Ali FERŞADOĞLU |
|
Seçeceğiniz eş bilgili, maharetli ve öğrenmeye açık mı? |
İnsan bekârken yarımdır. Evlenince tamamlanır. Zaten, insanın dünyaya gönderilmesinin sebebi, imân, ilim ve duâ vasıtasıyla tekâmül, yani, gelişmek, olgunlaşmak, kâmil insan olmaktır. Mahiyet ve istidât itibariyle de her şey ilme bağlıdır. Hakikî ilimlerin esası, mâdeni, nûru, rûhu mârifetullahtır. Yani, Allah’ı Kur’ân’da yazılan, kâinatta tecelli eden ve insanda toplanan Esmasını gözlemleyerek okumaktır. Esma-i Hüsna’yı öğrenme aynı zamanda, ilimde, san'atta, ekonomide vesair bütün fen, sosyal ve manevî ilimlerde terakki etmektir. Zira, ilim, Alim; tıp Şafi; matematik Mukaddir; san'at Sani’, iktisat Muktesit isimlerinin tezahürüdür. Kur'ân'ın ilk emrinin "Oku!"1 ile başlaması, "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" -Zümer, 9. diye sorması, "Kulları içinde ancak âlimler hakkıyla Allah'tan korkar,"2 âyetleri de mü'minleri öğrenmeye, ilme, araştırmaya teşvik eder. Allah’ı Esması ile bilen, O'nun ihsan ve ikram ettiği nimetleri ve nasip ettiği eşin de bir nimet olduğunu bilir. O zaman O'nu sever. Kişi, sevdiğinin emirlerini yerine getirir. Yasaklarından kaçınır. O zaman da mutlu bir aile hayatı sürdürür. Marifet, kuru bir bilgi değil, imanlı bir bilgidir. Maharet ise, bu bilgiye dayalı beceri. Öyle ise, marifetli, bilgili becerikli, kendini yenileyen birisiyle evlenmelisiniz. Zira, hayat yeknesak, durağan değildir. Atomlardan galaksilere kadar her şeyde muhteşem bir yenilenme ve gelişme meyli var. İnsan da bunun bir parçası olduğuna göre, uyum, huzur ve mutluluk için marifetle bilgi lâzım, yenilenmek gerekir. *** Kuşlar içinde en uzun ömür süren Kartal, 70 yaşına kadar yaşayabilir. Ancak, 40’ından sonra, pençeler sertleşir, esnekliğini yitirir, gagası uzar, göğsüne doğru kıvrılır, kanatları ağırlaşır, tüyleri kalınlaşır, uçmakta ve beslenmekte zorlanır. Ciddî ve zorlu bir karar vermeli: Ya ölümü, ya yeniden doğumu, yani yenilenmeyi. Yenilenmeye karar veren kartal, çekilir. 150 gün kadar sürecek bu çetin yenilenme devresinde, gagasını sert kayaya vurur ve düşürür. Yeni gagasının çıkmasını bekler. Bununla pençelerini söker. Yeni pençeleri çıkar. Bu sefer tüylerini yolar. Ve kartal, beş ay sonra 20 yıl daha yaşayacağı uçuşuna başlar. İşte kartal gibi bir zaman sonra hantallaşırız. Başarıya uçmak için, bize acı veren önyargılarımızı, alışkanlıklarımızı, geleneklerimizi ve olumsuz birikintilerimizi söküp atmalıyız! Zordur, ama, mümkündür. İşte, tefekkür ve marifetle yenilenerek başarı ve mutluluk yolunda uçuşumuzu sürdürebiliriz. *** Sohbetin konusu “yeni icatlar”dı. Şeyhülislâm Ziyaeddin Efendi, Avrupa’dan gelen yeni buluşlara pek taraftar görünmüyordu. “Bunlar bid’attır” diyor, dinde yerinin olmadığını söylüyordu. İkinci Meşrûtiyet’in ilân edildiği yıllardı. Dönemin büyük âlimlerinin de bulunduğu bir ortamdı. Bediüzzaman, “Yeni buluşlar insanlığın yararınaysa neden kabul edilmesin, dinimiz ilmî gelişmeleri teşvik eder” diyerek Şeyhülislâmın bu fikrine karşı çıktı. Diğer ilim adamları da fikirlerini beyan ettikten sonra, Bediüzzaman’la Şeyhülislâmı dinlemekle yetindiler. Bediüzzaman devam etti: “Peki efendim, elektrik bid’at da, gaz lâmbası asıl ve esas mıdır?” Öyle ya, elektrik de yeni bir buluştu. Şeyhülislâm buna cevap vermekte zorlandı. “Siz saded (konu) dışına çıktınız” dedi. Vakit geceydi, zaman da hayli ilerlemişti. Bediüzzaman ayağa kalktı, elektriğin düğmesini çevirdi. Etraf karanlığa bürünmüştü. Lâtifeli bir şekilde: “Şimdi sadede geldik, konuya devam edebiliriz” dedi.
Dipnotlar:
1- Kur’ân, Alâk, 1. 2- Age., Fâtır, 28. 27.07.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |