H. İbrahim CAN |
|
Obama'nın Nobel Barış (vaadi) Ödülü! |
2009 Nobel Barış Ödülü Amerikan Başkanı Barack Obama’ya verildi. Peki Obama dünya barışına hangi katkılarından dolayı ödüle lâyık görülmüştü? Norveç Nobel Komitesi, bu gerekçeyi “uluslar arası diplomasiyi ve halklar arasındaki işbirliğini güçlendirme yönündeki olağanüstü çabaları” olarak açıklıyor. Özellikle de nükleer silâhsız bir dünya vizyonu ve bunun için gösterdiği çabaya özel önem verdiklerini belirtiyorlar. Güya Obama en güç uluslar arası çatışmaları çözmede bile diyalog ve müzakere yolunu tercih etmiş. Haklılar değil mi? Örneğin; Gürcistan’daki iç savaşa Rusya’nın dev gücüyle karışmasını böyle çözmemiş miydi? İran’ı nükleer silâhlanmadan caydırmak için de yalnızca diyalog ve müzakere yolunu seçmedi mi? Yanlış hatırlıyorsunuz; İran’ı caydırma bahanesiyle etrafındaki ülkeleri silahlandırmaya çalışan ABD değil, Rusya idi. Şimdi Obama, Afganistan’da da Taliban ile diyalog ve müzakere yoluyla sorunu çözmek isterken, Batılı müttefikleri zorla ilave asker yolluyorlar. Guantanamo’da yapılanları, CIA’nın diğer ülkelerdeki işkence kamplarını da Obama aslında istemedi. Gerçi Guantanamo’yu kapatma vaadiyle gelip 11 ayda kapatamadı ama olsun; daha önünde uzun zaman var. Yoksa tam tersi miydi? Benim hatırladığım kadarıyla Obama’nın “diyalog ve müzakere” yoluyla çözmeye çalıştığı tek sorun İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında yeni yerleşim yerleri kurması sorunu. Onu da İsrail’in dinlediği yok zaten. Dev bloklar her gün biraz daha yükselip yayılıyor. Kafamız karıştı şimdi. Acaba Obama’nın dünya barışına bizim bilmediğimiz başka katkıları mı var? Tamam şimdi hatırladım: Irak’tan askerlerini çekmeye başlaması. Gerçi apar topar çekilmeye başlamanın ardında, Irak’a demokrasi getirme hareketinin kaosa dönüşmesi, bu ülkenin Amerika için yeni bir Vietnam’a dönüşmesi yatıyor ama olsun. Yine de barışa katkı sayılır. İnsansız Amerikan uçakları Pakistanlı masum sivilleri, NATO uçakları masum Afganlıları vuruyor; ama bunlar da sayılmaz. Çünkü bunlar da barış getirme hareketinin gereği. Eşinin Beyaz Saray’ın bahçesinde kabak yetiştirerek dünya barışına yaptığı katkıyı da unutmamak gerek. Ama münafıklar çekemediler bu ödülü. ‘Daha onbir ayda ne yaptı ki, konuşmak ve vaatlerde bulunmaktan başka’ diye dillerine doladılar Nobel’i. Güya Obama’nın yaptıkları için değil, hayal ettikleri için verilmiş bu ödül. Norveç’in Amerika ile dostluğunu pekiştirme gayretinin ürünü diyenler bile var. Bir de karizmasına kanıp verdiler diyorlar. Çekemiyorlar ne olacak! Tek anlamadığımız husus; Obama’nın kendisinin de bu ödülü hak ettiğine inanmaması. “Bu ödülü harekete geçme çağrısı olarak kabul edeceğim” diyor Nobel Barış Ödüllü Amerikan Başkanı. Pardon, bunca aydır ne yapıyordunuz? Aslında haklı galiba. Baksanıza Nobel Komitesi gerekçesinde ne diyor: “Obama gibi dünyanın dikkatini çeken ve insanlara daha iyi bir gelecek için umut veren kimseler çok nadir görünür”. Öyleyse bu Türkiye’deki liderlerimize örnek olmalı. Bu yıl dünya barışı için çok büyük vaatlerde bulunmalı ve gelecek yılın ödülünü kapmalılar. Nasıl olsa vaadinizi yerine getirmenizi isteyen yok. Sözünüzü tutmadınız diye ödülü geri alacak değiller ya! Laf aramızda bu fikir benim de aklıma yatmıyor değil. Haydi rastgele tüm Nobel adaylarına. 13.10.2009 E-Posta: [email protected] |