Cevher İLHAN |
|
Hükûmet’ten YÖK’e, YÖK’ten yine Danıştay’a havale… |
Hükümet, “katsayı” haksızlığında “gerekçe” gösterilen Yükseköğretim Kanunu’nun 45. maddesini değiştireceğine, hâlâ Danıştay’ı “şikâyet”le kamuoyunu oyalıyor. Önce “hukuku arkadan dolanmak”tan bahseden ve “yedek plânları”nın bulunduğunu belirten YÖK Başkanı, yeniden “yürütmenin durdurulması kararına itiraz edeceklerini” tekrarlıyor. “Öğrencilerin meraklanmasına ve endişelenmesine gerek yok” diye umut pompalıyor; lâkin çözüme dair hiçbir belirgin beyânda bulunamıyor. Peşinden toplanan YÖK Üst Kurulu, yeniden Danıştay’a itiraz edilmesini ve sınav tarihinin değişmeyeceğini kararlaştırıyor. YÖK Başkanvekili, “Danıştay kararının, meselenin teknik boyutunun tam olarak anlaşılamamasından kaynaklandığını zannediyoruz” deyip, Danıştay Dava İdâreleri Kurulu’nda haklılıklarının tesbit edileceğine inandıklarını açıklıyor. Millî Eğitim Bakanı ise “bir hukukçu olarak” “YÖK, kaynağını kuruluş yasasından alan bir yetkiyi kullanmıştır” değerlendirmesiyle kalıyor. Danıştay’ın katsayı kararının yürütmesini iki kez durdurmasının, sınava girecek öğrenciler üzerinde olumsuz etki yaptığını belirten Bakan, “Meclis’e gelirken bir polis memuru önümü kesti ve ‘iki çocuğum var ikisi de meslek okulunda okuyor ve akşam eve gittiğimde ikisi de ağlıyordu’ üzüntüsünü naklediyor. Devamında “İlk karardan beri ortalama her gün bine yakın çocuklardan ve gençlerden şahsi mail geliyor” tepkisini iletmekle iktifa ediyor. “Olumsuz yansımaları” aktarmakla ve “mağduriyet”ten yakınmakla yetiniyor…
YASAL DÜZENLEME GEREKİYOR… İşin ilginç tarafı, daha önce “Gerekirse bu hususta yasal düzenleme yaparız” diyen Bakan’ın, “Şu an yürürlükteki mevzuatın yeterli olduğunu” söyleyip “yasal düzenleme”den kaçınması. Danıştay’ın açıkça “gerekçe” gösterdiği, 28 Şubat postmodern darbesi sürecinde,1999’da sınav sistemine sokuşturulan, 12 Eylül ihtilâli ürünü 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 45. maddesindeki “meslek liseleri mezunlarının üniversiteye giriş başarı notlarının ayrıca tesbit edilip bir katsayı ile çarpılması” kaydını gözardı etmesi… Belli ki Millî Eğitim Bakanı da tıpkı Başbakan gibi topu taca atıyor, “yasa”ya yanaşmıyor; çözümü YÖK’e bırakıyor… Gelinen safhada, Danıştay’ın meslek okullarına yönelik “katsayı haksızlığı”na gerekçe gösterdiği yasayı değiştirmek için MHP değişiklik teklifi hazırlıyor. Ancak “yasal engel”i YÖK’ün yönetmeliğine ihâle eden siyasî iktidarda hâlâ bir hareket yok… Neticede hükûmet meseleyi YÖK’e, YÖK ise yine Danıştay’a havale etmekte. Daha önce yetkililerin ağzından alfabedeki harfleri sıralayıp en az yarım düzine “alternatif plân”dan dem vuran YÖK, “yeni formül” üzerinde çalışmak için “katsayı”yı katı bir şekilde savunan Danıştay’a yapacağı itirazın sonucunu bekliyor.
DEMOKRATİK EĞİTİM HAKKI… Bu arada sadece meslek okulları “katsayı” gibi kayıtlarla tasfiye edilmiyor. Türkiye’nin uymayı taahhüd etiği AB müktesebatına ilişkin “ulusal program”da ve “katılım ortaklığı belgesi”nde “demokratik eğitim” ve “din eğitimi ve öğretimi”ne dair verilen sözler de tutulmuş değil. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) Ek 1. Protokolü 2. maddesindeki “Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz; devlet, eğitim ve öğretim ile ilgili üzerine aldığı görevleri yerine getirirken, ebeveynlerin çocuklarına, kendi dinî ve felsefî inançlarına uygun olan bir eğitim ve öğretimin verilmesini isteme haklarına saygı gösterir” esası yerine getirilmemiş. Yine “hiçbir surette devlete, hak ve özgürlüklerin yok edilmesi veya sınırlandırması hakkını vermeyen” AİHS’in 17. maddesinde teminat altına alınan, vatandaşların düşünce, vicdan, din, inanç ve ibadet özgürlükleriyle dinlerini öğrenme ve yaşama hakkı sağlanmamış. “Dinî bir vecîbe olduğu” devletin din işlerinde yetkili anayasal kuruluşu olan Diyanet’in fetva kararlarıyla sabit olan başörtüsünü yasaklayan yasadışı yasak ve yine Diyanet’e bağlı camilerde ve Kur’ân kurslarındaki Kur’ân öğreniminin önüne konulan “yaş yasağı” sürüyor… Neticede hak ve hürriyetlerle ilgili konular iktidarın elinde kalıyor. AKP hükûmeti, el attığı demokratik eğitim hakkını, özellikle din eğitimi ve öğretimine dair düzenlemeleri başaramıyor; demokratik irâde zafiyetiyle yüzüne gözüne bulaştırarak işin içinden çıkılmaz hale sokuyor… “Katsayı” kördüğümünde olduğu gibi… 12.02.2010 E-Posta: [email protected] |