Faruk ÇAKIR |
|
Brüksel’deki Hamza’lar |
Yaşlı kıt’a Avrupa’nın, önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde İslâm’a teslim olacağı şeklindeki haberler her geçen gün artıyor. Bu müjdeli haberlerden biri de İngiltere’de, Telegraph gazetesinde yayınlandı. Telegraph Gazetesinin aktardığı çeşitli araştırmalara göre, 27 üyeli AB’de 2050’de nüfusun yüzde 20’si Müslüman olacak. Bazı şehirler bu oranı şimdiden yakalamış vaziyette. Geçen yıl Avrupa nüfusunun sadece yüzde 5’inin Müslüman olduğunu belirten Telegraph, ABD’nin Göç Politikası Enstitüsü’nün 2050 yılında Avrupa nüfusunun yüzde 20’sinin, Müslüman olmasını öngördüğünü aktarıyor. Bunun sebebi de, Avrupa’nın yerlileri arasında doğum oranları düşerken Müslüman ülkelerden Avrupa’ya göçün sürekli artmasıymış. Hatta İngiltere, İspanya ve Hollanda’daki bazı şehirlerde Müslüman nüfusun oranı şimdiden ‘şaşırtıcı’ rakamlara ulaşmış. Avrupa Parlamentosu için araştırma yapan Macar ekonomist Karoly Lorant, Marsilya ve Rotterdam’da nüfusun yüzde 25’i, Malmö’de yüzde 20’si, Brüksel ve Birmingham’da yüzde 15’i ve Londra, Paris, Kopenhag’da yüzde 10’unun Müslüman olduğu sonucuna varmış. (Radikal, 9 Ağustos 2009) Rakamlar ve tarihler değişse de değişmeyen bir gerçek var: Avrupa’da yaşayan Müslümanların sayısı hızla artıyor. Bu artışı sadece Avrupalıların yaşlanmasına bağlamak da doğru değil. Bilhassa 11 Eylül 2001 ‘İkiz Kule’ saldırısı sonrası İslâm aleyhinde yapılan propagandaların ters tepmesi ve ‘merak’ neticesi İslâmı araştıranların ‘fıtrat dini İslâma teslim olmaları’ da söz konusu. İngiltere’nin ‘sağcı’ gazetesi Telegraph, bu yayınıyla Avrupalıların içine ‘korku’ salarak, cemiyeti İslâmdan ve Müslümanlardan uzaklaştırmak istiyor olabilir. Fakat günümüz şartlarında bunun çok da mümkün olmadığı söylenebilir. Artık insanlık uyandı ve hakikati arıyor. ‘İfsat şebekeleri’ İslâmı perdelemeye çalıştıkça ‘fıtrat dini olan İslâm’ her geçen gün biraz daha parlıyor. Aslında İngiliz gazetesi de hakkı teslim etmiş ve son araştırmaların; Avrupa’daki Müslümanların radikalleşeceği korkusunun boşa çıktığını gösterdiğini hatırlatmış. Bununla birlikte, ‘doğru İslâm’ın tanınması ve tanıtılmasına duyulan ihtiyaç da her geçen gün biraz daha artıyor. Çünkü Avrupa’da ve dünyada İslâm’a hâlâ şüphe ile yaklaşan büyük bir kitle var. Nitekim, aynı haberden öğrendiğimize göre 2006’da ABD Hava Kuvvetleri’ne Avrupa ile ilişkiler konusunda sunulan bir raporda, Müslümanların getireceği değişimden Avrupa dış politikasının önemli ölçüde etkileneceği belirtilmiş. Değişiklikten kaygı duyan da Amerika. Raporda, ABD’nin Ortadoğu politikalarının önümüzdeki yıllarda ‘güçlü meydan okumalarla’ karşılacağı görüşü yer almış. Bu şu demek: ABD, Ortadoğu başta olmak üzere İslâm dünyasıyla ilgili olarak keyfine göre hareket edemeyecek, Müslümanlar yeri ve zamanı geldiğinde ‘dur’ diyecek. ABD’nin telaşı bu sebepten... Avrupa’da doğan çocuklara verilen isimler bile değişimin geldiği noktayı gösteriyor. Buna göre Avrupa’daki Müslüman nüfusunun 2015’te bir kez daha katlanması bekleniyor. Meselâ, Brüksel’de erkek çocuklara en çok konulan ilk yedi isim artık Muhammed, Adem, Rayan, Eyüp, Mehdi, Emin ve Hamza diye sıralanıyormuş. İnşallah bu isimlere Said’ler de ilâve olur... 10.08.2009 E-Posta: [email protected] |