24 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

DTP’deki ayrışma


A+ | A-

Dağdan iniş sürecinin test niteliğindeki ilk aşamasında yaşanan şov görüntülerinin, DTP cenahında öteden beri sözü edilen “güvercin-şahin” ayrışmasını bir kez daha su yüzüne çıkardığı gözleniyor. Bir tarafta, hassasiyetleri “iplemeyen” tahrikçi ve sorumsuz güruh; diğer tarafta Genel Başkan Türk’ün ağzından “Aman dikkat, duygularımızın yerine aklımızı kullanalım, kamuoyundaki tepkileri önemsemezsek süreci tıkarız” uyarıları yapan kanat.

Birinci gruba kalsa, üniformaları ve zafer işaretleriyle karşılanıp otobüslerin üzerine çıkarılan PKK’lıları, o halleriyle Türkiye’nin her yerine götürüp, tahrik ateşini bütün ülkeye yayacaklar.

Ama neyse ki, Türk’ün başını çektiği mutedil grubun tavrı ağır basmış görünüyor. Teslim olup, hakimin ilgili kanunları açılım mantığına ve maslahatına uygun bir yaklaşımla yorumlaması neticesinde serbest kalan PKK’lıların, bilâhare üniformalarını çıkarıp sivil kıyafetler giymeleri ve otobüs şovlarının başka yerlerde tekrarına müsaade edilmeyeceğine dair haberler buna işaret.

Bu bağlamda, yine Türk’ün dağdan inişlerle ilgili olarak yaptığı “Bu gelişme ne zaferdir, ne kahramanlıktır, ne de yenilgidir” şeklindeki serinkanlı değerlendirme de son derece önemli.

Türk’ün Eylül başındaki Diyarbakır mitinginde ve sonraki günlerde, bilinen DTP söylemlerinden farklı bir dil kullanarak, “Ramazan ayının hatırına da olsa barış tesis edilmelidir” deyip, bu sürecin barışa çevrilmesi için Allah’a yalvardıklarını ve duâ ettiklerini söylemesi ve “Barışın geldiği günü göreyim, ertesi gün Allah canımı alsın” demesi de samimiyetinin ifadesi olmalıydı.

Türküyle, Kürdüyle ve diğer unsurlarıyla bütün milletin içtenlikle paylaştığı bu yakarış ve duâ inşaallah ind-i İlâhîde kabule mazhar olmuş olmalı ki, kısa süre sonra dağdan inişler başladı.

Müslüman milletimizin Ramazan ve duâ gibi ortak değerlerini seslendiren bir söylem, hem DTP’yi milletin ekseriyetine yaklaştırarak ona bölge değil, Türkiye partisi olma yolunu açabilir, hem de sorunun çözümüne ciddî katkılar sağlayabilir.

Türk’ün Ramazan’da yaptığı barış duâsı ne kadar sıcak ve birleştirici olduysa, başkanı olduğu partinin milletvekillerinin birkaç yıl önce yine bir Ramazan günü gittikleri tatil beldesindeki lüks otelde kahvaltı yaparken çekilen görüntüleri de o ölçüde yadırganmış ve eleştirilere konu olmuştu.

Oradan bu noktaya gelinmesi son derece önemli ve takdire şayan bir gelişmeyi ifade ediyor.

Ancak DTP’deki ayrışmada, dağdan inişi şova dönüştüren kanadın, aynı zamanda Ramazan ve oruç gibi değerlere alenen saygısızlık göstermekte beis görmeyen kişilerden oluşması ilginç.

Türkiye’nin terör fitnesi başta olmak üzere diğer hassas alanlardaki provokasyonları da boşa çıkararak sağlam, muhkem ve kalıcı bir barışa kavuşması açısından, itidal, denge ve saygı son derece önemli. Ve bunun PKK-terör-Güneydoğu’ya bakan cihetinde, DTP’de Ahmet Türk’ün başını çektiği mutedil tavrın öne çıkması, açılım sürecinin başarısı için hayatî bir öneme sahip.

Gerçi PKK ve İmralı söz konusu olduğunda Türk’ün de diğerlerinden pek farkı kalmıyor. O da her fırsatta “Çözüm için kilidin anahtarı İmralı’da, oraya kulak verilmeli” sözünü tekrarlıyor.

Bu bir handikap. Ama partisinin tabanındaki gerçekler dikkate alındığında, belki de şu ortamda kaçınılması mümkün olmayan bir handikap.

Ancak teslim olan ilk gruptaki PKK’lıların, dağ psikolojisini yansıtan provokatif söylemleri terk edip üniformalarını çıkarmaya ikna edilmesinde Türk’ün oynadığı pozitif rol, sorunun çözümünde partinin şahin kanadından beklenemeyecek yapıcı bir misyon üstlenebileceğini gösteriyor.

Dolayısıyla, DTP’deki bu mutedil çizgiyi zora sokacak toptancı değerlendirmelerden kaçınılması, bu meyanda bir taraftan dağdakileri indirmeye çalışılırken diğer taraftan DTP’lilere yönelik operasyonları aralıksız devam ettirme garabet ve çelişkisine de bir an önce son verilmesi gerekiyor.

24.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.10.2009) - Kritik süreç

  (22.10.2009) - Başlangıç ve sonrası

  (21.10.2009) - Dağdan iniş

  (20.10.2009) - Münih notları

  (18.10.2009) - Yolculuk hızlanıyor

  (17.10.2009) - Yeni dengeler

  (16.10.2009) - AB aynası

  (15.10.2009) - Şüpheli ölümler

  (14.10.2009) - Afganistan ve İsrail

  (13.10.2009) - Ermeni açılımı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.