“Adalet” konulu “8. Bediüzzaman Sempozyumu”na katılan konuşmacılar, Risâle-i Nur’un “iman kurtarma dâvâsı”ndaki rolünü bir defa daha dikkat çekmiş oldular. Pazar günkü (18 Kasım 2007) açılışta ve tebliğlerin sunulduğu oturumlarda önemli tesbitler yapıldı. Bediüzzaman Said Nursî’nin ilhamen telif ettiği Risâle-i Nurların, çağın dertlerine ‘deva/çare’ olduğu ilân edildi.
Bu ve benzeri sempozyumlarda bazı katılımcılar bir bakıma ‘sürpriz’ çıkışlar yapar. Uzun bir aradan sonra Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Colin Turner de bunlar arasında sayılmalı. Turner’i daha önce yazdığı ve hâlâ tazeliğini koruyan “Bir İman İnkılâbı Olarak Risâle-i Nur” başlıklı makalesiyle hatırlıyoruz. Turner bu makalesinde hem Risâle-i Nurla tanışmasını hem de onu nasıl yorumladığını geniş bir vukufiyetle anlatıyor. (Bir İman İnkılâbı Risâle-i Nur, Risâle-i Nur Enstitüsü yayını, İstanbul, Mart, 2004)
Sempozyumun açılışının yapıldığı Yeşilköy’deki “İstanbul Gösteri Merkezi”ndeki konuşmasında da yine önemli tesbitler yaptı. Bu tesbitler, aynı zamanda Risâle-i Nuru ‘okumak’ ve ‘ona teslim olmak’ arasındaki farkı da gösterdi denilebilir. Turner konuşmasında, mesala; “Bugün İslâm dünyasının dört bir köşesinde Müslümanlar Hazret-i Peygamberin altın çağı denilen dönemi yeniden varedebilmek için ‘Medine hayalleri’ kuruyorlar. Ama bunu yaparken gerçek adalet dersinin öğretildiği ‘Mekke dönemi’nin zoruluklarına katlanmak da istemiyorlar. Bu anlamda Bediüzzaman bizi Mekke’ye geri çağırıyor; çünkü bir defa Mekke tecrübesi yaşandı mı Medine kendi başının çaresine bakacaktır” diyordu.
Sempozyumun konuşmacılarından Prof. Dr. Nora Şerif’in Risâle-i Nur’a teslimiyeti de dikkat çekiciydi. Filipinler’in Mindanau Özerk Bölgesi Yüksek Öğretim Konseyi Başkanı olan Prof. Dr. Nora Şerif, Risâle-i Nurların bütün üniversitelerde ‘ders kitabı’ olarak okutulması gerektiğini söylüyor. 60’a yakın üniversitenin kendisine bağlı olduğu ifade edilen bayan Nora Şerif’in, bir anlmada ülkesinin YÖK başkanı olduğu söylenebilir.
Sempozyum devam ederken, oturumlar arasında Üstad Bediüzzaman’ın talebesi Abdullah Yeğin ağabeyle mütercim vasıtasıyla sohbet eden Nora Şerif’in Risâle-i Nurla tanışması da sürpriz bir şekilde gerçekleşmiş. Bayan Şerif, Filipinler’in başkenti Manila’da düzenlenen bir fuarı ziyarete gitmiş. 120 yayınevi arasında Risâle-i Nurların satıldığı standı tevafuken ziyaret etmiş ve burada eline aldığı her Risâleden bir satır okuyunca onları satın almış. Nihayet, “Bunların bir arada olduğu büyük kitaplar yok mu?” diye sormuş ve külliyatı satın alıp okumaya başlamış. Bilhassa Lem’alar’daki “İsm-i Kuddüs” bahsini çok beğenmiş ve bu eserden 100 adet satın alıp bütün okulara dağıtıp, okunmasını tavsiye etmiş.
Nora hanım bir de müjde veriyor: “Bana bağlı olan bir üniversite rektörüyle konuştum. Üniversitede bir İslam Fakültesi kurulacak ve orada Risâle-i Nur Bölümü açılacak. Bunun için Risâle-i Nur’u bilen çok sayıda öğretmene ihtiyacımız var.”
Nora Hanım haklı. Risâle-i Nur’u bilen öğretmenlere bizim de, dünyanın da ihtiyacı var!
20.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|