H.İbrahim CAN |
|
Kırgızistan’da Özbekler hâlâ yurtsuz! |
Geçen ay Kırgızistan’ın Oş ve Celalabad vilayetlerinde Kırgızlarla Özbekler arasında yaşanan kanlı olayların üzerinden bir ay geçti. Yüzbinin üzerinde insan hâlâ sınırdaki kamplarda. Aslında olaylar yatışmış olsa da, evleri yakılıp yıkıldığı için geri dönemiyorlar. Anayasa oylaması sonrasında, hükümetin şimdilik istikrarı sağlamaya başlaması, bu bölgedeki sorunların bitmesini sağlayamadı. Hâlâ gerginlik sürüyor. Gayrıresmi bilgilere göre çoğu Özbek iki bin kişinin öldüğü olayların izlerinin silinmesi kolay olmayacak. Zira Otunbayeva hükümeti büyük ölçüde Rusya’nın himayesine sığınmış, devletin tüm kurumları üzerinde kontrolü henüz tam sağlayamamış, ekonomik açıdan sıkıntılı bir yönetim görüntüsü içindedir. Yine de ABD’nin Manas Üssü’nü sürdürmesine izin vermesi ve Rusya’nın da desteklemesi sayesinde, ülkedeki bir çok kimsenin tek umudu durumunda. Kırgızistan’ın Çin, Rusya ve ABD açısından stratejik öneme haiz bir bölgede bulunması, uzun yıllar süren Sovyet döneminde ülke içindeki etnik ayrılıkların körüklenmiş ve düşmanlıkların beslenmiş olması, ülkenin istikrara kavuşmasını güçleştiren unsurlar olarak görülüyor. Olaylarda Özbekistan’ın duyarsız kalması, olayları Kırgızistan’ın iç meselesi olarak görüp, Özbeklere yeterince sahip çıkmaması da, Özbek yönetiminin olayların kendi ülkesine sıçramasından korktuğu şeklinde yorumlandı. Ülkeyi güçsüzleştiren bir husus da; hem Akiev hem de Bakiev'in iktidarda bulundukları dönemde ülkenin kaynaklarını kendi ailelerine peşkeş çekmede ve kayırmacılıkta rekor kırarak, zaten kıt kaynaklara sahip ülkeyi daha da perişan etmeleri oldu. Gelinen noktada Kırgızistan’ın acilen uluslar arası kamuoyunun malî desteğine ihtiyacı var. Özellikle çatışmadan zarar gören bölgelerde, Özbeklerin yeniden yerleştirilebilmesi ve bu vilayetlerin ekonomik açıdan desteklenmesi şarttır. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James Steinberg, geçen Pazar günü Amerika’nın halen bölgeye insanî yardım gönderdiğini açıkladı. Bizi ilgilendiren tarafı ise Türkiye’nin tutumu. Zira bu ülkede önemli miktarda Türk sermayesi ve eğitim kurumları bulunuyor. Bu çatışmalarda Türk yatırımcılar da önemli zararlar gördüler. Ayrıca Türk Manas Üniversitesi de tamamen Türkiye’nin resmi desteğiyle yürüyor. TİKA aracılığıyla bu ülkede yapılan yatırımlar da, ülkemize karşı büyük bir sevgi uyandırmış durumda. Üç yıl önce bu ülkeye yaptığımız bir ziyarette polis okulunda bir bilgisayar sınıfının Türkiye’nin desteğiyle açılmış olması, polis amirlerinin Türkiye’de eğitim görmesi gibi küçük sayılabilecek adımların ne kadar büyük bir minnettarlıkla karşılandığına şahit olmuştuk. Türkiye’nin Rusya faktörünü de hesaba katarak, özellikle insanî yardımla çatışma bölgelerindeki yaraların sarılmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, mevcut hükümete çeşitli yönlerden destek olmasının önemi büyük olacaktır. Dinini yeniden keşfetmekte olan, bir çok tarihi bağımız bulunan bu ülkeyi yalnız bırakmamak boynumuzun borcudur. 20.07.2010 E-Posta: [email protected] |