Cevher İLHAN |
|
Honduras’tan Çin’e uzanan CIA parmağı (1) |
İran’da seçimler bahanesiyle patlak veren kargaşa ve huzursuzluğun arkasında “Amerikan parmağı”nın olduğu dünya medyasında yoğun bir biçimde yer aldı. Ne var ki “Amerika’nın sömürgeci eli”, Irak’la, İran’la, Kafkasya’yla kalmadı, kalmıyor, Çin’e kadar uzandı, uzanıyor. Ve bu “gizli ifsad eli”nin uzandığı her yerde kargaşa, iç çatışma ve içsavaşlar baş gösteriyor. Amerikan yönetimlerine akıl hocalığı yapan Yahudi asıllı Kissinger’in, hedef ülkelerin başına terör, iç çatışma ve iç savaşla gâileler açma plânı, karışıklık ve darbeler üzerinde dönüyor. Pakistan eski Genelkurmay Başkanı Miraz Aslam Beig’in ifâdesiyle, İran’daki seçimlerin ardından “renkli devrim”e zemin hazırlamak için 400 milyon dolar harcayan CIA, yeryüzünü ateşe veren küresel ifsad senaryoları dünyanın dört bir yanında sahneliyor. Seçimler sonrasında İran’da baş gösteren tahrikin arkasında ABD’nin parmağı olduğu, birçok bağımsız kaynakça doğrulandı. Dahası geçtiğimiz aylarda Honduras’ta meşru devlet başkanı Manuel Zelaya’yı deviren ve kaçıran darbede de ABD’nin “gizli eli” CIA’nın başrolde olduğu birçok Latin Amerika ülkesinde bilinmekte. Darbeden kısa süre önce ABD’nin Honduras Büyükelçiliği yetkililerinin, darbeci sivil ve askerle görüşmüş, askerlerce gözaltına alınmadan önce Honduras Dışişleri Bakanı Patricia Rodas defalarca ABD Büyükelçisi Hugo Llorens’le temas kurmaya çalışmış, ancak çağrılarına cevap alamamıştı…
KALKIŞMA VE KAOSA ZEMİN HAZIRLAMA ABD’nin Honduras ordusu ile tarihî bağları ve yerli işbirlikçileri olduğu, Reagan döneminde CIA’nın, Honduras’taki kontrgerilla örgütlenmesi üzerinden Orta Amerika uyuşturucu trafiğini kontrol ettiğine dair raporlar ortada. Keza CIA’nın “ölüm tugayı”nın Honduras ordusuyla işbirliği içinde ülkede bir polis devleti kurulması katkısıyla işkence ve fâil-i meçhul cinâyetlerin sıradan hale gelmesi, tesâdüf değil… Bu açıdan dünyanın diğer ucundaki Çin’deki son kargaşa ve kalkışmanın arkasında “devletdışı organizasyonları” hazırlayan Kongre destekli Amerika’daki sözde sivil toplum kuruluşu NED’in (National Endowment for Democracy) bulunduğu iddiaları, dikkate değer. Amerika’nın küresel hegemonya ve çıkar politikalarına karşı olan ve projelerinden uzak duran hükûmetleri zayıflatıp düşürmeyi amaçlayan bu benzerî lobiler, ülkeyi karıştırmak için muhalif azınlıklara her türlü eğitim ve para desteğini vermekteler. Gürcistan’dan Ukrayna’ya, İran’dan Kırgızistan’a kadar birçok ülkede “değişim”, “demokrasi” ve “özgürleştirme” paravanındaki kalkışma ve kaosa zemin hazırlama senaryoları bunun ispatı. Sözkonusu kuruluşun teşkilinde rol alan Allen Weinstein’ın 1991 yılında “Bugün yaptıklarımız, 25 yıl önce CIA tarafından gizlice yapıldı” demesi, NED’in CIA’nın bir nevi yan kuruluşu ve sivil suratı olduğunu ele veriyor. Keza hâlen Türkiye dahil birçok ülkede “muhabir yetiştirme programları” adı altında Amerikan politikalarına hizmet edecek gazetecilerin yetişmesine malî ve proje desteğinde bulunulması, bu iddiaları daha da kuvvetleniyor…
“AMERİKAN İŞGÜZÂRLIĞI” MI? Şincan özerk bölgesinde petrol ve boru hatları bulunuyor. Kazak petrolünün geliş yolu bu bölgeden geçiyor. Bu durum, bölgede yalnız Çin ile Kazakistan’ı değil, Rusya’nın doğusunda kalan bütün Türkî Cumhuriyetleri ile Çin’i ve Rusya’yı birbirine bağlıyor. Ki bu bağlılıktan da Şangay İşbirliği Örgütü çıkıyor. “Bir olay kime yarıyorsa yapan odur” kuralınca Türkiye’den Çin’e bütün Ortadoğu, Orta Asya ve Önasya’nın demokrasilerini geliştirmesi, ekonomilerinin büyümesi, şüphesiz dünya patronluğunu kimseye bırakmak istemeyen ABD-İngiltere-İsrail eksenini rahatsız ediyor. AB’ye arkadan katakülliler çeviren, “AB içindeki ABD muhipleri”ni Truva atı gibi kullanan Amerika, Honduras’tan İran’a, Gürcistan’dan Çin’e, pek kayıtsız kalmıyor. İşte bütün bunlar Çin’deki tahrikin arkasında “Amerikan işgüzarlığı mı var?” sorusunu sorduruyor… 02.08.2009 E-Posta: [email protected] |