbirliğine giden Çin ve Hindistan alternatifini durdurmak, revize edilip öncelikleri değiştirilerek Afganistan ve Pakistan’da operasyonun öne alındığı “Büyük Ortadoğu Projesi”yle bu bölgeyi kuşatıp etkisi altına almak, başkalarının sırtında hegemonya ve çıkarlarını sürdürmek için… Görünen o ki Neconların, Müslümanları “terörist”, İslâm âlemini “birinci düşman” ve “baş tehdid” sayan “11 Eylül konsepti”ne karşı koyan ve önemli Müslüman nüfusu adına İslâm Zirve Konferansına katılan Rusya’ya karşı ABD, ne pahasına olursa olsun Afganistan’da kalma kararında. Bu yüzden Bush’un “işgal projesi”ni Obama da devam ettirmek istiyor.
EK MUHARİP ASKER BASKISI… Ne var ki işgal güçleri, yıllardır en acımasız silâhlarla, onlarca ton ağırlığındaki Toma Hawk füzeleriyle, ağır bombardıman uçaklarıyla baştan başa bombaladığı ve yüzbinlerce sivilin katledildiği bu ülkeyi sindiremedi. Afgan halkını bir türlü esir alamadı. Aksine gün geçtikçe cesur ve savaşçı Afganlıların direnişi daha da büyümekte. Bağımsızlık mücadelesi, başşehir Kabil’in dışında bütün ülkeyi sarmakta. Nereden ve kimden geldiği bilinmeyen saldırılarda her gün onlarca ve hatta yüzlerce insanın katledilmesine karşı, Afganistan bir türlü kontrol altına alınamamakta… Bundandır ki bu ülkedeki Amerikan ve NATO birlikleri komutanı General Stanley McCaharytal, 62 bini bulan Amerikan askerlerine ve mevcut NATO kuvvetlerine ilâveten mutlaka ek kuvvet gönderilmesini, aksi halde tıpkı Vietnam’da ve Irak’ta olduğu gibi başarısız kalacaklarını NATO’ya, Washington’a ve işgal ortaklarına rapor etmekte. Yine bundandır ki Türkiye’yi “model ortak” ilân eden Obama yönetimi de, “stratejik müttefik” Bush yönetiminin “isteği”yle NATO’nun Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) şemsiyesi altında Afganistan’a gönderilen askerî birliğe ilâve olarak Türkiye’nin muharip asker gönderilmesi baskısında bulunmakta. Özetle ABD, İstiklâl Harbine ve Millî Mücadelesine destek veren Hint Müslümanları (Pakistanlılar) gibi Osmanlı dönemine uzanan tarihî ve kültürel derin bağlarla bu millete bağlı bulunan Müslüman Afgan halkının Mehmetçiğe derin sevgisini ve yakınlığını kullanma taktiğinde. En son Irak’ta olduğu gibi Afgan halkının nefretini celbeden ABD, Türkiye’nin bu durumundan yararlanmak istiyor. NATO’yu kullanarak bu ittifak çerçevesinde Türkiye’yi emperyal çıkar savaşında “cephe”ye sürme baskısında. Ve ne yazık ki AKP hükûmeti, ABD’nin bu baskısına geliyor… 05.10.2009 E-Posta: [email protected] |