14-20 Mart, ABD’nin Irak’ı “resmen” işgal edip peşinden başlattığı savaşla Ortadoğu’yu “istilâ”sının önemli bir tarihi…
Yeni yüzyıla varmadan hegemonya ve “menfaatinden başka bir şey görmeyen” dessas ve zâlim İngiliz emperyal politikaların görevini Amerikan neo-conlar üstlendi. Yine İngilizlerin desteğiyle “Kuveyt işgali” bahanesiyle 1991’deki Birinci Körfez Savaşı’yla önce baştan başa bombalanan Irak’ın kuzeyi koparıldı.
Sonra Kissinger’in “Irak’ı Yoguslavya gibi üçe bölme” tâlimatıyla 36. paralelin üstü “ikinci İsrail” işlevini görecek “kukla bir devlet” hazırlanması plânı devreye sokuldu. Irak’ın kuzeyi Türkiye topraklarında üslenen “Çekiç Güç” ve “Keşif Güç” korumasıyla bizzat Amerikan askerlerince Irak’ın kontrolünden çıkarıldı. Özal’ın “Baba Bush’la işbirliği” ve hararetli desteğiyle…
Bu arada binlerce peşmerge Guantanamo adalarında CIA’ca eğitildi; Kuzey Irak’taki “yerel yönetim” artık pervâsız bir şirretlikle ağababalarına güvenerek bağlı bulunduğu Bağdat’a karşı kafa tutmaya başladı. Otuz bir insanın ölümüne sebep olan terör örgütü PKK yine CIA himâyesiyle azıp şımararak Türkiye topraklarında bebekleri katleden terör eylemleri” vahşetini sürdürdü…
* * *
13 yıl boyunca ABD ve “savaş koalisyonu”, Irak’a en acımasız bir ambargo uyguladı. İlâçtan, kurşun kalemden, şekerden una kadar bütün zarurî gıda maddelerinin ve hammaddelerin ülkeye girmesi engellendi. Binlerce çocuk, yaşlı sivil öldü; milyonlarcası hastalandı, yaralandı. Ama dehşetli “savaş” daha başlamamıştı.
İsrail’e hizmeti “vazife” bilen Evanjelist George W. Bush’un Yardımcısı Dick Cheney o zaman da bir Ortadoğu turu yapmıştı. Zira Birinci Dünya Savaşındaki işgal güçleri “harita isimlendirme komisyonu”na göre Ortadoğu, Akdeniz’den başlayıp Hindistan’a, hatta Uzak Doğu’ya kadar uzanan ve Asya’daki Müslüman coğrafyayı kapsıyordu. Fas’tan Hindikuş dağlarına kadar 22 İslâm ülkesini içine alan “Büyük Ortadoğu projesi”nin başlangıcı olarak…
O esnada “savaşların mimarı” Cheney, Ankara’ya da uğramış; hatta “İsrail-Filistin sorununu çözmeden Irak’a saldırmayız” demişti. Çok geçmeden Cheney’in “Ortadoğu turu”nun amacı anlaşıldı. Daha Ankara’dan ayrılmadan Amerikan uçakları “peşrev” olarak Irak’ı bombalamışlardı bile…
ABD ve savaş ortakları, yüzbinlerce askerle, çoğu ilk defa denenen en ağır silâhlarla, tanklarla, toplarla, karadan ve havadan Irak’a girdiler. Savaş uçakları mütemâdiyen kentleri, köyleri, mahalleri, pazar yerlerini, evleri bombaladı.
Petrol bakanlığı ve tesisleri dışındaki bütün devlet ve özel kurumları, fabrikalar, tesisler, camiler, tekyeler, türbeler hedef alınıp tahrip edildi. Ülkenin merkez bankası boşaltıldı. Kerkük ve Telâfer’deki soykırımlarda olduğu gibi nüfus ve tapu daireleri yakılıp yıkıldı, talân edildi. Müzeler bile yağmalanıp antika eserler beş on dolara Batılı fırsatçılara satıldı…
Daha işgalin ilk haftasında sekiz bin Iraklı katledildi. Ne var ki bu daha başlangıçtı! Son beş yılda katledilen Iraklı sayısı bir milyonu aştı. Üç milyon insan “kayıplara” karıştı; bir o kadarı göçe zorlandı. 10 milyon Irak vatandaşı evinden, yurdundan oldu. 30 milyonluk ülke nüfusunun yarısı açlık sınırının altında perişan hale geldi. Hâlâ hergün onlarca, yüzlerce Iraklı katlediliyor, cesetleri bulunuyor…
ABD iddia edildiği gibi Irak’a “demokrasi, barış ve özgürlük” değil, ölüm, açlık, kan ve gözyaşı getirmişti. Bizzat Dışişleri eski Bakanı Colin Powell’ın itirafıyla, BM’ye sunduğu, “kitle imha silâhları ve El Kaide bağlantısı” tamamen yalan çıkmıştı…
* * *
Beş yıl sonra Irak’ta “petrol şirketleri” sahibi ABD’nin ikinci Kissinger’i “savaşların başrol oyuncusu” Cheney, beş saatliğine yine Ankara’ya uğradı. Bundandır ki şimdi de Cheney’in sınırötesi operasyonlarda “istihbarat paylaşımı”nın bedeli olarak neyi istediği tartışmalarıyla zulümler atbaşı gidiyor. Irak’ta, Filistin’de, Afganistan’da katliam devam ediyor…
Cheney’in yeni talepleri bir yana, ABD’nin günahları kendine. Peki Türkiye’nin vahşete “ortak edilmesi”nin vebâlini kim yüklenecek? TBMM’yi by pass ederek “stratejik müttefik” ilân ettiği ABD’ye her türlü askerî personel, silâh ve mühimmatın nakil ve dağıtımı için başta İncirlik olmak üzere yedi hava altı deniz limanını üs olarak “resmen” açan AKP siyasî iktidarlarının sorumluluğu neden sorgulanmıyor?
“Zulme rıza zulüm”ken, hatta “zulme en ednâ (basit) bir meyil” dahi taraftarlıkken; Türkiye’yi Müslüman komşu bir ülkeye karşı “savaş ortağı” eden işgalcilere doğrudan desteğin anlamı nedir?
26.03.2008
E-Posta:
[email protected]
|