H. İbrahim CAN |
|
Cumhurbaşkanı Gül Bangladeş’e geçerken |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve beraberindekiler bugün Hindistan ziyaretini tamamlayıp, Bangladeş’e geçiyorlar. Bangladeş’le dostluğumuz, 1974 yılında ülkenin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden birisi olmamızla başlıyor. Aslında Bangladeş’in kuruluşu hüzünlü bir hikâye. 1947 yılında Hindistan’ı terk etmek zorunda kalan İngilizler arkalarında birbirine düşmüş milyonlar bıraktılar. Müslümanlar, Hindular ve Sihler korkunç bir iç savaşa sürüklendi. Sonunda milyonlarca insan yerlerinden edilerek bölündü. Bir milyon insan bu çatışmalar ve göçlerde hayatını kaybetti. Ortaya Pakistan ve Hindistan çıktı. Ancak İngilizler’in Doğu ve Batı Pakistan’ın arasına soktuğu Hindistan topraklarıyla bölerek ektiği fitne tohumları 1971 yılında Pakistan’ın bölünerek Bangladeş’in doğumuyla sonuçlandı. O günden bu yana Bangladeş toparlanmaya, gelişmeye çalışıyor. Pirinç ve jütte dünyanın önde gelen üreticilerinden. Ancak siklonlar, musonlar ve bunların doğurduğu seller sık sık vuruyor ülkeyi. Bu yıl soğuk hava dalgasının vurduğu gibi. Asıl gelir kaynağı ise tekstil. Bangladeş’in toplam ihracatının yüzde 75’ini tekstil ürünleri oluşturuyor. Toplam 2,2 milyon kişi bu sektörde çalışıyor. Ancak küresel kriz, ihracatın gelirdeki ağırlığı nedeniyle, küresel ekonomiye bağımlılıkta üçüncü sırada yer alan Bangladeş’i kötü vurdu. 2009 yılının son üç ayında 100 tekstil fabrikası kapandı. Hızlı nüfus artışı, yolsuzluklar, işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlikler ülkenin kalkınmasını yavaşlatmaya başladı. Yaklaşık 150 milyon nüfusuyla dünyanın yedinci büyük nüfusuna sahip Bangladeş. Bu nüfusun yalnızca yüzde 33’ü okuma yazma biliyor. Yüksek öğrenim görenlerin önemli bir kısmı beyin göçü ile ülkeyi terk ediyor. Ülkemizin uzak doğuda en çok ticaret yaptığı ülkeler arasında 14. sırayı alıyor Bangladeş. Ancak ağırlığı ithal ürünleri oluşturuyor. En çok da jüt ve jüt ürünleri ihraç ediyor, çuval yapımında kullanıyoruz. İki ülke arasında ticaret anlaşması, ekonomik ve teknik işbirliği anlaşması ve yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması dahil olmak üzere, ticarî işbirliğini kolaylaştıracak ve güvenceye alacak tüm anlaşmalar yapılmış ve ortam oluşturulmuştur. İki ülkenin ana üretim alanlarından birisinin tekstil olması, özellikle Avrupa ve Amerika’da rekabet şartlarını doğurmakta, işbirliğini güçleştirmektedir. Bangladeş 5000’e yakın tekstil türünü Amerika ve AB ülkelerine sıfır ya da çok düşük gümrükle ihraç edebilmektedir. Bu yüzden Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinden çok, bu ülkeye olan desteğimizin ve aramızdaki dostluğun gösterilmesi fırsatına hizmet edecektir. Yüzde 90’ı Müslüman olan Bangladeş’le olan dostluğun gelişmesi, Afrika gibi yeni pazarlara birlikte girilmesine vesile olacak işbirliğini doğuracaktır. Umarız Hindistan gezisi kısmında olduğu gibi, Bangladeş kısmı da yapılan temaslar ve işbirliği çalışmalarından çok Cumhurbaşkanımızın Türkiye gündemine yönelik açıklamalarıyla öne çıkmaz. 12.02.2010 E-Posta: [email protected] |