Geçtiğimiz haftalarda birkaç yazıyla temas ettiğimiz sigara, zeytin, zeytinyağı ve refleksolojiye dair konular, pekçok okuyucumuz tarafından dikkate değer bulunmuş olmalı ki, bu meyanda sayılamayacak kadar telefonlar, mesajlar aldık.
Hatta, bir kısım okurlarımız "Lütfen, bu tür hayata dair ve hayatın içinden addedilen konulara daha fazla ağırlık verin" diyor.
Aziz okurlarımızın bu yöndeki arzu ve taleplerini anlıyoruz. Çoğuna da hak veriyoruz.
Ancak, bizler de dengeyi, orantıyı bozmamak ve muhafaza etmek durumundayız.
Şayet, sosyal ve siyasî aktüaliteden koparsak, bu yaptığımızın adı "gazetecilik" olmaz.
Dolayısıyla, Bedesten'i–Sefer Abimizin tabiriyle–şifalı bitkiler ansiklopedisine çevirmemeliyiz.
Arada bir ve ihtiyacın hissedilmesi ölçüsünde, yine de faydalı yahut zararlı yiyecek ve içeceklere dair (bilgi ve tecrübeye dayalı) yazılar inşaallah devam edecek.
Zeytin çekirdeği
Bu arada, sizlerden gelen bazı mesajlara da burada yer vermek arzusundayız. Ne var ki, yayınlamak için rızasını almadığımız bu okuyucularımızın ismini veremiyoruz. Zaten önemli olan verilmek istenen bilgilerin, mesajların kendisidir.
İstanbul (7–8 kişi), Edremit, Diyarbakır, Eskişehir, Balıkesir, Mersin, Gaziantep ve Hatay'dan arayan birçok okuyucumuz, bilhassa zeytin ve zeytinyağı ile ilgili mesajlarını ilettiler. Hepsi de, bu büyük İlâhî nimetin mûcizevi faydasını görmüşler. Herkese de hararetle tavsiye ediyorlar.
Meselâ, bazıları zeytin ve zeytinyağının yanı sıra, zeytin çekirdeğini atmayıp, ilâç ve şifâ niyetine kullandığını ifade etti.
Bunların arasında, günde 4–5 adet kadar zeytin çekirdeğini olduğu gibi yutanlar var. Ayrıca, çekirdeği öğütüp toz haline getirdikten sonra, yine ilâç niyetine kullananlar da var.
Hakikaten, biz de konuyu kendi çapımızda araştırdık ve tecrübe ile sabit olduğunu tesbit ettik ki, zeytin çekirdeği, basur ve mide hastalıkları (gastrit, ülser) başta olmak üzere, sindirim sistemindeki hemen bütün rahatsızlıklara çok iyi geliyor. İltihapları kurutuyor, yarayı tedâvi ediyor.
Bu arada, yumuşacık bir meyve olan muzu zorlanarak hazmeden midenin, zeytin çekirdeğini ise kolaylıkla öğütüp hazmettiğini de hatırlatmış olalım. (Dikkat: Zeytini yerken, çekirdeğini çiğnemeyin. Yutun, ancak dişlerinize zarar vermemesine özellikle dikkat ve hassasiyet gösterin.)
Ayrıca, zeytin çekirdeğini öğütüp toz haline getirerek, bunu açık yaraların tedâvisinde kullananlar da var.
Bu noktadan hareketle, açık yaraya iyi gelen bir mûcizevî maddenin, içteki yaralara da iyi gelebileceğini düşünebiliriz. Meselâ, yaraotu ve kudretnarı gibi...
Son bir not: Zeytinden imâl edilen sabunun (hakikisi), cilde, saçlara ve kepeklenmeye karşı da müsbet, harikulâde tesirler icrâ ettiğini bittecrübe ifade etmiş olalım.
GÜNÜN TARİHİ 20 Kasım 1961
Darbenin ilk siyasî meyvesi: Koalisyon
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir koalisyon hükümeti kuruldu. AP–CHP ortaklığında kurulan bu ilk koalisyon hükümetinin başına İsmet Paşa getirildi.
Bu yeni siyasî handikap, aynı zamanda darbeci cunta idaresinin ilk siyasî meyvesi oldu.
* * *
27 Mayıs İhtilâli sonrasında yapılan ilk genel seçimler, hiçbir partiye tek başına iktidar şansı getirmedi.
Zira, evvelâ demokrasi hançerlenmiş ve siyasî yapı darmadağın edilmişti.
İkincisi, darbenin en önemli gerekçelerinden biri ve belki de birincisi, yapılan her seçimden zaferle çıkan DP lideri Menderes'in önünü kesmek (hatta işini bitirmek) ve halkın nazarında itibarı düştükçe düşen CHP lideri İsmet Paşayı yeniden ülkenin başına getirtmekti.
Bu sebeple, CHP'nin oylarını bölecek hiçbir partiye müsaade edilmezken, DP'nin taban oylarını bölüşecek 3 ayrı partinin seçime katılmasına izin verildi: AP, CKMP ve YTP.
Buna rağmen, halkımız Halk Partisinin tek başına iktidara gelmesine fırsat vermedi.
Seçimde yarışan dört partinin yüzdelik oy oranları ile milletvekili sayısı şu şekilde gerçekleşti:
CHP : 36,7 173
AP : 34,8 158
CKMP: 13,9 54
YTP : 13,7 65
İsmet Paşanın hesabı, partisinin tek başına iktidara getirilmesi halinde, yeniden cumhurbaşkanlığı makamına geçmek yönünde idi.
Ancak, istediği neticeyi alamayınca, koalisyon hükümetinin başbakanı olmaya razı oldu. Cumhurbaşkanlığı makamına ise, cunta lideri Org. Cemal Gürsel getirtildi.
* * *
20 Kasım 1961'de CHP ve AP ortaklığında bir koalisyon hükümeti kuruldu. İnönü başbakan, AP Genel Başkanı Emekli Org. Ragıp Gümüşpala ise Başbakan Yardımcısı olarak hükümette görev aldı.
Türkiye, 1965 yılı genel seçimlerine kadar, bir türlü uyum içinde çalışamayan ve zaman zaman dağılma noktasına kadar gelen koalisyon hükümetleri tarafından yönetildi.
20.11.2007
E-Posta:
[email protected]
|