Sözün bittiği yerde...
SİYASETİN zâlim gölgesinin düştüğü mazlûm bir Filistin…
Mazlûm bir halk…
“Siyasal” İslâm’ın, hem de “Misilleme”nin “Adâleti” hem de “Barışı” sağlamadaki o “hazîn” karşılığı…
İşte Gazze..
Yüzlerce mâsûm, hem de yüz binlerce “mağdûr” insan…
Yıkılan onca evler, yaşama sevinci, umutlar…
Geleceğe bakan…
Yerle bir olan bir o kadar hastaneler, hastalar…
Okullar, çocuklar…
Câmiler, mâsûmlar…
Gerekçesi, belki de sadece “lojistik” destek olan…
Maddî… Mânevî…
İşgalci, her yaptığı, her nasılsa, hem de istisnasız, “her zaman”, her “nedense”, yanına, hep ama hep “kâr” kalan “Zalûm-i Cehûl” bir devlet tarafından…
İşte Cemiyet-i Akvâm…
İşte Birleş(miş) Milletler…
İşte açıklamalar.. İşte beyanlar.. İşte “karar”lar…
***
İşte Dinimiz, işte Mukaddesâtımız…
İşte İslâm…
İşte Ülkeler!..
İşte, sözde, Müslüman…
Kendi “hâkimiyetleri” ya da “menfaatleri” üzerinden, sözde “Adâlet ve de Barışı” gerçekleştirmek için sözde “Diploması” faaliyeti içinde olanlar…
Afganistan’da el-Kâide bağlantılı olduğundan şüphelenilen topu topu 65 kişinin öldüğü Tâliban saldırısı için kendi Dışişleri nezdinde “teröristler”, hem de “terörizm” için “en sert” açıklamayı ve de “kınama”yı yapan, fakat diğer tarafta 400’den fazla mâsum insanın öldüğü, iki binden (2.000) fazla insanın da yaralandığı “eli kanlı” ve de “terörist” bir devletin diğer bir saldırısında ise “dişe dokunur” hiçbir yazılı “resmî” açıklamayı ya da “kınamayı” yapmayan bir Dışişleri…
Bir Cumhûrbaşkanı…
Bir Başbakan…
Sadece, çıkıp, “Bu bize de yapılmış bir saygısızlıktır!”
Ya da “Orantısız güç kullanma” tabirinden, hiçbir müeyyide, hem de “yaptırım” gücü olmayan çok “cılız”, aynı zamanda sadece ve sadece “sözlü” açıklamalar ve de beyanlar…
Diğer taraftan onlarca büyük “ticarî” ve de, asıl “Askerî Antlaşmalar”…
Stratejik…
Müttefik, ortak, beraberce “dostça” hem de “mâsûm” onca tatbikatlar…
İşte halk…
İşte insanlarımız…
İşte sokaklar…
İşte Müslümanlar…
İşte Temsilcileri…
İşte Hükûmetlerimiz…
İşte idarelerimiz…
İşte seçtiklerimiz…
İşte biz…
İşte, belki de siz…
İşte onlar…
İşte “fark”ımız…
|