Yasemin YAŞAR |
|
Nur talebelerinin iki mühim vazifesi: |
Dini neşir ve şeâiri yaşayarak muhafaza
Risâle-i Nur Talebeleri, insanlığın teminatıdır. Nur Talebelerinin bu vazifesi hizmetteki iki önemli prensipten kaynaklanır. Bunlardan birincisi, dini neşretme vazifesidir. İkincisi ise, dinin şeâirini yaşayarak koruma vazifesidir. Bu aslında bütün ehl-i imanın üzerinde bir sorumluluktur. Âhir zamanda bu iki hizmet noktasını o-muzlarında bulan Risâle-i Nur Talebelerinin bu vazifelerdeki ihmalleri, içtimâî hayatın iflâsını ve belki de kıyametin gelmesini çabuklaştıracaktır. Yani kıyamet, bir anlamda, tahrip edenlere göre değil, tamir edenlerin vazifelerindeki ihmallere göre gerçekleşecektir. Allah’ın “nurunu tamamlayacaktır”; ancak bu, toplumun si-gortası olan Nur Talebeleriyle gerçekleşecektir. Hizmetlere sahip çıkıp, neşir ve şeâiri koruma işi yapıldığı ölçüde, din de teminat altına alınacaktır. Çünkü İlâhî vaadler, müjdeler şartlara bağlanmıştır. Allah’ın küllî iradesi bizim hizmetlerimiz olan şart-ı âdiye bağlı taalluk etmektedir. İhsan-ı İlâhî tarafından omuzlara konulan bu hizmet, ilim, tebliğ ve ikisinin de vazgeçilmezi olan amel-i salihle yürüyecektir. Dolayısıyla bu sorumluluklardaki ihmaller, önce Nur Talebelerini hastalandıracak, daha sonra da cemiyet hayatı hastalanacaktır. Diğer meslek ve meşreplerde, dinin şeâirini koruma ve neşir hizmeti, beraber olarak görülmemektedir. Bu zamanda bu ikisinin beraber olması lâzımdır. Çünkü günahlar sel gibi hücum etmekte, imanın esâsâtı çürütülmeye çalışılmakta ve insanlar nümune-i imtisâl olacak şahsiyetler aramaktadırlar. Bu yüzden Nur Talebelerinin hususiyetlerinden bahsedilirken, Risâle-i Nur’u hayatının bir programı yapmak ve başkalarının imanına kuvvet verecek tarzda bir hayat yaşamak olarak belirlenmiştir. Bu zamanda, hiçbir Müslümanın, şahsî kemâlâtını düşünüp, sadece kendini kurtarmak gibi bir lüksü olmamalıdır. Çünkü ister kâfir, ister münafık ve isterse Müslüman, Hıristiyan vs. olsun bütün insanlık aynı gemide yolculuk yapmaktadır. İşte bu insanlık gemisinin batmaması için, Nur Talebelerinin hususî ibadet ve kemâlâtın yanında, tebliğ vazifesini de yerine getirmeleri gerekmektedir. Aksi halde, bireylerin şahsî günaha girmeme, temiz kalma düşünce ve planları, hepsi insanlık gemisinin batmasıyla batacaktır. Bu da bana Yirminci İhlâs Risâlesi’ndeki dokuz emirden biri olan, “Yanlış düşündüğü izzetini” sözünü hatıra getirdi. Bu yüzden içtimâî hayat gemisinde her türlü insanla beraber yolculuk yaparken, batmamak için imana hizmet etmek gerekir. Anlamak, anlatmak ve yaşamak lâzımdır. Nur Talebelerinin bir vazifesi, kötülüklerin yayılmasına engel olmak iken, diğer bir vazifesi de güzel ve faziletli bir cemiyet inşâ işiyle uğraşmalarıdır. Zâten bir yer tahrip olduysa, önce tamir ve sonra tezyin yapmak lâzımdır. Tamirin arkasından gelmeyen tezyin eksiktir. Tamir yapılmadan yapılan tezyin de anlamsızdır. Bu ikisi sırayla, birbiri ardından gelmelidir. Kur’ânî bir metot olan bu işlem, Risâle-i Nur Talebelerinin de hizmet prensiplerindendir. Risâle-i Nur hizmetinin hususiyetleri, bu mesleğin şartları içinde vardır. Yani ‘acz, fakr, şefkat, tefekkür’ tarîkı olan bu meslekte, özellikle şefkat, Nur Talebelerinin himmetlerini âlîleştiren, diğergam yapan, mürüvvetkârâne özellik kazandıran bir etkendir. Bu hissin inkişafı sadece kendini değil, sırayla en yakınlarından ve daha sonra diğer insanlara ve mahlûkata kadar uzanan bir himmet anlayışını kazandırmaktadır. Çünkü şefkat, insanı Rahim ismine götürmektedir. Rahim ise, merhamet eden anlamındadır. Dolayısıyla imanın nurunu alan, zevk eden birisi, yerinde duramayacak, bu nurdan herkes istifade etsin diye çalışacaktır. Eğer böyle bir himmet gelişmiyorsa, imanın nurundan istifadenin azlığını gösterir. Esas kaynaktan güç almayanların, elbette ne kendilerine, ne de başkalarına bir faydası olacaktır. Evet, her Risâle-i Nur Talebesi, önce kendisi hakikatleri öğrenecek, yaşayacak, sonra yaşadığı bu nurları başkalarına da anlatacaktır. Nur Talebelerinin vazifesi, bu iki kanadı (dini neşir ve koruma) tam olarak îfâ etmekle, ikmal olacaktır. 12.07.2009 |
Önceki Yazıları |