Süleyman KÖSMENE |
|
Eşler arası hukuka dikkat! (3) |
İsmi mahfuz okuyucumuz: “Eşler arasında zulüm ve haksızlık sayılan davranışlar nelerdir?”
Dünden devam: 5- Kocanın karısını veya kadının kocasını dövmesi zulümdür. Peygamber Efendimiz (asm), “Dövenleriniz hayırlılarınız değildir” 1 buyurmuştur. 6- Eşlerin; birbirlerinin hatâ ve eksikliklerini, ayıp ve kusurlarını dışarıda anlatmaları, birbirlerinin sırlarını başkalarına yaymaları veya birbirlerine karşı bir tehdit unsuru olarak kullanmaları zulümdür. Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Kıyâmet günü insanların Allah katında derecesi en aşağı olanı, karısının sırrını yayan erkektir.” 2 7- Hastalık gibi mücbir bir sebep yokken, birbirlerinin cinsel istek ve arzûlarına karşı ilgisiz kalmaları, birbirlerini fazla şehvetli oluşundan dolayı kınamaları, sırf cezâ olsun diye birbirlerinin cinsî arzûlarına cevap vermemeleri zulümdür, haksızlıktır. Çünkü bu davranış yekdiğerini haramın ve sefâhetin kucağına atabilir. Bu da Allah’ın gazabına sebep olur. Karı ve koca ne kadar tartışma ve sürtüşme yaşıyor da olsalar, birbirlerinin cinsel isteklerine karşı anlayışlı ve saygılı davranmalılar, birbirlerini bu konuda cezâlandırmamalıdırlar. Ebû Zerr (ra) anlatmıştır: Ashab-ı Kiram bir gün: “Mal sahipleri sevapta çok ileri gittiler. Bizim gibi onlar da namaz kılıyorlar. Bizim gibi onlar da oruç tutuyorlar. Mallarının fazlasından sadaka da veriyorlar” demişlerdi. Allah Resûlü (asm) buyurdu ki: “Allah sizin için tasadduk edebileceğiniz bir şey kılmadı mı? Her tesbihte bir sadaka sevabı vardır. Her tekbirde bir sadaka sevabı vardır. Allah’a her hamd edişte bir sadaka sevabı vardır. Her tevhid kelimesini söyleyişinizde bir sadaka sevabı vardır. İyiliği emretmekte bir sadaka sevabı vardır. Kötülükten alıkoymakta bir sadaka sevabı vardır. Sizden birinin, karısı ile cinsel ilişkisinde bile sadaka sevabı vardır.” Ashab-ı Kiram (ra) bu son cümle üzerine sordular: “Yâ Resûlallah! Biz hem nefsânî arzûmuzu yerine getireceğiz, hem de onun için sevap mı alacağız?” Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm): “Eğer onu (kocasını veya karısını) harama terk etse idi, onun üzerine günah yükü vurulacak mıydı? Ne dersiniz? İşte bunun gibi, onu helâliyle tatmin edince de, bu ona sevap kazandırır” buyurdu.3 Zulüm bir kul hakkıdır. Zulüm söz konusu olunca şu hadis-i şerifi de hatırlamamızda yarar var: Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Kul ile Cennet arasında yedi sarp yokuş vardır. Bunların en kolay geçileni ölümdür. En zor olanı ise, zulme uğrayan kişinin zâlimin yakasına yapıştığı günde, hesap vermek için Allah’ın huzurunda dikilmektir.” 4 Hayatı birlikte yaşayan eşlerin ne olur ne olmaz, her türlü kul hakkına karşı birbirinin gönlünü zaman zaman almaları ve birbirlerinden helâllik istemeleri mü'mine yakışan davranışlardandır. Bazen bir küçük hediye, bazen bir gül, maddî değeri küçük olsa da, “gönül alma ve helâllik alma” açısından değerlendirdiğimizde değeri büyüktür. Bunu ihmal etmemelidir.
Dipnotlar: 1- İbn-i Mâce, Nikâh, 51; Nesâî, nikâh, 51. 2- Müslim, Nikâh, 21. 3- Riyâzü’s- Sâlihîn, 120. 4- Câmiü’s-Sağîr, 1722. 09.08.2009 E-Posta: [email protected] |