"Gerçekten" haber verir 05 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Batı medeniyeti çöküşe mi gidiyor?



“Rus Profesör Igor Panarin, 2010 yılında ABD’nin bölüneceğini öne sürdü. ABD’de yayımlanan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, toplu göçler, ekonomik çöküş ve ahlâkî düşüşün gelecek sonbaharda ABD’de bir iç savaşı tetikleyeceğini ve doların düşeceğini öne süren Panarin, 2010 yılının Haziran ayı sonralarında ya da Temmuz başında ise ülkenin altı parçaya bölüneceğini savunuyor.” (Basın/30.12.2008)

Bediüzzaman, onlarca yıl önce, Batı medeniyetini “kurtlaşmış bir ağaca” benzeterek çökeceğini ve yerini İslâm medeniyetinin alacağını;1 herkesin kıyameti beklediği bir karanlık devirde, İslâm’ın parlayacağını/Müslümanların yükseleceğini müjdeler.2

Bediüzzaman, Rusya’nın da (SSCB’nin) çökeceğini ve dinsiz kalamayacağını öngörmüştü 70 yıl önce… Ve 1989’da, kimsenin tahmin etmediği—Nur talebeleri hariç—bir çapta çöktü gitti…

Aslında, ABD’nin siyasîleri, Amerika’nın müthiş bir çözülme içinde olduğunu, çeşitli ırklar, milletler, gruplar, odaklar arasında çatışmalar olduğunu ve ayrışmaya doğru gittiğini görüyorlardı. 2001’de, birlikteliği sağlamak ve çatışmayı ABD’nin dışına taşımak için İkiz Kuleleri havaya uçurdular! Düşman belirlenmişti. ABD halkı güvenlik tehlikesi içinde idi, kenetleşmeliydi ve terörizmle savaş dışarıya taşınmalıydı…

İşin doğrusu, siyahî Barack Obama’nın seçilmesi de, bu çöküşü durdurmaya yöneliktir. Zira, ayrılığı en çok isteyen; uzun yıllar ezilen ve halen ikinci sınıf insan muamelesi gören ABD’li siyahlardır.

Batı medeniyetinin çöküşünü haber veren ayak seslerinden birisi budur: Irak, Afganistan ve Filistin’de yapılan zulüm, vahşet ve katliâmları durdurmamasıdır!

Batının mânevî değer ve insânî zenginliklerinin büyük bir erozyona uğradığını, bizzat kendi sosyal ilimlerle uğraşan ilim adamları, üniversiteleri, ahlâkçıları, araştırma merkezleri, teolog ve gönüllü kuruluşları istatistikî rakamlarla ortaya koyuyor. Aile ve akrabalık bağları, komşuluk münâsebetleri, insânî değerler olan yardımlaşma, selâmlaşma, sevgi ve fazilete ait duyguların dumura uğradığı çok açık.

Batı felsefesinin dayandığı menfî esaslar, “moda kültürü ve medeniyeti”nin karışımından meydana gelen mütenevvî hastalıklarla çalkanmaktadır. Alkol, uyuşturucu, AIDS, kumar, fuhuş, ensest ilişki, intihar, boşanma bunlardan sadece bazılarıdır. Ferd ise şaşkınlığın çıkmazı içindedir. Aile müessesesi, feminizmin tahribatıyla dağılmış ve parçalanmıştır. Toplum, hayatı mânâsız ve sıkıntılı bulmaktadır. İnsânî münâsebetler bitmiştir. Batı, bugüne kadar teknik, haberleşme, maddî imkân ve teknolojinin gücü ile bu yönlerini gizlemeyi başarabilmiştir. İnat ve gururları yüzünden bunu görmüyor, itiraf edemiyor! Hâlâ “medyatik” oyunlarla kendilerini kandırı-yorlar. Ne var ki, Harward Üniversitesi Visual and Environmental Studues Bölümü öğretim üyesi Dr. Nan Burks Freeman ve onun gibileri artık saklanacak durumun kalmadığını ifade ediyor: “Bu toplumun bunalım içinde olduğunu görmek çok büyük eğitimi gerektirmiyor. Hemen herkes, onu fark eder.” (Zaman, 26 Haziran, 1995.)

Bilhassa beynelmilel fesat şebekeleri, İslâm ülkelerindeki Müslümanların perişan hâlini sık sık ekranlara, gazete ve dergi sayfalarına aktararak yanıltıyorlar. Müslüman coğrafyalarda yaşayan gayr-ı müslim veya ateistlerin ahlâk ve davranışlarını da Müslümanlıktan kaynaklanıyor gibi göstererek, İslâmiyete olan teveccühleri kırmak istemeleri gözlerden kaçmıyor. Böylece Batı insanı, medyanın bombardımanı altında, gerçeği bulamıyor, en azından kıyaslayamıyor! Hele, bir kısım İslâm ülkelerinde yaşanan menfî hâdiseleri duyunca, bütün bütün aleyhte şartlanıyor ve İslâmiyeti öyle zannediyor!

“Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler” hakikati, mutlak bir realite olarak kendisini gösteriyor.

Dipnotlar:

1- Hutbe-i Şamiye, s. 43. 2- Tarihçe-i Hayat, s. 120.

05.01.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.01.2009) - İsveç, Norveç'ten sonra darısı Türkiye'nin başına

  (03.01.2009) - Tevekkülün kazandırdığı güç

  (02.01.2009) - İman, tevekkül ve terakkî

  (01.01.2009) - İslâm ekonomisi, Esmâ-i Hüsnâ’ya endeksli

  (31.12.2008) - Saldırgan İsrail’in nevrotik yapısı

  (30.12.2008) - Kriz, çalışma şevkiyle aşılır

  (29.12.2008) - İmtihan, tekâmül ve çalışma

  (27.12.2008) - Ekonomik krizi aşma ve kalkınma imâna bağlı

  (25.12.2008) - Şiddete değil, şefkate dayalı cihad-ı mânevî

  (24.12.2008) - Cihad ve çeşitleri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır