H. İbrahim CAN |
|
Batının işgalindeki Afganistan’ın haşhaşı kimi vuruyor? |
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu Afgan afyonunun Batıya etkileri konusunda bir rapor yayınladı. Bu rapora göre dünya uyuşturucu piyasasındaki afyonun yüzde doksanı Afganistan’dan geliyor. Her yıl dünyada 100 milyon insan Afganistan’da üretilen afyon ve türevlerinden ölüyor. Bu uyuşturucunun en iyi pazarlarından olan Rusya’da (yılda 75/80 ton tüketiyor ve toplam pazarın yüzde 20’sini oluşturuyor) bağımlıların sayısı on yılda on kat arttı ve bunların her yıl 30 ila 40 bini bu yüzden ölüyor. Raporda ilginç de bir dipnot düşülüyor: bir yılda ölenlerin sayısı Afganistan’daki yedi yıllık Sovyet işgali döneminde ölen Kızıl Ordu askerlerinin sayısından fazla. Sadece Rusya değil, İran da en çok etkilenen ülkelerden halen bir milyon afyon bağımlısı olduğu hesaplanıyor. Avrupa’da ise bu rakam 1,6 milyon kişi. Batıda en çok eroin kullanıcıları İngilizler (321.440 kişi). Onları İtalyanlar izliyor (305.360 kişi). Ülkemizde bu rakamlar çok düşük olsa da, hızla artıyor ve uyuşturucu kullanımı ortaokul çağına kadar inerek geleceğimizi tehdit ediyor. Afganistan’da yılda üretilen afyonun değeri 1 milyar dolar. Ancak Batıya gelene kadar bu rakam 65 milyar dolara çıkıyor. Uyuşturucu trafiği tarihi İpek Yolu ile aynı güzergâhı kullanıyor. Afganistan’dan Pakistan’a geçişi kolay. Oradan İran üzerinden Ortadoğu’ya veya Türkiye’ye geliyor. Türkiye ve Ortadoğu’dan da Batı ülkelerine. Son yıllarda Türkiye’de istihbarat ve operasyonların yoğunlaştırılması trafiği Suriye’ye kaydırıyor. Ancak yine de ülkemiz üzerinden kaçırılan uyuşturucu miktarı az değil. Meselâ Rusya’nın üç katı afyon yakalanıyor ülkemizde. Ama yol boyunca toplam yakalanabilen miktar yüzde 8’i geçmiyor. Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen eroin miktarı yıllık 105-110 ton. Hiç de küçümsenecek bir miktar değil. Yani ülkemiz Balkan Rotasının en önemli köprü ülkesini oluşturuyor. Bunlar acı gerçekler. Burada insanın aklına önemli sorular geliyor. Dünyanın en büyük afyon üreticisi olan Afganistan kimin kontrolünde sekiz yıldır? NATO güçlerine rağmen Afganlılar bu kadar çok afyonu nasıl üretiyor? En büyük hamileri ve pay sahibi Batının desteklediği Karzai değil mi? Daha geçenlerde Karzai afyonu kast ederek “gelirin yalnızca yüzde 3’ünü, suçlamanın ise yüzde 100’ünü biz alıyoruz” diye yakınmıyor muydu? Taliban Yönetimi lideri Molla Ömer iktidarda olduğu 2000 yılında Afganistan’da haşhaş üretimini yasakladı. 2001 yılı hasadı sıfıra yakındı. Demek ki kontrol altına almak mümkün. Ancak yıllardır bu ülkede olan Amerika ve müttefikleri dünyanın bu en ağır felâket kaynağının üzerine gitmiyor. Ne garip bir kısır döngüdür ki; orada kontrol altına almadıkları afyon, en çok kendi ülkelerinde onların çocuklarının ölümüne sebep oluyor. Bu yüzden Batılıların Afganlılardan önce kendi liderlerini suçlamaları gerek. Tabiî bu durum ülkemizin yıllardır uyuşturucu trafiğinin köprü ülkesi olmasının vehametini hafifletmiyor. Peki neden bunca teknolojiye, doğu ve güneydoğuda terör nedeniyle sınırlarda ve iç bölgelerde alınan bunca güvenlik önlemine rağmen, bu trafik sürebiliyor? Bu durum her şeyden önce bir vebaldir. Yüz binlerce masum genci zehirleyen bu maddenin ülkemizden geçişini mutlaka durdurmalıyız. Unutmayalım ki onlarca yıldır şimdi tasfiye etmeye çalıştığımız terör örgütünün en önemli gelir kaynağı bu trafikti. Eğer bu tasfiyeye birileri çomak sokacaksa, bunların içinde uyuşturucu kaçakçılığından nemalananların başta geleceğinden kuşkunuz olmasın. Afganistan’da, kaynağında bu zehir ticaretinin kökünü kurutmak ABD ve müttefiklerine düşerken, uyuşturucunun Balkan Rotasının köprü ülkesi olmaktan ülkemizi çıkarmak da devletimizin en önemli görevlerinden birisi olmalı. 24.10.2009 E-Posta: [email protected] |