12 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Nurşin’e dönüş


A+ | A-

Cumhurbaşkanının üniversite eksenli Bitlis gezisinden kalan tartışma konularından biri, Gül’ün, ismi Güroymak olarak değiştirilen ilçeyi evvelce ve asırlardır kullanılan adıyla Norşin olarak ifade etmesi oldu.

Buna en sert—ve anlamsız—tepki yine MHP lideri Bahçeli’den geldi. Cumhurbaşkanının ilçe halkını Norşin adını kullanarak selâmlamasını, “Daha ‘demokratik açılım’ başlamadan PKK’nın taleplerine cevap veriyor” diye eleştiren Bahçeli, nasıl bir bağ kurduysa, “İstanbul tabelâsını da Konstantinopolis mi yazacaksınız?” diye sordu.

Eyne’s-serâ mine’s-süreyyâ! Ne alâkası var?

PKK çeyrek asırdır başımıza belâ edilen bir musîbet, ama Norşin veya Nurşin ismi, asırlardır var. Bu isme dönülmesini isteyenler ise PKK değil, orada yaşayan insanlar. PKK da aynı taleple ortaya çıkıyorsa, onunki istismardan başka birşey değil. Ama PKK’yı bahane ederek halkın taleplerine duyarsız kalmanın mantığı var mı?

Zaten, bugün çözüm aranan sorunun derinleşip bu boyutlara erişmesinin önemli sebeplerinden biri de, bölgeye yönelik asimilasyon politikalarının, hem insanların, hem yerleşim yerlerinin isimlerini “Türkçeleştirmek” suretiyle daha ileri ve rahatsız edici noktalara taşınması değil mi?

(Norşin’i Güroymak yapanlar, Said Nursî’nin köyü Nurs’u da Kefirli olarak değiştirmişler...)

Anadilini kullanma hakkına yapılan despotça müdahaleler ile bunların bilhassa nüfus ve tapu dairelerinde ve mahkeme salonlarında tetiklediği zorbaca tahakküm ve gerilimlerin halkta devlete karşı nasıl bir soğuma ve yabancılaşma hissi meydana getirdiğini anlayabilmek için illâ o sıkıntıya doğrudan muhatap olmak gerekmemeli.

Bahçeli’nin Norşin tepkisindeki önemli bir sakatlık da, diğer söylemlerinde her fırsatta “Etle tırnak gibiyiz” sözünü tekrarladığı Kürtleri adeta Bizanslılarla bir tutan bir mantık sergilemesi. Konstantinopol örneğinin başka bir izahı var mı?

Gerçi Gül’ün, Bitlis dönüşü yaptığı açıklamalarda Bizans eserlerini de “zenginlik” olarak nitelemesi bağlamında Kültür Bakanının geçtiğimiz günlerde Ayasofya’daki eski fresklerden birini açığa çıkarmakla övünmesi böyle bir tepki için makul ve anlaşılır bir gerekçe teşkil edebilir.

Ama Ayasofya için sessiz kalan Bahçeli’nin bu tepkiyi Norşin gibi hiç alâkası olmayan bir konu üzerinden ortaya koymasının hiçbir anlamı yok.

Nurşin'de insan kıyafetli melekler

Norşin bahsi açılmışken, Said Nursî’nin Mesnevî-i Nuriye isimli eserinden, konuyla ilgili çok lâtif bir anekdotu aktarmazsak bahis eksik kalır:

“Eğer istersen, hayalinde Nurşin karyesindeki Seyda’nın meclisine git, bak. Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melâikeleri bir sohbet-i kudsiyede göreceksin. Sonra Paris’e git ve en büyük localarına gir. Göreceksin ki, akrepler insan libası (elbisesi) giymişler ve ifritler adam suretini almışlar.” (s. 412)

Maddeten fakir, ama manen melekleri andıran birer sultan ve padişah hüviyetindeki Doğu insanı ile, Batının “medenî” görüntüsü altında akrep ve ifrit gibi zehirlemekten zevk alan materyalist ve vahşi insan tipi arasındaki büyük uçurum bu sözlerde veciz şekilde ifade ediliyor.

Norşin tartışmasının tedai ettirdiği mânâlardan biri de, dünyayı kendi hasis menfaatlerine göre tanzim hırsıyla hareket eden Batılı emperyalistlerin yönlendirmesiyle ve yerli istibdat rejimlerince uygulanan baskı, tahakküm ve sömürü politikalarının, bahsi geçen melek karakterli insanları hedef alarak büyük sıkıntılara soktuğu.

Ama o insanlar bu baskılara, provokatörlerin ekmeğine yağ sürecek fevrî çıkışlarla değil, sabır ve teennî ile mukabele edip, yine dehşetli tuzakları bozmuş ve böylece daha büyük fitnelerin önüne geçmişler. Bu örnek ahlâk ve tavırlarıyla, hem PKK’ya istismar edeceği yeni malzemeler vermemiş, hem de devlete, yaptığı vahim hataları düzeltme ve telâfi fırsat ve şansını sunmuşlar.

Norşin ismine dönülmesinde olduğu gibi...

12.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.08.2009) - Bediüzzaman ve Bitlis

  (09.08.2009) - Baba da bahtiyar, oğlu da

  (08.08.2009) - Abes kilitlenme

  (07.08.2009) - Ergenekon ve irtica

  (06.08.2009) - Seçim hesapları

  (05.08.2009) - “Demokratik açılım”

  (04.08.2009) - Açığa çıkınca...

  (02.08.2009) - Dostsuz zaman

  (01.08.2009) - Eğitim niye tıkandı?

  (31.07.2009) - Reformsuz olmuyor

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.